GÜLİSTAN OLDU KÜLİSTAN!..

İşte yerellik ve yerindelik budur, burada sadece görevini yapan biriyle sevdası Van olan birinin vereceği mücadele takdir edersiniz ki, bir olmaz!.

VAN 22.09.2014 13:39:10 0
GÜLİSTAN OLDU KÜLİSTAN!..
Tarih: 01.01.0001 00:00
 “MEN ÖZ ÖZÜME KURBAN OLUM”

Gençlik yıllarımda çalıştığım inşaat sektöründe şimdi rahmetle andığım bir ustam vardı. Bu ustam işinin ehli sanatkâr olduğu için bazen yaptığım işleri beğenmez, itiraz der kızardı!..

Daha sonra hatalı yaptığım işi düzelterek bitirdikten sonra “Men öz özüme kurban olum” diye mırıldanırdı!.

Haklıydı çünkü bir işi yapmaktan ziyade yapılan işi yapanın ne kadar ehil olduğu, bildiği tanıdığı ve yaptığı işi ne kadar önemsediği kadar önemliydi.

Tarihsel, kültürel ve sanatsal alanlarda yerlilik(ehillik) bu alanda görev yapan bürokratlar açısından olsun yerellik açısından olsun, tanıtım açısından olsun daha faydalı olur.

Çünkü yerel değerleri bilmeyen biri bunları öğreninceye kadar epey zaman harcamak zorunda kalır.  Ancak yerelde yetişmiş olan biri oradaki eserleri tarihi kültürü geleneği bütün bunları öğrenmek için zaman harcamadan tanıtımını yapar projeler geliştirir.

Van turizm ve kültür müdürlüğüne Fegiye Teyran'a ait eserin kültür bakanlığınca yeniden yayınlanmasından dolayı bunu temin etmek için kültür müdürümüz Sayın Muzaffer Aktuğ'u ziyaret ettim. Sağ olsunlar bu eserden bir tane verdiler.

Aktuğ'u dinledim, yerel olmanın vermiş olduğu şevk ve heyecan içinde göreve geldiği günden bu yana yaptıklarını anlattı. Takdir etmemek elde değil, Van'dan birinin bu görevde olması Van'ı tarihiyle kültürüyle, folkloruyla, sanatıyla geleceğe taşıyacak adımların atılması için canla başla çalışması Van için Van'lılar için bir şanstır.

Yerel olmanın ne kadar önemli olduğunu söylerken kente yabancıların işlerini bilmedikleri anlamında söylemiyorum, söylediğim şey yerel olmanın yereldeki eserleri tarihin kültürün bilinmesinin avantajlarının daha fazla olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Sadece bir tanesini anlatmak istiyorum. Sayın Aktuğ, Moskova'da düzenlenen turizm fuarına katılmak için bakanlıkça isteğinin yerine getirilmesini ve orada küçücükte olsa bir stantta ilini memleketini tanıtmak için yaptığı çalışmayı anlatırken gözleri ışıl ışıl yanıyordu.

Abi diyerek başladı anlatmaya,"isteğim bakanlıkça kabul gördükten sonra topladım memleketime ait ne kadar eser figürü varsa hepsini paketleyip koltuğumun altına alarak oraya koştum…"

"Anlattım oraya dünyanın değişik ülkelerinden gelenlere Van'ı, Vangölünü, Van kedisini, kalesini vs. özellikle kediye takılıyorlardı var mı böyle bir güzellikte bir kedi?..

Diye sorduklarında Van diliyle "he he var hem de Van da" fuardan sonra sadece bu kedi için Van'a gelenler oldu, yerinde görmek sevmek alıp götürmek için!..

İşte yerellik ve yerindelik budur, burada sadece görevini yapan biriyle sevdası Van olan birinin vereceği mücadele takdir edersiniz ki, bir olmaz!.

Evde hanımına hanım "Van balığı" pişir deyip, dışarıda "inci kefeli" ismini dayatanların samimiyeti bir olmaz!..

Doğal güzelliğiyle, Van'a bakarak içinden şamran akıtan Edremit'in gittikçe betonlaşmasına göz yuman idarecilik anlayışında yerellik olsaydı herhalde durum bu olmazdı!.

Pişik(kedi), pişik deyip geçmeyin pişik ismi bile yerel bir kültürdür, kültürler yerel olmakla beraber insanlığın ortak malı olarak kullanılır, kullanılmalıdır. Ancak tüketilmeden ezilmeden yok edilmeden, nesli korunarak, ismiyle, cismiyle, oluşturduğu algıyla müsemma olarak kullanılmalıdır.

Bir Van'lı olarak özellikle kültür konusunda Van'ı geleceğe taşımak için kor bir sevda olan Van sevdasına sahip olanlarca gerçekleştirilecektir. Onun için ustamın dediği gibi "Men öz özüme kurban olum!"

GÜLİSTAN OLDU KÜLİSTAN!..

Söz yerellikten açılmışken kalenin hemen yanında bulunan Abdurrahman gazi türbesi yanında 2008 yılında dönemin valisi tarafından özel idare müdürlüğüne yaptırılan ve adına "Gülistan" denilen bahçenin bakımsızlıktan nasıl "Külistan'a" döndüğünü görmek isteyenler gidip görebilirler!..

İçinde yakılan kuru otların güzelim bahçeyi nasıl çöp bahçesine çevirdiği ortadadır. Eğer yerellik olmuş olsaydı, Van sevdası, doğa sevdası, insana saygı sevdası olsaydı bu güzelim bahçenin Külistan olmasına müsaade etmezdi…

Van’a ait "katkatı", "kişmili" "endemik" Türkiye ve yurtdışındaki bazı bölgelerdeki çeşitli güllerin getirilerek dikildiği gül bahçesinin yıkık dökük, bakımsız, sahipsiz görünümü isim olarak büyük şehir olmamızın sevda konusunda büyümediğimizin aksine gerilediğimizin göstergesidir bu bahçe!..

"Gülistanda" 2 bine yakın farklı gül ağacının dikildiği gül bahçesinde güllerin büyük bir çoğunluğu zamanında su verilip, bakımı yapılmadığı terk edildiği için kurumuş durumdadır.

Van Kalesi'ni ziyaret eden yerli ve yabancı turistler kapısı kapalı ve çirkin bir görünümde olan Gülistan’a giremiyor!..

"Gülistanın," "Külistana" döndürülmesinden, çöplükten bakımsızlıktan dolayı özelliğini kaybeden bu yere Vanlılığıyla övünen, Van'lı denince "mangalda kül" bırakmayanlara, adeta lisanı haliyle küskünlüğünü haykırmaktadır!.

Perşembe günü turizm fuarı açılışına katıldım, fuar alanı olarak inşa edilen alan çok güzel emeği geçenlerden Allah razı olsun. Çeşitli illerden gelenler kendi illerinin değerlerini ürünlerini sergilemiş tanıtımını yapmaktaydılar.

İşte kültür budur, insanlığın ortak malı, ortak paydası ilimizde bulunan değerleri geleceğe taşımak için böylesi eserlere daha büyüklerine daha güzellerine ihtiyaç vardır.

Van'ı bir sevda olarak görmek lazım, bu da ancak demin dediğim gibi yerellikle olur, Van'a Vanlıya verilecek olan değerle olur, siyasi hesaplardan uzaklıkla olur, ideolojik bakış açısından uzaklaşmakla olur, hayatın sadece salt pragmatist mantıkla yürütülemeyeceğini anlamakla olur!..

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.