Ey İnsan/lık

Muhittin Kandırmaz

VAN 20.03.2018 11:10:05 0
Ey İnsan/lık
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Bu başlık altında onlarca ayet var. Neden ‘ey insanlar!’ hitabı kullanıldığı dikkatinizi çekti mi hiç? Evet, ‘belki iman etmeyeceksiniz ama en azından sorumlu davranın’ deniliyor bu hitapla. Hemen akla Hz. Nuh’un müşrik kavmine yaptığı çağrı geliyor:

 

“Kardeşleri Nuh onlara: Allah'a karşı sorumluluk bilinci duymaz mısınız? dedi.” (Şuarâ 26:106)

 

*Peki nedir sorumluluk; tüm insanlığın değeridir sorumluluk. İsterseniz birkaçını sayalım:

 

*Yalan her toplum için kötüdür.

 

*Hırsızlık tüm insanlık için yanlıştır.

 

*Zina tüm insanlık için çirkin birşeydir.

 

*Haksız yere bir cana kıymanın ya da vesile olmanın tüm sistemlerde karşılığı vardır.

 

*Emeği sömürmek herkesçe yanlış bir adım olarak algılanır.

 

Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Bu değerler tüm dünya insanları için evrensel doğrulardır. Yani hiç kimse kendi nefsine bu tür saldırı yapılmasını kabul etmez. Madem böyle, kendimize yapılmasını doğru bulmadığımız bir şeyi neden başkalarına reva görürüz?

 

Evet, hepimiz gücümüz yettiği halde yapmadığımız her şeyden sorumluyuz. Belki biz savaşları, istilaları durduramayız ama en azından tavır koyabiliriz. Bu savaş ve sömürü düzenini durduracak olanlar da var ama onların insani özelliklerini kaybettiklerini düşünüyorum. Çünkü Allah onlar için şöye diyor: “Doğrusu Biz, görünen görünmeyen iradeli varlıklar içinden akleden kalpleri olup da kavramayan, gözleri olup da görmeyen, kulakları olup da işitmeyen birçoklarını cehennemlik yapmışızdır. Hayvan gibidir onlar, belki daha da aşağı! Onlar gaflete gömülmüş olan zavallılardır.” (A’râf 7:179). “Yoksa sen onların çoğunun işittiklerini, düşündüklerini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hattâ onlar, yolca (hayvanlardan) daha sapıktır.” (Furkân 25:44) Evet, hayvanların sorumlu davranması beklenemez. Eğer bu bahsedilen hayvanlar sorumlu davransaydı son yüz yıldır yapageldikleri sömürüler olmazdı. Bir çok toplumu sömürdüler. Sadece sömürüyle yetinmediler, demokrasi getireceğiz diyerek türlü zulümler sergilediler. Sadece hatırladıklarımı yazayım:

 

Avrupanın göbeğinde Bosna, Cezayir, Afganistan, Keşmir, Irak, Yemen, Fas, Tunus, Mısır ve son yıllarda maalesef Suriye... Yeryüzünde Rabblik iddiasında bulunarak yapmadıkları kalmadı. Tarihte Rabblik iddiasında bulunanların akıbetlerini biliyoruz zaten. Asıl mesele; ‘Biz ne yapıyoruz?’ ‘En son ne zaman yoksul bir ailedeki çocuğa süt götürdük?’ ‘Ne zaman tanımadığımız bir hasta ziyaretine gittik?’ ‘En son ne zaman bir fakirin sofrasına bir ekmek koyduk?’

 

Evet dostlar, sorumluyuz. Mahallemizde, beldemizde eğer bir fakirin sobası yanmıyorsa, bir çocuk aç uyumak zorunda kalıyorsa, bir kişi imkansızlıktan sokakta kalmışsa, birileri zulme maruz kalmışsa ve biz elimizden geldiği halde sorumlu davranmamışsak Rabbimiz bunlardan dolayı bizi hesaba çekecektir. En azından vicdanımızı diri tutmaya çalışalım. Unutmayalım ki hayat hep böyle gitmez. Eğer hayatın bizim için iyi gitmesini istiyorsak sorumlu davranmak zorundayız. Zaman çok hızlı geçiyor, ölmeden önce kendimize iyilikler yapalım. Kendimize diyorum çünkü başkalarına yaptığımız iyilik aslında kendimize yaptığımız bir iyiliktir. İyilik yapalım ve iyilik yaptığımız insanlara da teşekkür edelim ve şöyle diyelim; İyi ki Rabbim sizi karşıma çıkardı yoksa ben kime iyilik yapacaktım... Ve kesinlikle yaptığımız iyiliği başa kalkmayalım. İyiliği başa kalkmak, karşılık beklemektir. İyilik yapıp arkana bakmamak ise karşılığı Allah’tan beklemektir.

 

“(Mallarınızı) Allâh yolunda harcayın, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın, iyilik edin, doğrusu Allâh iyilik edenleri sever.” (Bakara 2:195)

 

“Çünkü Allah sorumluluk bilincine sahip olanlar ve iyilik ve erdemi hayat tarzı haline getirenlerle beraberdir.” (Nahl 16:128)

 

Burda dikkat edilmesi gereken nokta: Sakın ha! İyiliği çıkar kapısı haline döndürmeyelim.

 

Selam, dua ve dua talebiyle