Dünyanın Bütün Bebekleri

Özgür MUMCU

VAN 16.05.2013 12:18:30 0
Dünyanın Bütün Bebekleri
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Biz Türkiye’nin bebekleri, dünyanın bebekleri için siyaset yapıyoruz. Onlardan yüz çevireceksek, siyaset yapmanın bir anlamı yok.”

     Bunlar dünyada herkesin seveceği güzel sözler.

     Bunlar Tayyip Erdoğan’ın geçen salı günü, partisinin grup konuşmasındaki sözleri.

     Konu Suriye ve Sayın Başbakan Suriye siyasetini insani sebeplerle desteklemek arzusunda. Ancak mesele Erdoğan’ın ‘dünyanın bütün bebeklerinden’ bahsetmesine rağmen aslında işine gelen bebekler üzerinden siyasetini yürütmesi.

     Darfur’da büyük bir katliam yapıldı. Sudan diktatörü Ömer el Beşir katliamın asli sorumlusu ilan edildi. Uluslararası Ceza Mahkemesi, El Beşir hakkında tutuklama emri verdi.

     El Beşir, Türkiye mahkemeye taraf olmadığı için rahatlıkla Türkiye’yi ziyaret edebildi. Oysa Türkiye mahkemeye taraf olmayı düşünüyordu. Bu konuda o kadar ciddiydi ki Ceza Kanunu’nda bile nasıl olsa yakında mahkemenin yetkisi tanınacak diye Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yer verilmişti.

     Sonra ne olduysa bundan vazgeçildi.

     Dünya Darfur katliamından Ömer El Beşir’i suçlarken Türkiye, Sudan diktatörüyle işbirliği antlaşması imzalıyordu. Milli Savunma Bakanı, Sudan’a silah satışından bahsediyordu.

     Başbakan Erdoğan ise kendisini eleştirenlere karşı çok sertti. “Gazze’yle Darfur’u karıştırmayın” demekteydi. “Ben Netanyahu ile konuşamam ama El Beşir’le konuşurum” diye meydan okuyordu. Şöyle duyuruyordu bütün dünyaya: “Bir Müslüman böyle bir şey yapamaz ki. Bir Müslüman soykırım yapamaz.”

     Bizzat Sudan yetkilileri bölgede 10.000 kişinin öldürüldüğünü açıklamaktaydı. Uluslararası kuruluşlar ise sayının yaklaşık 300.000 civarında olduğu fikrinde.

     Oysa El Beşir o dönem Erdoğan’ın cici diktatörüydü. Gerçi o dönem Esad da Erdoğan’ın cici diktatörüydü.

     O vakitler Erdoğan hükümetinin Afrika ve Ortadoğu’daki diktatörlerle bunca içli dışlı olmasını eleştirenler ise devletimizin yüksek çıkarlarını anlamamakla suçlanıyordu.

     Demek ki Erdoğan ‘dünyanın bebekleri’ için siyaset yapmıyor. En azından bütün bebekleri için değil. Darfur’da katledilenler umurunda değilken Gazze’de öldürülenler için ortalığı ateşe verebiliyor.

     Suriye’de Esad rejiminin öldürdüklerini sahiplenirken Suriye muhalefetinin yaptıklarını görmezden geliyor.

     Anlaşılan o ki bu ‘bebek’ söylemi, dikkatleri dış politikada izlenen yolun memleketi içine soktuğu çıkmazdan uzaklaştırmak için tutturulmuş.

     Erdoğan da diğer birçok devletin lideri gibi sivil katliamlarını ancak çıkarlarına uyarsa hatırlayıp, uymazsa görmezden gelenlerden. O bakımdan muasır medeniyet seviyesini yakalamış, tebrik etmek gerekir.

     Esad rejimine karşı çıkmanın ve Suriyeli mültecilere kucak açmanın başka yolları da vardı.

     İktidarımız silahlı gruplara verdiği açık destekle masum on binlerce mültecinin de başını yaktı. Reyhanlı öncesi ve sonrasında doğan tepki en kolay hedef olan Suriyeli mültecilere yöneldi.

     Oysa mültecilerin bir çatışmanın silahlı tarafı olarak desteklenmemesi, silahlarından arındırılması ve çatışma bölgesinden mümkün mertebe uzağa yerleştirilmeleri uluslararası hukukun bilinen kuralları.

     Esad nasıl olsa iki aya gider diyerek oluşturulan dış politika günün koşullarında çatırdayarak yıkılmaktadır.

     Bir iç savaştan kaçan mültecilere insani yardımda bulunmak ile bir iç savaş yaşayan devletle aranızdaki sınırı ‘bulanıklaştırmak’ arasında herhalde çok temelden bir fark var.

     Bu fark da “Dünyanın bütün bebekleri için siyaset yapıyorum” diyerek unutturulabilecek bir fark değil.

     RADİKAL