Giyik: Van’a 15 katrilyon yatırım yapıldı

'SEÇİM ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR'

VAN 2.03.2015 10:12:57 0
Giyik: Van’a 15 katrilyon yatırım yapıldı
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Ak Parti Van Milletvekili Aday Adayı Cafer Giyik, Ak Parti Hükümeti tarafından Van’a 12 yılda eski parayla 15 katrilyon yatırım yapıldığını belirterek, Hükümet’in tüm ülkeye olduğu gibi bölgeye de büyük hizmetler gerçekleştirdiğini söyledi. Giyik, çözüm sürecinden Gezi olaylarına, seçimlerdeki tahmini sonuçlardan niçin aday adayı olduğuna kadar çok önemli konularda sorularımızı yanıtladı.
         7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan 25. Dönem Milletvekili Seçimleri'ne az bir süre kala, özellikle Ak Parti kanadından aday adayları da kamuoyuna yapacakları çalışmaları anlatmayı sürdürüyor.
             Yaklaşık 20 yıl boyunca kamuda teknik personel, ilçe müdürlüğü, şube müdürlüğü, İl Özel İdaresi'nde Genel Sekreterlik ve beş yıl boyunca AFAD İl Müdürlüğü görevlerinde bulunan ve görev süresince birlikte çalıştığı Bakan, Vali ve Kaymakamlardan çok sayıda takdir, başarı, teşekkür belgesi alan ve birçok kez maaş ödülü ve taltiflere layık görülen Cafer Giyik, gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
 
            "SEÇİM ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR"
            Resmi başvurusunu yaptıktan sonra seçim çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Cafer Giyik, "Seçim çalışmalarımız iyi gidiyor. Bütün ilçe teşkilatlarımızı, STK'larımızı ziyaret ettik. Biz dün olduğu gibi bugün de halkımızla bütünleşmek için elimizden geleni yapmak durumundayız. Bunun bir süresi veya zamanı yok. Her köye, her mahalleye gitmek zorundayız. Teşkilatlarımızla işbirliği yapmak, sorunları çözmek adına oturup konuşmak, değerlendirmek zorundayız. Bu çerçevede çalışmalarımız seçime kadar devam edecek" şeklinde konuştu.
               Hükümetin birçok şehre olduğu gibi Van'da da önemli yatırımlar yaptığını dile getiren Giyik, "Ak Parti Hükümetleri 2002 yılından bu yana Van'a eski parayla 15 katrilyon bir yatırım yaptı. Biz karanlık günlerden, çok güzel günlere geldik. Sağlıkta, eğitimde, tarımda, alt yapıda, üst yapıda, kentleşmede çok iyi bir ivme yakaladık. Zaten artık bu durumu Yeni Türkiye diye tarif ediyoruz. Türkiye bundan sonra daha modern, daha müreffeh, çok daha iyi ve artık siyasi konjonktürde lider ülke olma yolunda ilerliyor. Bu yönüyle Ak Parti Hükümetlerinin göz ardı edilemeyeceği kadar büyük hizmetleri var. Ben bunun da geri dönüşümü olacağını düşünüyor ve 8 milletvekilini de Ak Parti'nin alacağına inanıyorum" diye konuştu.
               “AK PARTİ YÜZDE 50 OY ALIR”
             7 Haziran seçimlerinde Ak Parti’nin çok iyi oy alacağını söyleyen Cafer Giyik, "Bence bu seçimlerde Ak Parti yüzde 50 alır diye düşünüyorum. CHP yüzde 21-22 civarında oy alır. MHP yüzde 14-15'ler civarında görünüyor" ifadelerini kullandı.
              Kobani olaylarının hem ülkeye, hem bölgeye ve hem de HDP cephesine zarar verdiğini anlatan Cafer Giyik, "Halk nezdinde her ne kadar ideolojik yaklaşılırsa bile insanlar bazı olayları tasvip etmiyor. Halkı huzursuz eden kitlelerin içinde yer aldığı partilerin sürekli oy kaybettiği aşikârdır. Bu nedenle 6-7 Ekim Kobani olayları, sokağa çağrı yapan HDP'ye çok büyük zarar verdi. Bakın birçok masum insan hayatını kaybetti. Milyonlarca zarar meydana geldi. Siyasetin hedefi insanların mutluluğa giden yolu bulmaktır. Ama bu insanlara zarar vermeye başladığı zaman, bu ideolojiye yakın duran insanlar bile bunu hoş karşılamıyor. Bunun çok ciddi zarar verdiğini düşünüyorum. Çünkü biz bu memlekete yaşıyoruz. Aklı başında olan her insan huzur ve barış istiyor. Kesinlikle buradaki her vatandaşımız barışı ve huzuru gönülden istiyor. Bakın daha önce de Van'da benzer olaylar oldu. Bir Ramazan ayı gecesi eşimle Cumhuriyet Caddesinde yürürken, atılan molotof kokteyllerinden dolayı biz kendimizi eve zor attık. Bir sürü İranlı turist vardı. Yurt içinden gelen insanlar vardı. Cumhuriyet Caddesi bir anda ana-baba günü oldu. Oradaki seyyar-satıcıların eşyaları yağmalandı, ateşe verildi, dükkânlar yakıldı. Yani böyle bir kent kimse hayal etmiyor. Bu hiç kimseyi mutlu etmez. Bunun ideolojiyle, hak ve özgürlüklerin elde edilmesi talebiyle örtüştürülmesi hiçbir şekilde izah edilmez. İşte bu olaylardan dolayı HDP'nin barajı aşamayacağını düşünüyorum" diye konuştu.
 
