Fetullah Gülen Hareketi’nin Kısa Serencamı

Cundullah Avcı

VAN 26.08.2016 09:51:46 0
 Fetullah Gülen Hareketi’nin Kısa Serencamı
Tarih: 01.01.0001 00:00

Fetullah Gülen ve hareketi, 28 Şubat döneminin siyasi kargaşasında tezahür etmiş; Türkiye’deki İslami grupların etkisizleştirilmesinde önemli görevler üstlenmiş ve yeni bir İslami(!) anlayış sergileme çabasına girmiş, Müslümanların birçok eziyet görmesine sebebiyet vermiş bir harekettir.

Fetullah Gülen ve kendisine mensup şahısların yazdıkları eserlerin tamamında, İslami literatüre hakim kişiler dışında kimsenin fark edemeyeceği şekilde tevhidî ve itikadî olarak sıkıntılı birçok mevzu bulunmakta ancak bu güne kadar maalesef kimse sesini çıkaramamış, sesini çıkarabilenler ise maalesef seslerini duyuramamışlar. 

Genel itibariyle eğitim alanında faaliyet yürüten bir grup görünümünde iken, aynı zamanda devlet kadrolarına sızma çabalarına girişmiş, bunu yaparken de herhangi bir ilke gözetmemişlerdir. Hangi parti veya düşünce olursa olsun kendilerini destekleyen yada kendilerine engel olmayacak herkesi desteklemişlerdir.  Turgut Özal’dan tutun, Ecevit’e hatta Selahattin Demirtaş’a kadar her düşünce ve her siyasi grubu utanmadan açıkça desteklemişlerdir.

Bünyesinde birçok ilahiyatçı çıkmış ise de; maalesef tamamı ilmi yetkinliği olmayan, aklını Fetullah Gülen’e kiralayan, kendi anlayışlarını kitaba uydurabilecek tıynetteki insanlardan ibarettir.

Fetullah Gülen, yazdığı kitaplarda ve vermiş olduğu beyanatlarda radikal(!) İslam söylemine karşı olduğunu, tekfire karşı olduğunu defalarca tekrarlamış ise de; maalesef eylemleri durumlarının tam tersi olduğunu en âla tekfiri kendilerinin yaptığı görülmektedir. Bazı İslami kesime mensup şahıslar devletleri Dâru’l-harp ve Dâru’l-İslam şeklinde ayırmalarına rağmen bu işi açık şekilde yapmakta iken, Fetullah Gülen bu durumu gizliden gizliye yapmakta kendisi ve mensupları için kendilerinin sözü geçmeyen her yer Darul harp mesabesinde olup kendilerine tabi olmayanı ise ehl-i dünya yani dini literatür ile kafir olduklarını ilan etmekten çekinmemişlerdir.

Fetullah Gülen’in yazmış olduğu Kur’andan İdrake Yansıyanlar adlı eserinde hiçbir İslami fırkanın düşüncesinde bulunmayan bir düşünceyi savunmakta Kur’an’ın İsa ibni Meryem şeklinde tanımladığı Hz. İsa’yı ve babasız doğduğunu açıkça beyan edildiği halde, kendisine göre –haşa- Hz. Muhammed, Hz. Meryem’in eşi yani Hz. İsa’nın da babasıdır.

Yine Fetullah Gülen grubu içerisinde ki şahıslar medyaya yansıyan bilgiler ve tanıkların beyanları da göz önüne alındığında; içkiyi helal görmekte, namaz kılmamaya fetva verebillmekte, baş örtüyü  furu’at olarak görmekte, herhangi bir dili öğrenmek farz olmadığı halde işkembeyi kübradan Türkçe’yi öğrenmek ve öğretmenin farz olduğunu beyan edebilmekte, Türkçe Olimpiyatları düzenlenerek bayanları teşhir etmekte, zımnen kendisinin Mehdi olduğunu yaymakta, her Perşembe gecesi Resulullah ile -yakaza halinde hatta kimi zaman uyanıklık halinde- görüştüğünü, Resulullah’ın çer çöpten geçilmeyen evlerini ziyaret ettiğini yaymakta, İsrail’i otorite kabul edip, ölen İsrailliler için gözyaşları akıtmakta, ölen her Filistinli mücahit için ise derinden bir ohh çekebilmektedir.  Fetullah Gülen’i ve mensuplarının zihni algısını anlayabilmek için tüm bu bilgilerin derinlemesine analizi yapılması gerekmektedir.   

