Durup düşünmek gerek

Durup düşünmek gerek; ahlak tüccarlığı yaparken ahlaktan verdiğimiz ödünleri;

Durup düşünmek gerek; İman ölçerlik görevine soyunurken imanımızın ne kadar kaliteli olduğunu.

Durup düşünmek gerek; Konuştuklarımızın arkasında durup durmadığımızı.

Durup düşünmek gerek; dünyanın savaşa sürüklenmesinde benim de payım var mı sorusunu.

Durup düşünmek gerek; Allah ile ve insanlarla olan ilişkilerimizde ne kadar samimi olduğumuzu.

Durup düşünmek gerek; emek odaklı bir hayat yaşayıp yaşamadığımızı.

Durup düşünmek gerek: hesabı verilebilir bir yaşantıya sahip olup olmadığımızı.

Durup düşünmek gerek azizim...

YAKAMIZA YAPIŞACAK

Dünya üzerinde şu an görmediğimiz milyonlarca aç var. Seslerini duymadığımız milyonlarca hasta var. Dokunamadığımız milyonlarca savaş mağduru var. Hiçbir zaman hallerinden anlayamayacağımız milyonlarca tutsak var. Bilmediğimiz milyonlarca tecavüze uğramış insan var. 

Şahit olmadığımız milyonlarca dertli insan var. Düşüncesi bastırılmış milyonlarca mütefekkir var. Hasılı dünyada milyonlarca belki de milyarlarca mazlum var. Ve inanın bir gün ölüp gittiğimizde yakamıza yapışacaklar.

ALIŞKANLIKLARIMIZ

Modern hayatta konfora alıştık, rahata alıştık, emeksiz kazanca alıştık, tembelliğe alıştık, mutsuzluğa alıştık, gürültüye alıştık, ekranlarda sürekli gösterilen vahşetlere alıştık, kavgalara alıştık, savaşlara alıştık, kibirli başarılara ve umutsuz başarısızlıklara alıştık, unutmaya alıştık, yalana alıştık, karanlığa alıştık, dev gökdelenlere alıştık, mekanik yaşantıya alıştık, faizli kredilere alıştık, kredi kartlarını güler yüzleri ile pazarlayan bankacılara alıştık, en sonunda da merhametsizliğe alıştık... Artık garipsemiyoruz bunları. Modernizm denilen şey en çok da alışkanlıklarımızı esir aldı. Halbuki Allah, merhamete alışalım diye besmele gibi bir inciyi nasip etmişti bize.