                "ÇÖZÜM SÜRECİ, ÜLKENİN EN BÜYÜK PROJESİDİR"
              Ülkenin en önemli projelerinden birinin çözüm süreci olduğunu anlatan Giyik, "Türkiye'nin en büyük projesinin çözüm süreci olduğuna inanıyoruz. Çözüm sürecinde en temel argümanın samimiyet olduğuna inanıyoruz. Ak Parti Hükümeti elini taşın altına koyarak, hatta gövdesini koyarak, birçok eleştiriye rağmen, birçok sıkıntıya rağmen, uluslararası sıkıntılı bir duruma rağmen, bu süreci sağlıklı bir şekilde sonuna kadar götürmeye gayret ediyor. Biz hiçbir şekilde bu samimiyetten şüphe duymuyoruz. Ancak muhatap olan insanların da aynı samimiyeti sergilemesi gerekiyor. Sokaktaki insanı tahrik eden tavırların, diğer türlü manipülasyonların, provokasyonların, 6-7 Ekim olayları gibi bölgemizdeki olayların kesinlikle olmaması gerekiyor. Yani insanlar sürekli bir bahane ile başka bir problemi ortaya çıkararak bu süreci sabote etmemesi gerekiyor. Sürekli sunulan imkânların, yapılan açılımların, Hükümet nezdinde bir zafiyet ve zorla edilen bir hak gibi gösterilerek daha fazlasının alınması gerektiği, bir kamuoyu baskısı yaratılmaması gerekiyor" dedi.
 
                BAZI OLAYLAR DIŞ MİHRAKLARCA DESTEKLENİYOR
              Ülkede cereyan eden bazı olayların kesinlikle dış mihraklar tarafından da desteklendiğini dile getiren Cafer Giyik, "Geçmiş dönemlerde de Gezi olayları gibi birçok olay yaşadık. Ülkemizin geçmişinde 60'lı yıllarda, 70'teki darbe ve muhtıralar, 80'deki darbelerin tamamında dış mihrakların parmağı var. Çünkü dış mihrakların amacı ülkeyi kan gölüne çevirmekti. Bir sağdan, bir soldan asılan insanlar ve bir sağdan, bir soldan eline silah verilen insanlar vardı. Kardeşin kardeşi öldürdüğü dönemler oldu. Bunlar tamamen kurgulanmış olaylardır. Gezi olayları da bunun devamıdır. Türkiye'de huzuru istemeyen, Türkiye'nin güçlenmesini, Ortadoğu'da lider bir ülke olmasını, bir aktör olarak yönlendirici bir ülke olmasını arzu etmeyenler devreye girdi" diye konuştu.
              Ülkenin ekonomik ve sosyal anlamda büyük değişimler yaşadığını ifade eden Giyik, "Türkiye bir zamanlar IMF'nin kapısında 800 milyon lira kredi almak için, 8 ay esas duruşta beklerken, bugün Kuzey Irak'a 500 milyon dolar kredi açan bir ülke oldu. Yine ülkemiz IMF'ye kredi vermeye hazır bir ülke konumuna geldi. Malum odaklar bunun olmasını arzu etmiyor. Dış mihrakların çabası olduğu gibi, içerde de sıkıntılı kesimler var. İnsanların mahrem alanlarına kadar sızarak, bunları şantaj ve tehdide çevirmek suretiyle, kendi ülkesine, ekmeğini, suyunu içtiği ülkesine ihanet etmek üzere yola çıkan insanlar söz konusu. Allah'ın izniyle birilerinin hesabı tutmayacak. Çünkü Allah'ın da bir hesabı var" ifadelerini kullandı.
 
