Dinlilikle dinsizlik arasında bir zaman sürecine ihtiyacınız var.

Kader Allah'ın yarattığı kanundur, hiçbir şekilde önüne geçilmez.

VAN 29.06.2015 15:04:47 0
Dinlilikle dinsizlik arasında bir zaman sürecine ihtiyacınız var.
Tarih: 01.01.0001 00:00
 SAPIKLIK KADER DEĞİL, TERCİHTİR

İnanmadığı gibi yaşayanların inanıyormuş gibi yaşaması, insani bir bedene sahip olunup insanlığı tahrip edici sapkınlıkta ısrar ederek insan olduğunu söylemesi herhangi bir ideolojinin ve dinin temel yasalarına uymak yerine inancını ve ideolojisini sapıklığa araç edinip edepsizliği kitabına inancına ideolojisine uyduranlar için bir kural olabilir. Ancak!..

Sapıklığın bir hak olarak algılandırılmaya çalışılması ne acı ki, iki(sol) siyasi partinin de bizzat bu iğrençliğe destek vermesi toplum olarak hangi noktaya getirildiğimizin göstergesidir.

Kader Allah'ın yarattığı kanundur, hiçbir şekilde önüne geçilmez. Ancak Allah'ın yarattığı kanunda sapkınlığa yer yoktur. Sapıklık tamamen bir tercih meselesidir. Sapkınlığı kendilerine hayat şekli olarak benimsemiş olanlar dikkat edilirse yaratılış kanununa ters, insan hayatını tahrip eden bir tarzda ısrar etmektedirler.

Bu ısrarlarını da bir hak olarak savunmak için insan hakları gibi saçma bir örgütlenme üzerinden sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bakın sapkınların istedikleri hayat biçimine ve onları savunanlara, hak olarak görenler erkek-erkeğe ve kadın-kadına evliliği meşrulaştırmak, insan neslini tahrip edecek olan her türlü sapkınlığa hayvanların bile yapamayacağı iğrençliği yapmaya serbestiyet istemektedirler.

Onları savunanlar ise sırf ideolojik ve siyasal destek alma noktasında sayısal çoğunluk adına savunmaktadırlar. Ancak bunlar başkalarının bu iğrençliğini toplumun ifsadına rağmen sadece kendi dönemsel çıkarları, kendilerinden sonraki kuşakların kendi öz çocuklarına bile reva gördükleri bu iğrençliği savunma hastalığı asılana bakarsanız bu sapkınlığı kendilerine yaşam tarzı olarak seçenlerden daha tehlikeli olduklarını unutmamak lazım.

Özgür yaşam diye adlandırılan model gereği herkesin iyi bir vatandaş olması istenebilir. Ancak bu vatandaşlık isteği sokaklara sivil itaatsizlik adına çıkarak cinsel sapkınlığı savunmak savunulan anlayışın vatandaş modelini meşru görmek değildir,

Bu model iyi bir insan olmanın önünü tıkamaktan başka işe yaramaz. İnansın veya inanmasın hiç kimse iyi bir vatandaş olmak zorunda değil fakat iyi bir insan olmak zorundadır. İyi bir insan olmak zorundadır çünkü insanlık neslinin devamı için bu gereklidir.

Bir insanın aynı anda iki rolde olabilir mi, Olması mümkün müdür? Maalesef ideolojik saplantı ve seküler, laiklik anlayışında mümkündür ve olmaktadır!.

Her şey olabilirsiniz, dindar olabilirsiniz, dinsiz olabilirsiniz, ancak aynı anda hem dindar hem de dinsiz olamazsınız. Aynı zamanda hem erkek hem dişi, hem etken hem de edilgen olamazsınız!..

Dinlilikle dinsizlik arasında bir zaman sürecine ihtiyacınız var. Yani, canınız istedi iman ettim der imanın gereklerini yerine getirirsiniz, daha sonra canınız sıkılır nefsinize uyar ben din min kabul etmiyorum diyerek isyan erdirebilirisiniz. Fakat cinsel sapıklıkta biraz erkek biraz kadın rolünde olamazsınızı!...

Fıtrat gereği erkekliğinizi ve kadınlığınızı reddedemezsiniz. Biraz insanım biraz değilim demek olmaz, hem kadınım her erkek demeniz gibi; dolayısıyla olunamayan bir şeyin de hak olarak savunulması aptallıktan başka bir şey değildir. Biraz kadın biraz erkek olunabilirliği bir hak olarak savunamaz böyle bir edepsizliğin topluma yerleşmesine aracı olmazsınız!.

Rezillik ve sapıklık insani değildir, hatta hayvani bile değildir. Hiçbir kimse aynı cinsten iki hayvanın(cinsellik) birlikte olduklarına şahit olmamıştır, çünkü hayvanlar yaratılış fıtratlarına ters bir eylemde bulunamazlar. Ancak insan sapkınlıkta en edepsiz noktaya özgürlük adına insanlığı kula kul etmek adına, cinsel sapıklığa kurban etmek adına sapıklaşabilmektedir.

Sokaklara sapıklığın bir hak olduğunu savunmak için çıkanların azlığına bakmayın, bunların seslerinin çok çıkmasının altında yatan sebepler çok bunlardan biri inadına gerilim inadına bölünmüşlük, inadına ideolojik saplantı vs. bütün bunlar bir kader değil aksine bir tercihtir.

Türkiye'de yaşayan halklar Müslüman halka dayatmak istedikleri bu yaşam şeklini tercih edip etmediğini iyi sorgulamalıdır. Aksi halde çocuklarımızın torunlarımızın gelecek kaderlerini biz tercih etmiş oluruz ki, bununda altından hiç kimse kalkamaz. "Ya Rabbi içimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri helak etme!"

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.