Demirtaş:Tek dil, tek millet söylemi Hitler’in faşist söylemidir

Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları kapsamında bugün Hakkari'ye giden HDP Cumhurbaşkanı aday Selahattin Demirtaş burada ki programlarının ardından HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş il

VAN 30.07.2014 00:00:55 0
Demirtaş:Tek dil, tek millet söylemi Hitler’in faşist söylemidir
Tarih: 01.01.0001 00:00
 HDP Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Türkiye'de yaratılan bölme fobisi ile tekli zihniyeti değinerek, "Ülkeyi parçalamak niyetinde değiliz. Tek dil, tek millet söylemi Hitler’in icat ettiği faşist bir söylemdir" dedi. Ataması yapılmayan eğitim emekçilerinin seslerini duyurmak için her hafta eylem yaptığına dikkat çeken Demirtaş, "Devlet şu anda 300 bin civarında polis alma kararı verdi. Memleketin öğretmenleri işsiz durumda ama kendisi polis alıyor. Çünkü halk bilinçleniyor ve bilinçlenince ne yapacak polis alacak" diye konuştu.


Haber: Oktay CANDEMİR



Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları kapsamında bugün Hakkari'ye giden HDP Cumhurbaşkanı aday Selahattin Demirtaş burada ki programlarının ardından HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ile birlikte Van'a geldi.
Demirtaş, Van’ın Edremit ilçesindeki bir otelde kentteki sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlarla bir araya geldi.


Demirtaş burada yaptığı konuşmada ilk kez halkın kendi yönetimini oluşturmaya bu kadar yakın olduğunu belirterek bu nedenle 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin çok önemli olduğunu kaydetti. Devletin en önemli koltuğuna bu defa halkın seçeceği bir ismin oturacağını ifade eden Demirtaş, “Bizi bu kadar heyecanlandıran asıl neden budur. Biz cumhurbaşkanlığı seçimini bir makam koltuk, bir kişinin adaylığı üzerine kurmadık. Bizim açımızdan savunduğumuz ilkeler en önemli kazanımımızdır. Bu ilkelere Türkiye’nin her yerinden destek almak en büyük kazanımımız olacaktır. Bugüne kadar hiçbir aday ben seçilirsem ben Türkiye’ye kötülük edeceğim, Türkiye’yi geriye götüreceğim demedi, demez de. Ama bu güne kadar o koltuğa oturanlar bunun hakkını vermediler. Türkiye’de karşı karşıya olduğumuz devlet modeli özgürlükleri hayata geçirmek için uygun değil. Şu anda ki iki aday da mevcut devleti en çok ben iyi yönetirim ve ben güçlü kılarım anlayışına hakim” dedi.


TEK DİL, TEK MİLLET HİTLER’İN FAŞİST SÖYLEMİDİR
Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP-CHP adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun hala tek dil, tek millet dediğini hatırlatan Demirtaş, tek dil ve tek millet dayatmasının Hitler’den kalma dönemin dili ve sloganı olduğunu söyleyerek, devamla şunları kaydetti:

“Vatanın bölünmez bütünlüğü söylemi Hitler’in sloganıdır. Bunu icat eden Erdoğan ve Kenan Evren değil Hitler’dir. Soykırımcı tek ırka dayalı Alman ırkını yaratmak için dünyayı kasıp kavuran Hitler’in bu söylemi şimdi ise milli birliğin formülü olarak sunuluyor. Oysa tam tersi. Biz milletin kendi içindeki birliği, teklik üzerine değil, çokluk üzerine kurulur diyoruz. Bir milletin içinden Kürt, Arap, Çerkez, Ermeni her etnik kimlikten insan bir araya gelir, kendi kimliğini asilime etmeden kendi kültürünü oluşturabilir. Nar örneğini veriyoruz. Nar birdir tekdir içinde binlerce tane vardır. Bunların söylediği tek dil, tek millet söylemi Allah’ın emirlerine aykırıdır, insanın ruhuna aykırıdır. Tek dil ve tek millet Türk halkının yararına mıdır, ahlaklıca bakıldığında kimsenin yararına değil. Türklerinde yapay Türklük tarihi üzerinden yok edildiğini görebilirsiniz. Ortaya atılan Türklük tarihi Türk halkına da hakarettir. Herkese anasından doğduğu şekilde, geçmişini inkar etmeden, yaşadığı yeri inkar etmeden, inkar etmek zorunda kalmadan, kimliğinden utanmadan, baskı görmeden o inanca sahip diye onu saklama korkusu yaşamadan özgürce yaşama çağrısı yapıyoruz. Bu nedenle yeni yaşam çağrımız tüm toplumu heyecanlandırıyor.“