             "ERDOĞAN'A SEVGİMİZ 94'TEN BERİ SÜRÜYOR"
            Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başarısına 1994 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı süreden beri şahit olduğunu belirten Giyik, "Ben 1994 yılında şimdiki Cumhurbaşkanımız Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayıyken, kendisini o zaman tanıdım ve takip ettim. Oradaki enerjisine hayran kaldım. Türkiye böyle bir lidere muhtaçtır, diye düşündüm. Tabii daha sonra parti kuruldu ve dualarla insanlar da büyük bir teveccüh gösterdi. O dönemlerden bu döneme Erdoğan'ın başarısı aldı başını gidiyor" dedi.
            Hizmet için yola çıktığını anlatan Giyik, "Şimdi bizim bir idealimiz var. İnsanlara hizmet etmek için yola çıktık. Ülkemizde rutin işleri halletmek bir başarı olarak görülüyor ama rutinin dışına çıkmak, kapımızı insanlara açmak, vicdanla, samimiyetle insanlara hizmet etmek gibi bir misyon sahibi olmak zorundayız. Ülkemizde maalesef zaman zaman gerek şartlar, yeter şart olarak algılanıyor. Bir insanın erdemli olması, ahlaklı olması, namuslu olması gerek şarttır. Herkeste olması gerekir. Ama o kadar sıkıntılı insanlar, sosyolojik doku bozulmuş ki, bir insan erdemli ve ahlaklı olduğu zaman yeterli görülebiliyor. Böyle olmaması gerekiyor. Her vatandaşın ülkesine bağlı, hizmet etmesi gerekiyor" diye konuştu.
 
             "AK PARTİ ÖNCESİ AYRI BİR TÜRKİYE VARDI"
             Ak Parti öncesi ile sonrası arasında ayrı Türkiye'ler olduğuna işaret eden Cafer Giyik, "Ak Parti Hükümetleri öncesi her alanda büyük sıkıntılar vardı. Bakın sağlık alanında çok gerilerdeydik. Bir dönemler ben muayene olmak için sabah 4'te hastaneye geldiğimi hatırlarım. Muayene olmak için saatlerce beklemiş, fakat muayene olamadan dönmüştüm. Bu herkesin başına gelen olaylardı. Ama şimdi ülkenin her tarafında insanlar en iyi sağlık hizmetini alıyor. Türkiye'de bir dönemler ilaç çok değerliydi. SSK kuyruklarında insanlar günlerce sıra beklerdi. O zamanlar 20 liraya aldığınız ilacı şuan 2 liraya alabiliyorsunuz. Eğitimden, ulaşıma, adaletten tarıma kadar her alanda çok önemli gelişmeler ve yatırımlar oldu. Bütün bu hizmetleri üst üste koyduğunuz zaman gerçekten biz karanlık günlerden aydınlık günlere kavuştuk. Bunun daha da ileri gitmesi için vicdan sahibi her insanın katkı sunması gerekiyor. Yani bizim hayallerimizle Ak Parti hareketinin örtüştüğü için, aynı davaya inandığımız için bu partinin içinde yer aldık" diye konuştu.
              Muhalefetin görevini yapamamasının da büyük bir eksiklik olduğunu anlatan Giyik, "Eğer birisi hatanızı söylemezse ve bunu güçlü bir şekilde ifade etmezse, sizin kendinize çeki-düzen verme şansınız olmayabilir. Esasında güçlü bir muhalefetin olmaması iktidar için her zaman olumlu bir durum değil. Çoğu zaman aksine rehavete kapılmasına neden olacak bir durumdur. Belki daha güçlü bir muhalefet olsaydı, bu hizmetler çok daha iyi bir noktaya da gelebilirdi. Ben Türkiye'de muhalefetin güçlü ve donanımlı olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
              Giyik, son olarak Van'da aday adayı sayısının çok olması ve listeye birçoğunun giremeyeceği gerçeğini de göz önüne alarak küsmemeleri tavsiyesinde bulundu.