Hurafe Nedir?

Bekir Çöl

VAN 8.03.2018 10:48:28 0
Hurafe Nedir?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Bu kavramı; “Mantıki temeli olmayan telakki ve uygulamaları din adına ileri sürülüp benimsenen batıl inanç ve davranışları ifade eden bir terim diye ifade etmişlerdir.” Bunamak anlamına gelen haref kökünden türemiş bir isim olan “Hurafe” kelimesi, “Akla ve gerçeğe aykırı düşen aldatıcı söz” demektir.

Hurafe: Mantıki olmayan, gerçek hayatla ilişkisi bulunmayan, inanç ve uygulamalar, iyilik ve kötülük getireceğine inanılan kuvvetler için kullanılan genellikle sihir, büyü ve bunların ürünü olan şeylere verilen isimdir. Hurafeler bütün dinlere sirayet etmiş ve asıllarını bozan, değiştiren unsurlar olarak her zaman var olmuştur. Şimdi semavi dinlerden Yahudilik ve Hıristiyanlık da ki hurafelere bir göz atalım. 

Yahudilikte hurafe: Yahudilikteki en eski hurafelerden biri nazardır. İbranicede bu inanç “ayin ha ra” (Şerrin gözü) şeklinde geçer. Bu inanca göre önemli şahsiyetler, güzel kadınlar ve yeni doğan bebekler kötü insanların nazarına maruz kalmaya en elverişli tiplerdir. Nazardan korunmak için değişik yollar vardır. Bunların en eskisi; metalden yapılmış üzerinde dualar yazılı el şeklindeki muskalardır. Yahudiler her duada “Keyn agen hore” (Kötü göz yok olsun) diyerek nazara karşı önlem alırlar.

İkinci yaygın hurafe: El falına bakarak insanın geleceğini okumadır. Buna göre herkesin elinde doğuştan getirdiği ve hayatının tamamını gösteren çizgiler mevcut olup bu konuda uzman olan kişi herkesin geleceğini önceden bilme yeteneğine sahiptir. Yahudilikte ki hurafe türünden inançların büyük bölümü çocuk doğurma ile ilgilidir. Çocuğun erkek olması için anne hamilelik sırasında her Cuma bir erkek adı telaffuz eder, doğumun olacağı odaya cinler girmesin diye yere tebeşirle bir daire çizilir, doğumun kolaylaşması için kapı açık bırakılır; Doğum sancısı zor olan kadının eline Sinagok’un anahtarı tutuşturulur. Dişi cin “lilitten” korunmak için kadının yatağının altına muska konur. Doğum odasına sarımsak asmak, duvara açık el tasviri çizmek diğer hurafelerdir. Tevrat’ın yere düşmesi felakete, köpeğin uluması ölüme, ayın tutulması belaya işarettir. 

Koruyucu hurafeler: İçinde cinleri barındırdığı için karanlıktan geçerken ışık tutmak; cinleri uzak tutmak için beyaz elbiseler giymek, yatak altına demir koymak koruyucu hurafe olarak kabul edilir.

Hıristiyanlıktaki hurafeler:

- Yedinci çocuğun şifa verme gücünün olduğu.

- Cadıların büyü yapmak için kullandığına inanılan sağ işaret parmağının kullanılmaması.

- Evlerin kapılarına at nalı takılması.

- Uğursuzluk getirdiğine inanılmasından dolayı on üç sayısının kullanılmaması.

- Aynanın kırılmasının uğursuzluk getireceğine inanılması.

- Birinin öldüğü evdeki aynaları üstünün örtülmesi.

- Kötü ruhları savmak için ahşap bir nesneye iki defa vurulması.

- Baykuşun ötmesinin ölüm haberi getirmesi.

- Kara kedi görenlerin belaya maruz kalacağı.

- Ölü ruhun yeryüzüne dönmesini önlemek için cenaze sırasında siyah giyilmesi gibi pek çok örnek Hıristiyanlığa ait hurafelerdir. (Ali Murat Yel, İslam Ansiklopedisi)

Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki hurafeleri yazmamdaki maksat birazda İslamiyet’e giren hurafelerin kaynağını göstermek içindir.

Hurafe kelimesi Kur’an’ı Kerimde geçmez, Fakat “uydurulmuş sözleri” anlamına gelen (esatir) dokuz ayette geçmektedir. Hadisi şeriflerde ise bir rivayette geçmektedir. Bu rivayette peygamber efendimiz bir konuyu anlatırken dinleyen kadınlardan biri “Ey Allah’ın Resulü” bu anlattığınız hurafenin sözüne benziyor” demiş. Resulü erkemde,  “Hurafenin ne olduğunu biliyor musun? Diye sormuş ve şöyle devam etmiştir.” Hurafe beni uzreye mensup bir adamdı. Cahiliye döneminde cinler tarafından esir alınmış,  içlerinde uzun süre kalmış ve sonra serbest bırakılmış; cinler arasında gördüğü ilginç olayları anlatınca insanlar kendisini yalanlamış ve artık onlar asılsız kabul ettikleri her söz için “Hurafenin sözü” demişlerdir.(İbniül Esir Enni haye müsned, vı, 157; Taberani, vıı, 40–41)

İslam’ın ana kaynağı Kur’an’ı Kerimin bizzat Hz. Peygamber tarafından yazılı bir metin haline getirilmesine, ayrıca Müslümanların çoğu tarafında ezberlenmesine rağmen İslam dinine de çeşitli hareketlerin sokulduğu görülmektedir.

Bu hurafelerin kaynağını ve ortaya çıkışını şöyle sıralamak mümkündür.

 

1- Eski dinlerden geçenler: Cahiliye devri Arapları uğura, uğursuzluğa ve cinlerle ilgili çeşitli hurafelere inanıyorlardı. Cinlerin kertenkele, Kirpi, Deve kuşu, tarla fareleri, Tavşan gibi hayvanların şekline girerek insanlara göründüğüne inanılması, Karga ve bazı Baykuşların uğursuz addedilmesi, göz değmesinin insanlar üzerinde etkili olması bu dönemde ki hurafelerdir. (Mahmut Şükrü el Alusi, 11, 325) 

Eski İran ve Hint dinlerine mensup guruplar, Şamanizm, Budizm, Manihenizm ve Zerdüşlük dinine bağlı olan din adamları, cahiliye Arapları hurafelerinin cahil halk arasına yayıldığını görünce, bu durumdan faydalanarak daha çok eski şaman efsununa ayetler, Kâbe, Levhi Mahfuz, Arş ve Kürs gibi motifleri karıştırarak mesleklerini yeni dinlerinde de devam ettirmişlerdir. Şamanizim den su kültü, Hıristiyanlıktan gelen türbeleri kutsallaştırma, Yahudilikten geçen tılsımlar hurafe örnekleri olarak görülür.

2- Cehalet yoluyla geçen hurafeler: İslam’ı ana kaynağından öğrenip halkı aydınlatacak sayıda âlim yetişmemesiyle halk arasında cehalet ve dolayısıyla hurafelerde yaygınlaşmıştır. İslamiyet insanları düşünmeye, akıl yürütmeye çağırarak “De ki: İşte benim yolum, ben şuurlu bir şekilde Allah’a çağırıyorum, bana uyanları da”(Yusuf 12, 108 ) buyurduğu halde artan Müslüman nüfusa orantılı olarak din adamının yetiştirilememesi halk arasına hurafelerin girmesine ve yerleşmesine vesile olmuştur.