HDP Kürt tabanını kızdırır!

Orhan Miroğlu BDP’li vekillerin HDP’ye geçişlerinin ne anlama geldiğini Haber10'a değerlendiren gazeteci yazar Orhan Miroğlu önemli açıklamalarda bulundu.

VAN 25.10.2013 12:57:36 0
HDP Kürt tabanını kızdırır!
Tarih: 01.01.0001 00:00

HÜLYA ÖZKAN / HABER10

BDP yerel seçimlere HDP ile gitmeye hazırlanırken bu sol açılımın partiyi daha da zora düşüreceği konuşuluyor. Konu hakkında açıklama yapan Kürt aydını yazar Orhan Miroğlu, “Bu ittifak BDP’nin bazı seçmen katmanlarının kafasını bozacaktır. SHP ile ittifak yapıldığında oylar düşmüştü” dedi.

İşte Orhan Miroğlu ile gerçekleştirdiğimiz o söyleşi;

ZATEN GÜNDEMDEYDİ

BDP’de yaşanan ayrılıkları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Böyle bir şeyin olacağı zaten belliydi. HDP’den önce HDK vardı. Kongre vardı. Bu kongrenin çeşitli bileşenleri zaten bunun bir partiye dönüşmesini istiyorlardı. Şimdi HDP’nin kurulması, Türkiye’nin çeşitli sol grupların Türk siyasetiyle kurmak istedikleri ilişkilerin biraz dayanışmanın ötesinde siyasi bir hedefle gündeme gelmesi gibi yorumlanabilir. Bu zaten Kürt siyasetinin gündeminde olan bir konuydu.

YENİLİK GETİRMEYECEK

2002’li yıllarda da yine o zamanki DEHAP’a rağmen farklı bir parti kurulmuştu. Kurulan bu yeni partide daha çok sol kesimden gelen insanlar katılıyordu. Şimdi işte bu koşullarda Halkların Demokratik Partisi kurulmuş oldu. Bu bir deneme olur ve önemlidir bence. Çünkü anladığım kadarıyla BDP’den bu işe muhalefet edenler de var. Yani Türkiyelileşmeyi Türkiye’nin en marjinal diyeceğimiz gruplarıyla siyaset yaparak Türk siyasetinin aşmayacağını düşünenler de var ki ben de kişisel olarak böyle düşünüyorum. Türkiye’de Türk siyasetinin Türkiyelileşmesi meselesi gibi böyle teknik bir takım hadiselerle aşılamaz. Önünde ciddi ideolojik bariyerler var bu bariyerler önemli. Halen dağlarda kalmayı şu ya da bu gerekçelerle makbul bir şeymiş gibi görmek Türkiyelileşeceğim diyen, Türkiye’nin en marjinal ve siyaseten de çok fazla karşılığı olmayan fikirlerinin etrafında toplanmış insanlarla yeni bir parti kurmak bir yenilik getirmeyecektir. Ama bugün o partinin şimdi genel başkanlığını yapan Yavuz Önen’in de neredeyse iki yıl sonra gerçekleştirilecek olan seçimlerde BDP’nin seçime girmeyeceğini söylemesini de ben kendi adıma anlamaya çalışıyorum. Çünkü BDP’nin seçime girip girmemesine Hakların Demokratik Partisi karar vermez. BDP öyle bir şeye gerek duyuyorsa iki yıl sonra kendi kararını kendisi verecektir.

OYLAR YİNE KÜRT SEÇMENDEN GELECEK

Peki HDP’nin bu tavrı ne anlama geliyor?

Bu şunu gösteriyor ki bir takım ilkeler, klasikler konuşulmuş gibi görünüyor. Ben Halkların Demokratik Partisi’nin Türkiye ölçüsünde alacağı oylarının yüzde seksen ve doksanına yakın bir kısmının yine Kürt seçmenden oluşacağının düşünüyorum. Bu nitekim zaten İstanbul’da, Mersin’de; Ak Deniz ve Marmara’da alınan oylara baktığımız zaman bu Halkların Demokratik Partisi’ni oluşturanların oylarından ziyade çok ağırlıklı olarak Kürt seçmenden geldiğini düşünüyorum ama bu seçmen şimdiye kadar oylarını BDP’ye veriyordu. Sol adaylar vardı ama Kürt seçmenin oyları söz konusuydu. Şimdi Halkların Demokratik Partisi’ne Kürt seçmen acaba beklendiği gibi teveccüh edecek mi? Oy oranları, Kürt seçmenin bölünüp bölünmeme durumu bu projenin tutup tutmadığını gösterecek. Demokratik, siyaseti hedefleyen ve Yavuz Önen’in de bugün de ifade ettiği gibi şiddeti benimsemeyen bir tavırla yeni bir siyaset anlayışının ortaya çıkması bence demokrasi adına bir kazanç olacaktır.

