ERKEN SEÇİME GİDERKEN!

Gelelim bu erken seçim kararının VAN ile ilgili kısmına.

VAN 22.04.2018 11:53:50 0
 ERKEN SEÇİME GİDERKEN!
Tarih: 01.01.0001 00:00

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan 17 Nisan tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sürpriz çıkışıyla dile getirdiği “erken seçim için hazırız” söyleminin bir gün sonrasında tüm Türkiye’nin merakla beklediği cevabını 18 Nisan tarihinde açıkladı. Ve 24 Haziran 2018 tarihinde erken seçime gidiyoruz dedi.

İyi de bugüne kadar erken seçime tüm kapıları kapalı olan Ak Parti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan ne oldu da erken seçime EVET dedi. Bu soru detaylı olarak düşünülmeli ve hem genel hem de yerel siyasetteki sonuçları neler olabilir diye de analizler yapılmalı diye düşünüyorum.

Kısaca son yıllarda yaşanan özellikle iç ve dış siyasette neler yaşandığına bakmamız gerekecek.

Kurulan yenidünya düzeni içinde binyıllara varan medeniyet geçmişi ve devlet geleneğiyle özgül ağırlığı elde edip, özgüvenli bir şekilde “bende varım” diyen bir Türkiye birçok uluslararası güç için tehdit oluşturmaya başladı.

One Minute ile başlayan önemli kırılma sonrasında Türkiye Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde her gün güçlenerek yoluna devam ederken bir anda birkaç ağaç bahanesiyle bir araya gelen bir grup gencin başlattığı gezi olayları ile sarsıldı. Ülke olarak çok zor bir süreçten geçtikten sonra tam da düzen kuruldu, gerekli tedbirler alındı derken 17-25 Aralık patlak verdi. Yolsuzluk iddialarının kasıtlı olarak gündemde tutulup halkın algısı yönetilmeye çalışıldı. Olayı kurgulayanlar tarafından istenen toplumsal sonuçların elde edilmediği görülünce bu sefer milletin evlatları FETÖ tarafından 15 Temmuz Darbe Girişimi ile milletine, halkına kurşun sıkan, TBMM, milletin parasıyla alınmış uçaklarla bombalanmaya başlandı.

Hayretler içinde neler olduğunu anlamaya çalışan halkın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kısa süreli görüntülü telefon konuşması sonrası halkımı darbe kalkışmasına karşı sokağa çıkmaya davet ediyorum çağrısıyla milletin devletine, ve de başkanına sahip çıktığını gördük.

Milyonların yaşlı genç, kadın erkek, sağcı solcu, Kürt Türk demeden tek vücut halinde vermiş olduğu mücadele içte milleti, devleti güçlendirirken birçok işbirlikçi yapı için ise Türkiye üzerinde yeni planların yapılmasına neden oldu.

Yenikapı ruhu olarak adlandırılan o günlerde özellikle Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP’nin yerli ve milli duruşu Ak Parti ile yakınlaşmalarını ve bugünlere gelirken oluşan ittifakında zeminini hazırlamış oldu.

O günden sonra yerli ve milli duruş tanımıyla güçlü bir birliktelik kuran Ak Parti ve MHP içte ve dışta ülke bütünlüğüne zarar veren her türlü saldırıya karşı ortak tavır aldı ve beraber yürümeye devam etti.

Ekonomik olarak diğer Arap ülkelerinin aksine hep Türkiye ile yakın ilişki kuran ve kendine Türkiye’yi rol model olarak kabul eden Katar ülkemizde olduğu gibi hayali birçok gerekçeyle ekonomik olarak baskı altına alınmaya ve çeşitli uluslararası ambargolarla karşılaşmaya başladı. Adeta Türkiye ile kurmuş olduğu yakın iş birliği nedeniyle cezalandırıldı.

Tabi ki bu süreçte özellikle Suriye olayları, düzenlenen sınır dışı operasyonları ve son olarak da gündemimizi meşgul eden zeytin dalı harekâtı özellikle ABD ve birçok Avrupa ülkesini çok rahatsız etti.

Bunların dışında son bir yıldır güçlü bir zeminde işlemeye devam eden Rusya- Türkiye ve Rusya-Türkiye-İran ilişkileri de özellikle uluslararası arenada yakından takip edildi. Stratejik coğrafi konumu ve yakın zamanda gerçekleşen anlaşmalarla önemli bir enerji koridoru haline gelen Türkiye, ekonomi ve enerji alanında tam bağımsızlığının mücadelesini vermeye devam etti. 

Savunma sanayinde elde edilen milli başarı, içte ve dışta verilen terör olayları karşısında önemli başarıların elde edilmesini sağlamış oldu.

