BATTAL HOCAYA HAKSIZLIK EDİLİYOR
Ülkemiz zor bir süreç geçiriyor. Ortalığa pusulu hava hakim, bu pusulu havada kim kimi karalayıp oluşturacağı algılarla yok etmeye çalışması tam hız devam ediyor. İnşallah bu konularda karar verenler kendilerine gammazlanan suçsuz günahsız insanları da arada yok etmezler.
Tabi ki, bu makaledeki konum Van yüzüncü yıl üniversitesi rektörü prof. Peyami Batta hocayla ilgili olacaktır. Battal hocaya iki konuda haksızlık yapılıyor birincisi darbe girişimi sonrası rektör neden yok yalanıyla algı oluşturulmak isteniyor. İkincisi ise, neymiş efendim, oğlunun adı Fetullah'mış!.
Birinci karalama yalanına 15 Temmuz tarihinde ülke yönetimine ve seçilmiş yöneticilere karşı başlatılan gayri meşru darbe girişimine karşı başlatılan halk hareketine ki henüz cumhurbaşkanımız sokaklara çıkın çağrısı yapmadan meydana toplanmış 50-60 kişiden biri Peyami battal hocanın olduğunu bizzat şahit oldum.
Dolayısıyla Battal hoca darbeye karşı çıkmadı safsatası iftiradan karalamadan başka bir şey değildir. Hocanın konumu itibarıyla darbeye karşı toplananların içinde olması doğrusu beni biraz daha umutlandırdı. Çünkü çeşitli darbeler görmüş bizzat yaşamış biri olarak ilk kez akademisyenlerin darbe karşıtı olarak meydanlara indiğine tanık oldum.
16 Temmuz sabahı balık heykelinin yanında henüz platformun kurulmadığı birinci gün il başkanı Zahir Soğanda'nın teklifiyle darbe konusunda ilk konuşmayı ben yaptım benden sonra ikinci konuşmayı Battal hoca yaptı. Hoca konuşmasında üniversite olarak aldıkları senato kararıyla meydanda olacaklarını deklare etti.
Daha sonra Rektör Prof. Dr. Peyami Battal'ın da aralarında bulunduğu akademik personel ve idari personelden oluşan 3 bin kişi önce kampus alanında saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşı okuduktan sonra otobüslerle şehir merkezine gelerek akademik ve idari personel ellerindeki bayraklarla Cumhuriyet Caddesi üzerinde 'YYÜ burada FETÖ nerede', 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganları atarak Valilik önüne kadar yürüdü.
Karalamalarla oluşturulmak algılarla Peyami Battal hocayı bu pusulu havada yok çalışanlar unutmasınlar ki, hocanın üniversite halk diyalogunu ve üniversitedeki fiziki değişim ve gelişmeler başta olmak üzere akademik personel yönünden önemli mesafeler almasını hazzetmedikleri için yapmaktadırlar.
Böylesi bir süreçte Van halkı üniversitemiz açısından çok ama çok önemli olan hocanın bir oldubittiye götürülmesini kabul etmez. Yine Van halkı darbeyi duyara duymaz meydana koşanlarla ortalık biraz normale dönmeye başladıktan sonra sokağa çıkanları çok iyi biliyor.
Gelelim ikinci karalamaya, Peyami Battal hocanın oğlunun isminin Fetullah olması onun Fetullahçı olduğundan dolayı suçlu ilan etmenin hiçbir izahı olamaz. Bir insanın isim benzerliğinden dolayı herhangi bir örgüte ram edilmesi kadar saçma bir şey olmaz olamaz.
Kaldı ki, geçmişte her kesimin sempati duyduğu önemsediği bir örgüt liderine birtakım insanlar gibi hocanın da sempati duymasından daha doğal bir şey olmaz. Nasıl ki, ona sempati duyanlar onları Fetullahçı kılmadıysa Peyami Battal hocayı Fetullahçı kılmaz.
Demin dediğim gibi hoca üniversitemiz için oldukça önemlidir. Yaptıklarıyla çalışmalarıyla Van halkının gönlünde önemli yer edinmiş olan hocanın oldubittiye gitmesinin hiçbir izahı olmaz.
Hocayı darbeci ilan etmek, 30 yaşındaki oğlunun ismi üzerinden örgüt taraftarı ilan etmekle amaçlarına ulaşmak isteyenler bilsinler ki, sadece kendilerini kurtarmak örgüt sempatizanı bağımlısı olmadıkları imajını oluşturmak için yapmaları onlara bir şey kazandırmayacaktır. Van halkı hocanın yanında yaptıklarının bilincindedir.
Hayatı boyu hiçbir şeyde başarı gösteremeyenler başkalarının yaptıklarını küçük göstererek kendilerini teselli etmeye çalışıyor olmaları kendilerine bir şey kazandırmayacaktır.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
