FİRE AND FORGET: BİR “SÜPER GÜCÜ” VURAN HERKESİ VURUR! -

Nedret ERSANEL

VAN 25.11.2015 10:51:54 0
FİRE AND FORGET: BİR “SÜPER GÜCÜ” VURAN HERKESİ VURUR! -
Tarih: 01.01.0001 00:00
Anlamak gerekiyor; bölgede çıkarı bulunan bütün ülkeler, Suriye müzakereleri için ellerinde mümkün olduğu kadar “koz” tutmaya çalışıyor. “Kaza” da buradan çıktı zaten… Bazı ipuçları da vereyim; 1. “ABD ile anlaşmamız vardı” sözünü kime söylüyorsun? 2. İngiltere dönmenin yollarını arıyordu, Moskova’ya teşekkür ediyordur. 3. Berlin çıldırmak üzere!
Cümleyi şöyle de kurabilirsiniz; “Bir NATO ülkesinin vurduğu Rus savaş uçağı düştü!”
Dün, Türkiye’nin sınırlarını geçen savaş uçağı, altı bin kere çizilmiş, en taze haliyle de Türkiye Başbakanı tarafından tekrarlanmış “angajman kurallarına” çarptı ve düştü. Havadaki ABD pilotları da ikazları duydu.
Sınırı geçmenin, “sınırı geçmek” olduğunu herhalde herkes anladı. Nokta.
Gelelim sadede…
Türk savaş jetleri, “Fire and forget” (‘Ateşle ve unut’, o füze gider, bulur, vurur) tuşuna bastıklarında eş zamanlı gelişen/gelişecek olaylar şöyleydi…
Putin 8 yıl aradan sonra Tahran’ı ziyaret ediyordu ve masada Suriye’de izlenecek politikalar, nükleer enerji ve S-300’lerin verilmesi dosyaları bulunuyordu.. Putin aynı gün-Suriye krizi ile ilgili olarak ‘3’üncü Dünya Savaşı’ göndermesi yapan-Ürdün Kralı Abdullah ile Soçi’de görüşmeye geçti…
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bugün Türkiye’ye gelecek ve Türk mevkidaşı ile görüşecekti. İptal oldu. (Dün gerçekleşen güvenlik toplantısı ilan edildiğinde iptal kamuoyuna yansımamıştı ama Ankara biliyordu.)
Lavrov’un ziyareti aslında Suriye ve Türkmen meselesinin de görüşüleceği bir zemin oluşturacaktı. Lavrov, “Ortak Stratejik Planlama Grubu” toplantısı için burada olacak ama bu bir “hazırlık”tı! Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin’i Aralık ayının 15’inde bir araya getirecek, “Üst Düzey İşbirliği Konseyi” için! O ne olacak şu an bilinmiyor.
Uçağın düşürüldüğü gün Ankara’nın beklediği bir diğer misafir ise ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı Orgeneral Paul Silva’ydı. Silva’nın Ankara temaslarında da Rusya’nın Suriye’deki operasyonları ve Türkmenlerin durumu görüşülecek dosyalardandı.
Haberi dün gelen stratejik gelişmelerden biri de yine Suriye ile ilgiliydi ama “herkesi” ilgilendiriyordu; “Mülteci krizi bağlamında devreye sokulmasında anlaşılan Avrupa Birliği-Türkiye Zirvesi’nin 29 Kasım’da Brüksel’de yapılması kesinleşti. Zirve ilk kez 28+1 formatında yapılacak.” (24/11, Hürriyet.)
Şunu da ekleyelim.. “ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Abu Dabi’de Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’dan yetkililerle bir araya geldi. Görüşmelerde, Viyana toplantılarında karara bağlanan Şam’la Suriye’deki ılımlı muhaliflerin masaya oturtulması planının ele alındığı belirtiliyor.” (‘Kerry’den Körfez’e ikna turu’, 24/11, Vatan.)
Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki kimi STK’ların Cumhurbaşkanı Anastasiadis’e “adada Rus üssü kurulmasını” teklif ettiklerini ilave edin.
İşte hem zaman hem zemin böyleydi…
Dün Ankara’da öyle garip bir diplomatik hal ortaya çıktı ki, gerilen sinirler yüzünden insanlar gülmeye başladı.. Türk hava sahasını ihlal ettiği için düşürülen uçakla ilgili Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’ni Dışişleri’ne çağırıyorsunuz, “Maslahatgüzar gelebilir mi” diyorlar.. Sebep? Çünkü Büyükelçi Andrey Karlov, Bakan Lavrov Türkiye ziyareti hazırlıkları için İstanbul’da.
Türkiye tüm açıklamalarında inanılmaz esnek ve diplomatik esnekliğin en mütenasip örneklerini verdi. Hatta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin açıklamasında “vuruldu, düşürüldü” bile denmedi. “Müdahale edildi” dendi. Dışişleri, Başbakanlık ve tabii Cumhurbaşkanlığı açıklamalarında da aynı denge kalitesi hakimdi… Öyle ki, Cumhurbaşkanlığı’nın “düzeltme açıklaması” dahi, olayı “ince” gördü.
SIRTTAKI BIÇAK
Rusya çok şaşırdı. Hiç beklemiyordu! Ankara’nın, “kişisel değil prensip” mealindeki açıklamasını bile görmeyip, “sırtımızdan bıçaklandık” demesi odur. Şu cümleler de ilginçtir; “Biz ABD ile bu tür olayların önlenmesi konusunda anlaşma imzalamıştık. Türkiye de ABD öncülüğündeki koalisyon dahilinde!”
Anlıyoruz ki, o kadar ikaza ve seri üst düzey açıklamalara rağmen Kremlin uyumuş!
Kremlin’in en bozulduğu kriz anlarından biri de şu cümlede saklı; “Türkiye uçağın düşürülmesinden sonra Rusya ile acilen iletişim kurmak yerine, sanki uçağı Rusya düşürmüş gibi NATO’ya başvurdu.”
Daha garibi de var.. ABD’nin açıklaması; “Rus askeri uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinde ABD güçlerinin bir rolü yoktur!” ABD-Rusya anlaşması, Putin’in NATO ile ilgili yukarıdaki sözleri ve bu açıklama üzerinde biraz düşünülebilir. Çok arzu ederseniz akşam saatlerinde gelen, “Suriyeli isyancıların Amerikan yapımı Tow füzeleriyle vurduğu helikopter Lazkiye’ye acil iniş yaptı” haberini de listeye ekleyebilirsiniz.
Daha bu pazar günü dünya gazeteleri, Rusya’nın hem Suriye operasyonlarını hem küresel güçlerini komuta-kontrol ettiği devasa savaş odasının resimleriyle dolu değil miydi?
Anlamak gerekiyor; bölgede çıkarı bulunan bütün ülkeler, Suriye müzakereleri için ellerinde mümkün olduğu kadar “koz” tutmaya çalışıyor. “Kaza” da buradan çıktı zaten.
Rusya’nın “kızgınlığını ve hayal kırıklığını” anlıyoruz. İlk saatlerin sıcaklığında gelen ağır ifadeleri de esneklikle karşılayabiliriz.
Bizim de Moskova’dan fark etmesini istediğimiz bir nokta var; eğer dün akşam saatlerindeki keskinliğini pratiğe çevirmeye kalkarsa, “ikimizin de” kaldıramayacağı bir Batı abanmasını Suriye’de bulur. Kendisi açısından “tuzak” orada!
Bazı ipuçları da vereyim; 1. “ABD ile anlaşmamız vardı” sözünü kime söylüyorsun? 2. İngiltere dönmenin yollarını arıyordu, Moskova’ya teşekkür ediyordur. 3. Berlin çıldırmak üzere!
Yenişafak/ Nedret ERSANEL