Ama bu yerli ve milli duruş ve mücadele dıştaki hainlerle beraber içteki hainleri çok rahatsız etti. Hendek siyaseti, gezi olayları, 17-25 Aralık süreci devamında 15 Temmuz darbe kalkışmasında ve yaklaşık 6.000 tır ağır silahla beslenen YPG, DAEŞ gibi terör gruplarını destekleyenlerin Suriye’de başarılı olamayışı sonrası bu seferde Türkiye’yi EKONOMİ ile PARA ile terbiye etmeye kalkıştılar.

Döviz ve borsadaki dalgalanmaların yanı sıra reel piyasalardaki durgunluk iş dünyasını, esnaf, tüccar ve sanayicinin zor bir süreçte ilerlemesine yol açtı.  Seçim süreçlerinin 2019 yılı içinde öncelikle 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri ve devamında 1 Kasım 2019 Genel ve Cumhurbaşkanlığını seçimlerini kapsayacak olması özellikle piyasalarda belirsizlik ve tedirginlik yaratmaya başladı. Zaman içinde giderek yükselmeye başlayan EKONOMİK KRİZ söylemleri ülke siyasetinin istikrarı için istenmeyen bir durum olarak siyasilerin özellikle de Ak Partinin istemediği bir durum olarak tespit edildi.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminin kazanılabilmesi için belirlenen 50+1 barajı içte ve dışta bin bir türlü sorun ve ihanetle uğraşan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından ciddi bir sorun olarak görülmeye başlandı. En son 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen referandum sonuçlarında karşılaşılan beklenmedik tablo 2019 için daha temkinli hareket etmek için Ak Parti kadrolarına rehberlik etti.

İşte özetle ifade etmeye çalıştığımız bu süreçler alınan 24 Haziran 2018 tarihli erken seçim kararının aslında belirleyicisi oldu. Son 16 yıldır erken seçime gitmemiş olan Türkiye’nin tekrar erken seçimle karşılaşmasına neden oldu.

Gelelim bu erken seçim kararının VAN ile ilgili kısmına.

Bildiğiniz gibi özellikle 2011 sonrası Van özelinde maalesef Ak Parti milletvekillerinin başarılı bir karnesi olmadı. Halkla yakın teması olmayan, Van’a beklenen hizmetleri getiremeyen, şehrin geleceğini değil de şahsi geleceklerini önceleyen bir milletvekili profili ile bugüne kadar geldik.

Ak Parti genel merkezi tarafından ilimize tecrübeli bir siyasetçi, toparlayıcı ve ön açıcı bir abi rolüyle liste başı gönderilen Beşir Atalay kendinden beklenen performansı sergilemedi ve ilin bir milletvekili değil de bir misafiri gibi davranmayı tercih etti. Sadece çok önemli devlet ve hükümet temsilcileri ilimize geldiğinde teşrif eden Atalay, ilimizin öncelikli tüm sorunlarına yabancı ve duyarsız kaldı. Kendisine söylenenlere kulaklarını kapattı ve hep uzak durmayı tercih etti.

Son 3 dönemdir milletvekili listesinde yer alan Burhan Kayatürk ise yine halkın kendisinden beklediği standartta bir çalışma sergileyemedi. İlimiz milletvekili adayı olarak seçildiği ilk günden bugüne güneşte eriyen buz misali halk nezdinde itibarını kaybetti.

Artık çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Hem ilimiz hem de ülkemiz için çok daha aydınlık günleri görmek, barış ve kardeşliğin güçlenerek devam ettiği, aynı zamanda yerli ve milli bir sanayinin, ekonominin, kalkınmanın sürekliliğinin sağlandığı bir Türkiye bir Van olsun istiyoruz.

Hizmet siyasetinin kazanımlarının ilimizde her bir mahallemiz ve ilçemizde halkımızla buluşmasını istiyoruz.

Korkudan, şiddetten, yoksulluktan uzak yaşanılabilen güzel bir şehrimiz olsun istiyoruz.

Tüm farklılıkların bir zenginlik olarak kabul gördüğü, ötekileştirmenin olmadığı bir Van inşa edilsin istiyoruz.

Milletle devletin barıştığı, kaynaştığı güçlü bir Van, güçlü bir Türkiye istiyoruz.

24 Haziran 2018 yaklaşırken içte ve dışta tüm şer odakları ve hainleri bertaraf etmiş, hak ve batıl mücadelesinde hakkın ve halkın kazandığı bir ülke istiyoruz.

Sizce çok şey mi istiyoruz?

Not: Seçim sürecinde ihanet şebekelerinin, çetelerin, sızmaların, bukalemunların, aday olmamaları için namuslu insanların sahaya çıkması lazım. Sürece dair farklılıkları ile detaylı ve ayrıntıları ile yazılar yazmaya Allah’ın izniyle devam edeceğim.

 

izmir escort bayan