Öncelikle en başta söylenmesi gereken şu olmalıdır; Fetullah Gülen ve hareketi Ehli Sünnet zihin yapısından beslenmemekte, daha çok Şii zihin yapısına yakın bulunmaktadır. Şii’ler gibi “batın”a önem vermekte, takiyye olmazsa olmazları ve imamet anlayışları bulunmaktadır.

Bir diğer nokta ise; Fetullah Gülen ve hareketi, Hristiyan ve Yahudilere farklı bir önem vermekte ve iş birliği içerisinde olup, kendisini kabul ettirme adına ve Müslümanlar ile arasını açmama adına bir şekilde Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında ilişki kurmaktan çekinmemiş hatta kelime-i şehadetin son kısmını söylemeyen her Hristiyan ve Yahudinin cennete gireceğini söylem garabetinde bulunmuştur.  

İslam tarihi boyunca eğitim konusunda başarılı oldukları kadar bir o kadar da takiyye inançlarında ve insanların dini duygularını sömürmede de bir o kadar başarılı olabilmiş hiçbir grup maalesef bulunmamaktadır. 

Fetullah Gülen hareketinin İslami olmaktan çok, İslami görünümlü bir hareket olduğu son olaylar ile ortaya çıkmasına rağmen maalesef halen harekete mensup birçok insan bulunmakta yarasa misali gerçeği görmemektedirler. Fetullah Gülen hareketi koyun kılığına girmiş kurttan farksızdır. Tüm Müslümanları saf niyetleri ile oynayarak timsah gözyaşları dökerek aldattı ancak şuan kendi gözyaşlarında boğuluyorlar.  

Fetullah Gülen ve hareketinin zihni alt yapısını oluşturan Risale-i Nurlar değil, Fetullah Gülen’in kokuşmuş beynidir. Diyanet İşleri Başkanlığından beklentimiz Fetullah Gülen’in kitapları iyi tetkik edilmeli ve insanlara gerçek yüzü ilmi olarak anlatılmalıdır ancak bunu sadece Fetullah Gülen için değil aynı şekilde Ehl-i Sünnet adına konuşan diğer şahıslar- Cübbeli, Menzil camiası, Süleymancılar vs..-  için de yapılmalı gerçek yüzleri ortaya dökülmeli ve kokuşmuş zihniyetleri halka açıklanmalıdır. Kendini dinin gerçek temsilcisi olarak gören her şahsiyet ve grup tehlike arz etmektedir. Bu tehlike sadece vatan toprakları için değil aynı zamanda İslamî anlayış için de tehlike arz etmektedir. Paralel Din üreten herkes kendinde ilahlık payesi görmekte ve dinin ruhunu boşaltmakta, ibadeti ritüel haline dönüştürmektedir.

Yerimiz itibariyle Fetullah Gülen’in kısa serencamından bahsetmeyi uygun gördük çünkü bu hareket tezlere konu olabilecek kapsamdadır. 

Fetullah Gülen’in usul ve fıkıh anlayışı olarak söylenecek en kısa ve net söz; ilkesiz bir asl ve kitabı kendine uydurma anlayışı, fıkıhsız bir vehmetten ibarettir. Öyle bir fıkıh ki İslam tarihi boyunca hiçbir bid’at grupta dahi bulunmayan usulsüz, ilkesiz, haysiyetsiz bir anlayış.

Gerçek anlamıyla İslami Mücadele eden İslami Hareket mensupları konjonktürel davranmadıkları gibi, pragmatist ve Makyavelistçe de davranamazlar. “Emr olundukları gibi dost doğru” olurlar, “Kınayıcının kınamasından çekinmezler.” Bu son süreçte İslami camiaların eylemlerini tekrar gözden geçirmelerinin elzem olduğunu düşünüyorum.