GÖÇMEN OLMAK

Hasan Değirmenci

VAN 19.09.2018 09:11:32 0
GÖÇMEN OLMAK
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

GÖÇMEN OLMAK
Allah insanı topraktan yaratmış ona en güzel sureti vermiş ve onu bu dünyayı imar etmekle görevlendirmiştir.İnsan da toprağı sahiplenmiş onu yurt ,vatan edinmiş toprağı kendisinin ayrılmaz bir parçası olarak görmüş ona Ana demiş sınırlar çizmiş ve onunla bütünlenmiş toprağa yapılan her bir saldırıyı kendine yapılmış gibi kabul etmiş, karşı koymuştur.
İnsanoğlu vatanını korumak ve savunmak için canı pahasına mücadele etmiş bir karış toprağını kaptırmamak,yaşadığı yerleri bırakmamak özgür ve adaletle yönetilmek,insanca yaşamak,esarete düşmemek için düşman bildikleriyle mücadele etmiş savaşmış öldürmüş veya ölmüştür.İşte bu mücadelelerde yurtlarından çıkarılan veya açlık,kıtlık,hastalık gibi farklı sebeplerden dolayı sürülen ve canlarını korumak için çoluk çocuk evlerini terk etmek göçmek, göçmen olmak zorunda olan milyonlarca insan bulunmaktadır.Bu insanlar mazlumdur mağdurdur.
Göçmek, göç etmek evini barkını terk etmek her şeyi geride bırakıp arkana bakmadan gitmek zorlu bir süreçtir.İnsanda iz bırakır,yaralar,kişisel travma ve toplumsal çöküntü oluşturur. İşte bu yüzden göçmen olmak bir gönüle iki sevdayı sığdırıp ikisine de yar olmamak,
atasını toprağını tanımamak yerini yurdunu bilmemek kendini bir yere ait hissetmemek iki arada bir derede kalmaktır.
Avrupa’da Göçmen olmak Akdeniz’de 50 kişinin bineceği bir şişme bota 100 kişi binip sonucunun ne olduğuna bakmamak ölüme kulaç atmaktır.
Göçmen olmak Emperyalist batıda faşist ve ırkçı saldırılara maruz kalmak insanlık dışı utanç verici tavır ve davranışlarla karşılaşmak,insanlığından utanmaktır.
Bu yüzyılda göçmen olmak ölümü göze alarak çıkılan bu yolda hasbelkader modern bir Avrupa(!) ülkesine düştüğünde kafeslere konulup sıcağın altında veya yağmurda açık alanda aç ve susuz bırakılmaktır.
Bu yüzyılda göçmen olmak analarından zorla alınan yavruların vahşi Avrupa’nın azgın insan tacirlerinin elinde organ mafyalarına satılmaları ve onbinlerce çocuğun ortadan kaybolmasına,cinsel istismara uğramasına bütün dünyanın sessiz kalması,seyirci olmasıdır. Hayır! asla biz onlar gibi olmayacağız.
Bu duruma hiç bir zaman seyirci kalmadık kalmayacağız.Onlar bize göre ne göçmen ne de mültecidir, muhacirdirler, evimize gelmiş misafir gibidirler, bizim üzerimize düşen görev ise onlara ensar olmaktır.
Yaralarını sarmaya,dertlerine derman olmaya devam etmek,düştükleri bu zilletten en az hasarla çıkmalarını sağlamak, sıkıntılarını gidermek ve yardım için uzattıkları ellerini geri çevirmemektir. Bunu kendimize bir borç gibi gördük.Ayrıca işimizi aşımızı paylaşmayı ve evimizi yüreğimizi açmayı,bağrımıza basmayı insanlık bildik. Bu da bizim tarihsel sorumluluğumuz,İslami bakış açımız peygamberi davranışımız,sahabe tavrı ve Kuran’i düşüncemizdir.Onun için bizi anlayamadılar ve anlayamayacaklardır.
Ancak; dileğimiz odurki, özellikle sınırımızda süregiden milletler, devletler, sistemler arasındaki savaş son bulsun, insanlar yurtlarına geri dönsün.
Çünkü korkarımki bu göçmen meselesi kaldırabileceğimiz sınırı aşarsa ve bizde ensarlık görevimizi içimizdeki beyinsizler yüzünden kaybedersek birbirimize düşmemiz kaçınılmaz olur. Rabbim imtihan sürecimizi hakkıyla tamamlayanlardan eylesin. Amin.