Herkes safını belirlesin diye

Ömer Altaş

VAN 26.05.2015 10:19:04 0
Herkes safını belirlesin diye
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Kürdün gelinini söyler maltada biri
                 Bense voltadayım ranza dibinde
                 Çırılçıplak bir kavgada
                 Erkekçe olsun isterim
                 Dostluk da düşmanlık da
                                       Ahmed Arif




Çocukluk dönemi hatıraların dimağdaki etkisi farklı.

“Gerçek, bir taşın altında saklı dahi olsa biri gelir ayağıyla taşı yana atar onu ortaya çıkarır!”

Bunu bize söyleyen eke bir Solcuydu.

Bu tespit, “çelik çomak oynamak, yan bahçeden erik yemek, üst derede çimmekten” oluşan dünyamıza garip gelmişti.

Gördük ki, yaşamın hızı ve telaşesi olayların özünü saklayıp duruyor.

HDP olgusu bugün, gerçek yüzünü kapatan politik gelişmelerden memnun.

Devrimin, demokrasinin, barışın ve umudun kaynağı olduklarına dair oluşan psikolojiye kendileri de inanıyor.

Yanaşın ve dinleyin!

Sizden neler yansıyor görün.

Ya da size nasıl baktığımızı anlayın.

Ta ki kafası karışıklar iflah olsun.

Ta ki saflar tam olarak ayrışsın.

Bugün itibariyle sizin tarafınızda yer almak isteyenler neyin içinde yer alacaklarının bilincinde olsunlar!

Kandil’de peş peşe yaptığınız, sabahlara kadar süren toplantılarınız hatırlayın.

Umudunuzu yitirmiştiniz. Çıkış yollarınız kapanmıştı. Patikadan düzlüğe çıkamıyordunuz. Kör bir döğüş içindeydiniz. Geleceğin ufku karaydı.

Bir gün, eski devletin mağdur ettiği toplumsal dinamiklerden biri ayağa kalktı ve düzeni değiştirmeye başladı.

Önlenemeyen dönüşüme ve ortaya konan cesarete inanamadınız. Onlar, ülkeyi sizin hayal edemediği ufuklara taşıdı. Bu ülkenin tüm ideolojik yapılarının tezlerini bir bir hayata geçirdiler.

Nasıl şaşırdığınızın tanıklarıyız.

Önünüz açıldı. Siz bunu kendinizden menkul saydınız.

Şımardınız!

Ancak kritik siyasal süreçler, gerçek yüzünüzü saklayan perdeleri bir bir kaldırdı.

Şimdi sadece Sekülersiniz, bir önceki aşamada milliyetçi, ondan önce Marksist Solculardınız.

Siz şu gerçeğin bir kez daha en sarih şekliyle testi oldunuz:

Üzeri silindiğinde, Solculuk; emperyalizmdir, sömürgeciliktir, Batıcılıktır.

Solculuk çaprazıyla, Batı’da belki haysiyet Doğu’da açık ihanettir.

Solculuk, Batı’da bir tür itiraz bu topraklarda bütünüyle “gâvurla” ittifaktır.

Solculuk, Şark’ta, Batı’nın ajan- kapitalist ideolojisidir.

Solculuk, Asya’nın genini bozmak ve Batılılaşmaya kapı aralamak için biyolojik bir virüstür.

Siz işte bunun gönüllülerisiniz.

Solculuk, Kürt topluluklar üzerinde yeterince etkili olamayınca üstüne, bir sömürge ideolojisi olan milliyetçiliği eklediniz.

Siz, toplumu, eski devletin zulmüne karşı bunlarla konsolide etmeye çalıştınız.

Musa Anter’in sözü her şeyi anlatmıyor mu?

“Biz mücadeleyi Milliyetçilik ve Solculuk üzerinden yürütmek zorundayız. Müslümanlığı gündemimize alırsak Batı bizi yalnız bırakır.”

Ömrünüz İslam’la, ilahiyatla savaşla geçti.

Sizin de temel çelişkiniz İslam - anti İslam çelişkisi.

Mücadelelerin yönünü değiştirip hepsini Batı sahanlığı Sekülarizm denizine döktünüz.

Pervin Buldan“Sekülerler olarak hepimiz aynı çatı altında toplanarak bunlara karşı mücadele etmeliyiz” şeklinde açıklama yaptı.

Buldan’ın “Bunlar” dediği, çözüm sürecinin baş mimarı, Kürt meselesini çözen ve çözebilecek tek toplumsal irade.

Bunlar; Kürt sorunun var eden tek tipçi Türkçü Kemalizm’i yıkan irade. Bunlar; faşist TC’nin Diyarbakır zindanlarında yaşattıklarının hesabını soran irade.

Bu irade ülkeyi demokratikleştirdi, normalleştirdi, askeri vesayetin tasallutundan kurtardı, en yakında olmaları gerekirken şimdi düşman pozisyonu alan en hevesli güç olarak onlar var.