CHP’NİN YAŞADIKLARINA BENZİYOR…

Seçime girecek olan diğer sol partiler bu durumdan nasıl etkilenecekler?

Ben çok fazla etkileneceklerini düşünmüyorum. Türkiye’de güçlü bir ulusal sol tahkimatı yapıldı. Bu ulusal solun ağırlıklı olarak Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vereceğini düşünüyorum. Şimdiye kadar CHP’yi tercih edenlerin İşçi Partisi’yle CHP arasında kalacağını düşünüyorum. Ben 2007 seçimlerinde Mersin’den adaydım. Yaklaşık olarak iki yüz- üç yüz oy ile kaybettim. ÖDP’nin adayı vardı Mersin’de. Oysa Kürt siyaseti aynı partinin genel başkanı Ufuk Uras’ı İstanbul’dan kendi adayı olarak göstermişti. Ufuk Uras Kürtlerin oyu ile seçildi. Ben ise bana oy vermeyen Türk solunun oyları ile seçimi kaybettim. Daha sonrasında şöyle bir şey çıktı ortaya anladık ki ÖDP tabanı bile Mersin’de ağırlıklı olarak kendi partisine değil gidip CHP’ye oy vermişler. Yani sol gruplar arasında böyle bir geçişkenlik var. Bir ÖDP’li süreci bir risk olarak algılayıp CHP’ye de İşçi Partisi’ne de oy verebilir. Benzer bir biçimde bir CHP’li de CHP’yi ulusalcılık bakımından yetersiz bulup İşçi Partisi’ne de oy verebilir. Dolayısıyla bu Halkların Demokratik Partisi’nin kurulmasından bağımsız olarak bu çatışmayı bu seçimlerde yaşayacağız diye düşünüyorum. Yani geçen seçimlerde hatırlayın mesela CHP’ye rağmen bugün Ergenekon’dan yargılanan birçok insan bağımsız aday olmuştu. Neredeyse her sokakta o bağımsız adayların seçim afişleriyle karşılaşabiliyordunuz. Ama ciddi bir oy alamadı bu kesim. Bu dönemde ben oranda CHP’yi temsil ettiklerini düşünüyorum.

CILIZ KALACAK BİR SES

Kürt siyasetiyle alakalı olan solun gücünde bir değişim bekliyor musunuz?

Solun gücünde bir artış beklemiyorum. Zaten bu kafayla da olacağını düşünmüyorum. Bir takım popüler söylemlerle falan Türkiye’nin genelinde başta İstanbul olmak üzere seçmeni etkileyebilme kapasitesinin çok cılız olacağını düşünüyorum. Çünkü bu sol yıllarca politika üretememiş bir soldur. Dolayısıyla Türkiye’nin politikleşme bakımından en canlı olduğu bir dönemde bu bakımdan politika üretememe zaafıyla seçime girmiş olacaklar. Sadece Kürtleri ve Kürtlerin bir takım haklarını savunmak da Batının seçmen nezdinde bence çok da anlamlı değil. Batılı seçmen zaten tercihini bir ölçüde böyle yapıyor. Meseleyi çözmek isteyen AK Parti’ye yüzde elli oranında oy veriyor. AK Parti’nin bütün politikalarını da desteklemiş oluyor aslında.

ADAYLAR BELİRLEYECEK

Bundan sonraki süreçte güçsüzleşen BDP’den AK Parti’ye kaymalar olabilir mi?

BDP’nin bazı seçmen katmanlarının kafası bozulabilir bu ittifaka. Nitekim BDP için de bir tartışma çıkıyor. Selahattin Demirtaş bunu ifade etti. Halkların Demokratik Partisi ile seçime gidilmesine karşı olduğunu söyledi. Ve karşı olanların da bulunduğunu bildirdi. Bu tartışma devam edecektir ama önümüzde bir örnek olarak 2004 seçimleri var. Bu seçimden iki yıl önce iki milyona yakın oy almıştı ama 2004 seçimlerinde SHP ile ittifak yapıldı diye Kürt seçmenden bir bakıma bir ihtar aldı. Ve oylar düştü. Büyük kayıp yaşandı oy oranlarında. Bu son derece önemlidir. Şimdi aynı şey olur mu bilemeyiz tabi ki ama ben Kürt seçmenin bu formüle çok da evet diyeceği kanaatinde değilim. Gösterilecek olan adaylar çok önemli. Mesela Kuş Adası gibi ya da Cihanbeyli gibi Türklerin ve Kürtlerin bir arada yaşadığı hatta Türk nüfusun daha yoğunlukta olduğu bölgelerde gösterilecek olan adaya itibar da son derece önemli. 1970 model yahut 1960 model yaşı kemale ermiş eski tüfeklerin Kürtlerin karşısına aday olarak çıkarılmasının Kürt seçmene çok cazip gelmeyeceğini söyleyebiliriz.