FITRAT!

Fıtrat: Kısa ve özetle; yaratma, Allah'ın (c.c.) yaratış hali.

VAN 26.11.2014 12:06:26 0
 FITRAT!
Tarih: 01.01.0001 00:00

Cumhurbaşkanı her zaman olduğu gibi ezberleri bozan açıklamalarından birini daha yaptı. Eşitliğin fıtrata ters olduğunu söyledi. Dolayısıyla kadın savarlar saldırıya geçmeye, kadına ihanet edilmesinden tutun, yaratılış kanunun ne olduğunun cahilliği içinde kadın erkek eşitliğinde ısrarlarını sürdürmeye kadar alaylı tavırlarla saldırmaya başladılar.

Fıtrat: Kısa ve özetle; yaratma, Allah'ın (c.c.) yaratış hali. Fıtrat, var olan her şeyin ne hikmetle yaratıldığı, yaratılışını, o varlığın doğasını ifade eder. Allah yarattığı insanların hiçbirini ama hiçbirini eşit olarak yaratmamış, öyle ki bir babda doğum yapanların bile yaratılış özellikleri farklı farklıdır. Parmak izlerinin bile farklı olarak yaratıldığı bu dünyada Allah'ın mucizesi olarak yeni doğan bebeğin ayak izi ile annesinin başparmak izi aynıdır, bununda hikmeti çocuğun kime ait olduğunun belirlenmesi içindir.

Tabiatta hayatın devamı için yaratıcının vermiş olduğu bir takım kurallar vardır. Mesela siz kalkar domatesi suya balığı toprağa ekerseniz birinin ölümüne diğerinin ise çürümesine sebep olursunuz. Çünkü balığın hayatı suda, domatesin ise topraktadır. En fazla kadın erkek eşitliği üzerinde durulduğu bu konuda ısrar edildiği için kadın ve erkeğin yaratılışlarıyla(fıtrat) ilgili bir iki örnek vereyim.

Mesela doğum konusunda siz insanlık tarihi boyunca hamile kalıp doğuran bir erkeği duydunuz mu veya gördünüz mü? Eşitliği savunan kadınlar bir seferliğine bu hakkınızı erkeğinize verin sizin yerinize onlar doğursun, erkekler sizlerde bir kereliğine kadınınızı bu eziyetten kurtarın doğumu siz yapın, madem eşitlik diyorsanız!..

Ayrıca çok basit bir örnekle " insan vücudundaki kıl" erkek için güzellik olurken, kadın için çirkinliktir. Basit bir kılın bile fıtrata ters olduğu yaratılış kanununda yaratıcının yarattığına isyan edercesine eşitlik safsatasında bulunmak hem kadına hem de erkeğe ihanetten başka bir şey değil. Asıl merak ettiğim şey bu konuda ısrar edenler acaba, erkekse eşitliği sağlamak yerine bir kez olsun hanımlarının yerine doğumu deneseler. Az evvel örmeğini verdiğim kıl örneğinde olduğu gibi kadın erkeğine karşı eşitliği sağlama noktasında sakal bırakıp vücudunu kıllarla kaplatsın.

Olmaz çünkü bunu savunanlar bunu çok iyi biliyorlar ki, savundukları şey hiçbir hakikati gerçeği yoktur olmaz/olmayacak. O halde nedir bunların dertleri, dertleri ortalığı sulandırmak, Allah'ın yaratılış yasasını kendilerince değiştirmek. Başarabilirler mi, insanlık tarihi boyunca fıtrata isyan edenlerin hiçbir başaramadılar bunlarda başaramayacaklar.

Ne yapabilirler diye baktığımızda bunların dertleri eşitlik falan değil dertleri toplumu bozmak genel ahlakı ihlal etmek, "erkek-kadın" üzerinden sömürü düzenlerini sürdürmek. Oysa kadına gerçek değeri yaratıcı vermiştir, bunu verirken de yaratmış olduğu yaratıklarına sorarak danışarak yapacak değildi. Şiddet olaylarına baktığımızda en büyük pay maalesef kadın erkek eşitliğinde ısrar edenleri görebiliriz.

İnsanlık, İslam’dan başka kadına en büyük değeri veren ve en mükemmel şekilde ona özen gösteren bir din ya da medeniyet tanımamıştır. İslam Adem(as)’dan başlayıp son peygamber Hz. Muhammed(sav)’e kadar vahiy yoluyla gelen dinin(yaşam biçiminin adıdır). İslam; kadın hakkında konuşmuş, kadının konumuna ve derecesinin büyüklüğüne vurguda bulunmuştur. Kadını; başı dik, konumu yüksek ve değerli kılmıştır. Kadının İslam’da yüksek bir saygınlığı ve yüce bir makamı vardır. Değer verilen bir kişiliğin, kabul edilen hakların ve saygın sorumlulukların tadını çıkarır.

İnsan fıtratıyla çatışan, imanı değerleri bir kenara atan ilkeler. Helak edici ilkelerden, bozuk ölçülerden ve iğrenç medeniyetlerden kaynaklanan çağrılar. Kötülükleri ve bozgunculuğu parlak isimlerle ve sahte sloganlarla süslemektedir. İslam düşmanları bu dinin kadına verdiği yüce değeri ve korumayı bilmektedir. Kadının evinde huzur ve güvende olduğunu, istikrarlı bir aile ortamı içinde olduğunu bilmektedirler. Kadının haklarının, aile içi sorumluluklarına bağlı olduğunu, evinden dışarı çıkmasının da edep ve nezaket çerçevesinde olduğunu ve iman ve şeref kalkanıyla kuşatıldığını bilmektedirler.

İşte bu nedenle, İslam düşmanları bu duruma tahammül edememekte; her türlü yolu deneyerek kadını evinden, huzur ve güvenin gölgesinden dışarı çıkarmaya çalışmaktadır. Bazen kadın özgürlüğü, bazen eşitlik, bazen de sahte ilericilik adı altında kadını, dininin öğretilerinden ve ahlaki değerlerinden uzaklaştırmak için büyük çaba sarf etmektedirler. Değerleri ve anlayışları tersyüz etme, ailevi ve toplumsal bütün bağları koparma ve bu yolla, şehvet pazarında dolaşan mala dönüşen bir kadın yaratma amacı üzerine kurulu, görünüşte güzel olan fakat içi kötülük dolu sloganlar atmaktadırlar.

Eşitlik safsatasının aileleri parçalamak, aile ortamını dağıtmak için ortaya atılmış sihirli bir kelime olduğu unutulmamalıdır. Bu sihirli kelime ile eşler birbirlerine karşı kışkırtılmakta aile içi huzursuzluklar şiddete dönüşmekte yuvalar yıkılmaktadır. İnsan için kadın olsun erkek olsun yaratılış kanunu ve fıtratına en yakın olan neyse ona uymanın dışında bir şansı yoktur.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.