Üstelik Kürtlüğü kendilerine siper yaparak, bu maskeyi kullanarak savaşıyorlar. Yön değiştirdiler.

Sorumuz yine basit ve net: Neden?

Paralel cemaat örgütlülüğü gibi sizi de sadece bu soru yenecek.

Size/etkili aksi çabalarınıza rağmen, çözüme ve normalleşmeye kalınan yerden devam edilecek.

Tam ittihadı sağlayacak ve siz tasfiye olacaksınız.

Siz, bizi, Kürt toplumumuzun belleğinde eski zavallı faşist TC devleti iradesi ile eşitlemeye çalışıyorsunuz.

Geriye dönün elinize silahı alın bakalım ne ile karşılaşacağınızı o zaman pekâlâ anlayacaksınız.

Siz bu gücün ne olduğunun tam farkında değilsiniz.

Başınızı mağaradan çıkarın!

Siz, Müslümanlık hariç tutulduğunda her şeye varsınız.

Bu; kadim Batı-Doğu çatışmasının biçim ve üslup değiştirerek devam ettiğinin apaçık göstergesi.

Siz, Batılı yabancı devletlerin hareket halindeki ordularıyla birlikte aynı istikamete doğru yürüyen bir bölüksünüz. Aynı jeopolitiğe aynı felsefi ufka doğru yürüyen bir kıtasınız.

Farkında olmadığımızı sanıyorsunuz: Bugün HDP üzerinizden olan biten şeyler Türkiye’nin iç meselesi olmaktan çıktı.

Siz devletlerarası oyunun enstrümanısınız.

Batı’nın yeni İsviçre çakısı sizsiniz.

Sovyetler Birliği, Almanya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, maalesef İran ve Baas rejiminden oluşan networkün bileşenisiniz.

Arkanızdan, sadece Almanya devletini çekip aldığımızda bile geriye sizden ne kalacağını tahmin edebiliyoruz.

Siz I. Dünya savaşında Osmanlıya saldıran ve yok eden iradenin ardılları, güncellenip duran versiyonlarısınız.

Siz Batı’nın bilinçaltında bitmeyen korkuların yerel nöbetçilersiniz.

Ebedi, Şark’ı parçalama, Müslümanlığı imha savaşının “içimizdeki İrlandalıları.”

Ne olursa olsun biz sizin için “düşmanız.”

Oysa onlara benzeseniz, sizi bile aralarına almayacaklar. Uzakta tutacaklar. Selahattin’in adı Steve, Pervin’in adı Penolope oluncaya kadar savaşmaya devam edecekler.

Tali çelişkileri bir tarafa bırakıp HDP çatısı altında toplanan yapıların ve kişiliklerin emarında aynı sonuç çıkıyor.

HDP, varoluşsal olarak, fıtraten, tüzel kimliğiyle batıcıdır ve İslam’a düşmandır.

Oligarşi sermayesi, batıcıdır ve İslam’a düşmandır.

TÜSİAD, batıcıdır ve İslam’a düşmandır.

Aydın Doğan medyası, felsefi duruş olarak batıcıdır ve İslam’a açık düşmandır.

Türk Solu, batıcıdır ve İslam düşmanıdır.

Kürt Solu; batıcılıktır, Kürdistan Kemalizmidir ve İslam düşmanıdır.

Fethullahçılık Batı’nın din referanslı ajan örgütlenmesidir ve “İslam düşmanıdır.”

Size, yeni yeni akıl hocalığı yapan inorganik, anti-Fethullahçı, “ideolojik İslamcılık”; Batı imalatıdır ve İslâm düşmanıdır.

Hepsini tanıyoruz.

Toplum iradesi geldi, taşı ayağı ile devirdi, içinde örgütlenmiş tüm bu yapıların gerçek yüzünü ortaya çıkardı.

Ruhumuza, benliğimize düşman olanı,

Ülkesine ihanet edeni,

Milleti aşağılayanı,

Ümmeti parçalayanı,

İslam’ın izine bile tahammül edemeyenleri,

Bir “Türk” erkeğinden çocuk yapmak istemem diyen beyazları,

Türkçe, alaturka (Türkçe –Kürtçe) müziğe dayanamıyorum diyen elitlerin hepsini;

Ya Telaviv ya Anglo Sakson sahillerine vursun ya da Berlin, Paris down centerlerine ulaşsın diye bir şişenin içine koyup kapağını sıkıca kapatarak denize bırakacağız.

Bir şişeye sığacak kadar azlar!

Toplumu sizden temizleyinceye kadar mücadele sürecek.

Vücuttaki virüsü atar gibi sizi tam olarak içimizden atacağız.

Şunu aklınıza yazın.

Bu toprağın ve bu ekinin sahibi Müslümanlardır.

Bu dağın ve bu ovanın sahibi de Müslümanlar.

Gördükleriniz uzun bir koşunun ilk etabı.

İzleyin.