Müslümanlar, Hicri yılbaşında hicretin önemini bir kez daha kavramak ve hicret odaklı bir hayat yaşamak durumundadır. Zira hicret, basit bir göç veya yolculuk hadisesi değildir. Hicret varoluş mücadelesinin en kritik dönemecidir. Hicret, günahları, şirki ve boşa geçirilmiş hayatları geride bırakmak ve anlam merkezli yeni bir hayata uzanmanın adıdır.
Müslüman, şirkten tevhide, kötülükten iyiliğie, zulümden adalete, nefretten merhamete, şiddetten sevgiye hicret edenlerin adıdır.
İçinde bulunduğumuz ay ayrıca içerisinde Kerbela gibi bir hadiseyi de barındırıyor. Kerbela, hak ile batılın, şeref ile zilletin, cehennem ile cennetin mücadelesinin adıdır. Kerbela, bir tarafta "Hayat, iman ve cihaddır" diyen Hüseyin'in bir tarafta ise "Hüseyi'ni ben öldürmedim, O'nu Allah öldürdü" diyen Yezid'in, bir tarafta da "Kalbimiz Hüseyin'den yana ama kılıçlarımız Yezid'den yana" diyen çıkarcı Ömer İbn-i Sa'd'ın bulunduğu ibret dolu bir hadisedir.
Hz. Hüseyin, akideyi temsil ediyordu. Yezid, kabileciliği yeni asabiyeti temsil ediyordu. Ömer İbn-i Sa'd ise ganimeti temsil ediyordu...
Kerbela, Ehl-i Beyt'in onurlu mücadelesi ve tüm çağlara örneklik teşkil edecek bir duruşun öyküsüdür.
Tüm İslam aleminin Hicri yılbaşını kutluyor, hayırlar getirmesini Allah'tan istiyoruz. Kerbela'yı andığımız bu ay ile çağımızın Kerbela'sı olmuş olan en başta Suriye ve tüm İslam aleminin zalimlerin elinden kurtulmasını dua olarak Rabbimize gönderiyoruz.
Hilalhaber
