HADİSLER’İN BAŞINA GELENLER

Bekir Çöl

VAN 19.09.2018 09:14:00 0
HADİSLER’İN BAŞINA GELENLER
Tarih: 01.01.0001 00:00
 HADİSLER’İN BAŞINA GELENLER

Nasip olursa bu sahifede Hadis analizleri yapmaya çalışacağım. Peygamber Efendimiz, vahiy kanalıyla gelen Kur’an ayetlerine karışmasın diye kendi sözlerinin yazılmasını yasakladığı halde az da olsa bir kısım sahabenin hadis yazdığı biliniyor. Peygamber Efendimizin vefatından sonra yüzlerle ifade edilen hadis sayısı tabiin döneminde binlerle ifade edilmeye başlanmış, tebe’u tabiin döneminde ise yüz binlerle ifade edilmeye başlanmıştır.

Hadislerin toplanma zamanı olan hicri ikinci ve üçüncü yüzyıla gelindiğinde hadislerin sayısı altı yüz bin- yedi yüz bin rakamına ulaşmıştır. Ondan sonraki zamanlarda da bu sayılar artmaya devam etmiştir. Günümüze gelindiğinde kitaplara hadis diye geçen sözlerin sayısı bir buçuk milyona ulaşmıştır. Yüce Mevla Kur’an-ı keriminde “İşte bugün sizin dininizi kemale erdirdim ve üzerinizde ki nimetimi tamamladım.

Sizin için din olarak İslam-ı beğendim/seçtim. (Maide 3) buyurduğu halde insanlar gelişen zaman içinde sorularının cevabını Kur’an’dan değil de Peygamberden ve onun söylediği rivayet edilen sözlerinde aramaya başlamışlar. Dinin kaynağı Kur’an iken Hadis ve icma, kıyası da ilave etmişlerdir. Mevzu (Uydurma) Hadis: Âlimlerin ittifakıyla Peygamber Efendimizden mütevatir ve en sahih olarak gelen hadis, “Benim ağzımdan yalan söylemek, başka birinin ağzından yalan söylemek gibi değildir. Kim bile-bile benim ağzımdan yalan uydurursa ateşte ki yerine hazırlansın” hadisidir.

Peygamber Efendimiz böyle buyurmasına ve sözlerinin yazılmasını yasaklamasına rağmen sonrakiler çeşitli nedenlerle binlerce hadis uydurmuşlardır. Niçin hadis uydurdular? İbn Kesir hadis uyduranlar hakkında şöyle der: Hadis uyduranların başında zındıklar gelir. İkinci olarak ta iyi bir şey yaptıklarını zanneden abidler gelir. Bunlar amellerin fazileti hakkında, insanları amellere teşvik etmek için hadis uydururlar. Ukayli, Hammad İbn Ziyad’dan naklediyor: Zındıklar, Allah’ın Resulünün adına on dört bin hadis uydurmuşlardır. Abdülkerim el Avca da onlardandır. El Mehdi zamanında yakalanıp asılarak öldürüldü. Bu kişi ölüme giderken, “Ben aranızda helalı haram, haramı helal kılan dört bin tane hadis yazdım” diyor.

Zındıklar yıkılıp giden devletlerinin intikamını almak ve hezimete uğramış dinlerini desise ve Şeytanlıklarını Müslümanların arasına yaymak için Tıp, Astronomi, sihir, akide, ahlak üzerine birçok hadis uydurarak Müslümanların Kur’an ve İslam’a olan imanlarını sarsmak ve ifsad etmek istemişlerdir. Ve büyük oranda da başarmışlardır. Cennet, cehennem ve ahiretle ilgili birçok uydurma hadiste eski Pers mitolojisi, mistizmi ve tasavvufun gölgesinin bulunması bundan dolayıdır. Mustafa Sıbai, hadis uydurmanın ardında ki sebepleri şöyle sıralar: 1- Siyasi ayrılıklar nedeniyle 2- Zındıkların uydurmaları 3- Bir ırka, kabileye, dile, beldeye veya İmama beslenen taassup nedeniyle 4- Kıssacılk ve Vaizcilik yapmak için 5- Fıkhi ve kelam-i ihtilaflar çıkarmak için 6- Dini bilmeden hayrı istemek uğruna hadis uydurmak için 7- Sultanlara ve Emirlere yaklaşmak için onların havasına uyarak hadis uydurmak. İbn. Mehdi, Meysere İbn Abdi Rabbihi’ye sordum: Nereden getirdin şunu okuyana şu kadar ecir vardır diyen hadisleri? Dedi ki, bu hadisleri insanları teşvik için uydurdum.

Bugün Müslümanların izledikleri yol, maalesef birçok yönden geçmişte ki bu cahili, karanlık ve hurafeci tasavvufçuların Hulul, Vahdet-i Vücut, keşf, İrfan ve Vecd gibi ürettikleri bidat kültürünün yoludur. Bugün ülkemizde İslami yayıncılık yapanların hemen çoğunda, özellikle tasavvuf hakkında yazılmış eserlerde çok ciddi hatalar ve hatta Kur’an, sünnete aykırı şeylerden söz edilmektedir. Yüzyıllardır cahillerin ve havalarına uyanların Müslümanların arasına yaydıkları uydurma hadisler, İsrailiyyat ürünü kıssalar ve uydurma Evliya menkıbeleri bilmeyenlerin veya ilimden habersiz olanların dinleri ve sosyal davranışları üzerinde saptırıcı etkiler bırakmıştır. Böylece birçok insanın İslami akidesi bozulmuş, hurafe ve batıl şirk inançlarının halkın dini anlayış ve düşüncesine karışmasına yol açmıştır. Bunun açık misalini görmek için cahil Müslümanların Evliya türbelerinde sergiledikleri davranışlarına bakmamız yeter.

Hele tasavvuf kitapları ve Evliya menkıbelerin de bulunan uydurma hadislerin sayısını ancak Allah bilir. Kur’an-a, Sünnete, ilim-hikmet ve akla muhalif yüzlerce hadis, halk arasında okunan birçok kitapta hala okunmaktadır. İnsanla Allah Resulünün sahih Sünnetiyle ibadet ve amellerini düzenlemek yerine, kendilerini ilim adamı sanan birçok kimsenin bu türlü gecelerle ilgili uydurma ibadetlere ve amellere gösterdikleri önem ve rağbet nedeniyle, halk bu gecelerde kılınması gereken uydurma namazlara daha çok önem vermiştir. Hâlbuki Resulüllah’ın bu gecelerle ilgili hadisleri olmadığı gibi o gecelerde ve günlerde sahabenin tuttuğu oruçlar ve namazlarda yoktur. Bunun için bu konu yazılmış olan kitapların birçoğunda bu gecelerle ilgili ibadet, oruç ve dualar hakkında varit olan hadislerin hemen-hemen tamamı uydurmadır ve Allah Resulüne iftiradır. Not: Bu yazı İmam eş Şevkani’nin Mevzu hadisler kitabını tercüme eden Mehmet Emin Akın Hocanın takdim kısmından istifade edilerek yazılmıştır.