Dikkat, İsrail’in gözü üzerimizde!

“Bize aracılarla geliyor ve teklifler sunuyorlar. Unutun diyorlar. Büyük miktarlarda para teklif ettiler bize, hepsini reddettik. İsrail’in mahkeme kararlarından bile daha çok önemsediği, asıl dikkat ettiği şey şu: Mavi Marmara duyarlılığı ne kadar devam ediyor!”

Mavi Marmara davasına İsrail’in karşı çıkması anlaşılabilir. Fakat Mavi Marmara’ya karşı olan Müslümanlar var, onların derdi ne?
Biz İsrail’in kuyruğuna basıyoruz, sağ tarafımızdan ses çıkıyor. (Gülüyoruz)

Nasıl oluyor bu? Müslüman nasıl olur da İsrail’in yanında yer alabilir?
Evanjelizmin Müslüman versiyonu olunca Müslümanlardan ses çıkıyor. İsrail’in dünyayı tam olarak nasıl yönettiğini iyi anlamız lazım. İsrail’in nüfusu az, gittikçe de azalıyor. Siyonist nüfus azdır. Bunun için de Hıristiyan dünyasının içinde bazı mezheplerin içine giriyor, hatta bizzat kurarak kendi fikri nüfusunu çoğaltıyor. Aynısını İslam dünyasına da yapıyor. İsrail’in çok içli dışlı olduğu dost olduğu Müslüman cemaatler var. Bunun sonucunda bir süre sonra doğal olarak Siyonist fikrin vatandaşı oluyorlar. Baktığınızda, Müslüman ve başka bir ülkenin kimliğini taşıyor ama son tahlilde siyonist vatandaş. İslam dünyasında Hıristiyanlarda olduğu gibi mezhep kuramadı ama cemaatler kurdu. Bu İsrail’in nüfus planlamasıdır.
Uzun yıllar sonra yeniden bir Türkiyeli ile Filistinlinin kanı birbirine karıştı Mavi Marmara’da. Mavi Marmara’nın açtığı bu yol bugün nasıl devam ediyor?

Mavi Marmara Akdeniz’de yürüdü. Kanlar Akdeniz’de aktı. Bugün Mavi Marmara karada yürüyor. Bugün dalga dalga büyüyerek, dünyanın her tarafına ulaşmış siyonist karşıtı bir hürriyet hareketi artık. O günlerde bir basın toplantısında dünyaya şunu ilan etmiştik. Siyonistlerle işbirliği içinde olan devletlerin akıbetine dikkat edin demiştik.
Sarkozy, Berlusconi ve Mavi Marmara’ya karşı çıkanlara dikkat edin. Mavi Marmara’dan sonra, İsrail artık yaptığı her hareketin cezasını görmeye başladı. Eskiden İsrail dokunulmazdı. Çocukları öldürürdü kimsenin sesi çıkamazdı. Mavi Marmara İsrail’e dokundu, sarstı ve bütün dünyaya aslında ne kadar zayıf olduklarını ispatladı. Gizli eylemler yapıyordu, örgütleri öne sürüyordu, kendini haklı çıkarıyordu. Sözde devlet olan bu siyonist terör örgütüne karşı bütün dünyayı harekete geçiren ve cesaretlendiren Mavi Marmara oldu.
1967 İsrail savaşı olduğu sırada Türkiye’de üniversite öğrencisi olan Filistinli bir ağabeyimiz, Ankara’da yaşadığı olayı şöyle anlatıyor: “Ankara’da kahveye girdim. O sırada radyoda haberlerde İsrail’in savaşı kazandığı duyuldu. Kahvede insanlar sevinçten alkışlamaya başladı.” Türk halkı ne olduğunu bilmeden İsrail’in yanında yer almıştı. Çünkü “Araplar bizi arkadan vurdu” gibi safsatalar etkilemişti insanları. Bugün Türkiye halkının yüzde 87’si İsrail karşıtı. Uzun yıllar verilen emeğin nişanesi gibi olan, Mavi Marmara’nın etkisiyle oldu bütün bu gelişmeler.

31 Mayıs’ta Mavi Marmara yürüyüşüne katılmak niye bu kadar önemli?
İsrail, seçimlerden sonra Türkiye’de birtakım bürokrat ve siyasetçilerle anlaşma yaparak, ilişkilerin normalleşeceğine inanıyor. Mavi Marmara dosyasının kapanacağını düşünüyor. Kendi kamuoyunu ve Türkiye’yi buna hazırlamaya çalışıyor. Bize aracılarla geliyor ve teklifler sunuyorlar. Unutun diyorlar. Büyük miktarlarda para teklif ettiler bize, biz hepsini reddettik. İsrail’in mahkeme kararlarından bile daha çok önemsediği, asıl dikkat ettiği şey şu: Mavi Marmara duyarlılığı ne kadar devam ediyor!
Her yıl 31 Mayıs’ta yürüyüş yapılıyor. Onları en çok kahreden, en çok korkutan yürüyüşün kalabalık olması. İsrail kurulurken dediler ki; “Yaşlılar ölür, gençler de unutur”. İsrail’in bütün umudu gençlerin unutmasına bağlı. Gençler unutmazsa, İsrail devam edemez. Gençler unutursa İsrail devam eder.

Tüm mesele gençler yani…
İsrail’in işbirlikçileri, “yürüyorsunuz da ne oluyor” diyerek çalışıyorlar. Çünkü Filistin davasına duyarlı genç, İsrail’in ve gizli ortaklarının kalplerini titretiyor. Filistin davasını unutmayan gençler, İsrail’in kuruluş stratejisini boşa çıkartan kahramanlardır.
Mavi Marmara bir Mescid-i Aksa yürüyüşüdür. “Biz Filistin özgürleşene kadar bu davanın peşindeyiz. İnşallah bir gün Mescid-i Aksa’da özgürce namaz kılacağız” diyen genç var olduğu sürece İsrail kaybetmeye mahkûm. Bütün varlık stratejisini gençlerin unutacağı üzerine kuran İsrail ve yandaşları korkuyla bu yürüyüşü takip ediyor. Fatih Camisi’nden başlayacak yürüyüşte, İsrail, Fevzi paşa Caddesi’ni insanlarla kaplanmış olarak görünce, bir daha Mescid-i Aksa’da Kur’anı çiğneyeceği zaman düşünecek. Bir daha niyetlendiği zaman bu insanların Kudüs’e de yürüyeceğini görecek.

Erem Şentürk / Diriliş Postası