DİN DEVLETİ DAYATMASI


‘Tek milletten vazgeçersek paramparça oluruz’ şeklinde bir korkunun bilinçli olarak yaratıldığını kaydeden Demirtaş, “Bundan daha parçalanmış bir toplum yoktur. Siz milleti paramparça etmişsiniz biz bütünleştirmeye çalışıyoruz. Sünni ve Alevi arasında düşmanlık yaratan sizsiniz. Onların ibadetini küçümseyen sizsiniz. Din işleri devletin işi değildir. Şu anda var olan bize dayatılan diyanetin devletin dayattığı dindir. Onların istediği şekilde hocalar cumada vaaz verebiliyor. Devletin dini kalksın, Allah’ın dini rahatça yaşansın diyoruz. Cumhurbaşkanı seçildiğimiz gün devletin değişeceğini iddia etmiyoruz. Devletin bir numaralı koltuğuna oturacak adayı Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Gürcü herkes desteklediği zaman Türkiye’de değişim başlayacak” şeklinde konuştu.


EŞİT BİR YARIŞ OLSA FARKLA KAZANIRIZ


Konuşmasında devletin bir canavara dönüştürüldüğünü dile getiren Demirtaş, devlet halkın özellikle emekçilerin üzerinde inşa edildiğini söyledi. Yüzde 80 emekçinin emeği, vergisiyle bir bütçe oluşturulduğunu ama gelir dağıtılırken kazancın tümünün yüzde 5’lik bir kesim arasında paylaşıldığını vurgulayan Demirtaş, “Bütün kazancımızı alıp götürürler, buna itiraz ettikçe kafamıza cop iner. İlle onlara boyun eğmek zorundayız. İşte yarattığımız ceberut devlet böyle bir devlettir. Sanki Allah böyle yaratmış gibi böyle düşünürüz. İnsanlar olarak biz yetki görev verdik para verdik, bizim özgürlüğümüzü sağla dedik, ama yetkilerini aşan bir canavara dönüştü devlet ve bunu dizginlememiz lazım. Bu seçim bu kararı vereceğimiz için önemlidir. Önümüze böyle bir fırsat var. Cumhuriyet tarihi boyunca devleti değiştirmek için uğraştık. Bu topraklarda herkes bedel ödedi. Özgür olmak, onurlu yaşamak için önemli noktaya geldik. İstediğimiz şeyi yaratamadık ama önemli noktaya geldik. Sizlerin var ettiği değer ve ilkeler şimdi Türkiye de en çok kabul gören ilkelere dönüştü. Eşit adil yarış olsun büyük farkla kazanırız. Çünkü Türkiye’de ahlaklı namuslu insanların sayısı bize oy verenlerin sayısından fazladır. AKP oy veren bizim düşmanımız değildir. MHP oy veren işçi temel ilkeleri rahatlıkla savunabilir. Önemli olan hepsinin yüreğine ulaşabilmemizdir. Herkes kendi partisinin adamını sorgulamaya başlayacak. İlkeler herkes tarafından daha iyi hissediliyor. Türkiye'de sadece biz bu ilkelerin arkasındayız diye düşünmeyin, adil yarış olsan inan Çankaya'ya halk çıkacak. İnsanlar artık etnik kimliklerinden dolayı ne birini horlamak ne de kendisinin horlanmasını istiyor. Kenan Evren Türk’tü. Kim memnun ondan. Darbe işkence yaptı. Türkiye hala onun yaptıklarının acısını yaşıyor. Önemli olan halktan yana olması dürüst olmasıdır. Etnik kimlikten önce halkla ilişkisi nedir önemli ve belirleyici olan. AKP oy veren kardeşlerim şunu sorsunlar kendilerine. Recep Tayyip Erdoğan sizin desteklediğiniz lider olabilir ama halk başkanlığı başka bir şeydir. Recep Tayyip Erdoğan seçilmezse başbakanlığı düşmeyecek. Bu devlet bizimde devletimiz deyip tercih yaparsanız, bu freni boşalmış kamyon gibi ilerleyen hükümetin kendine gelmesine sağlayacaktır” dedi.


HALK CEBERUT DEVLETTEN BIKMIŞ, DEVLETİ HALK YÖNETMELİ

Konuşmasında mezhep ayrılıklarına da değinen Demirtaş, “Suriye’yi görüyorsunuz. Mezheplerinden inançlarından dolayı insanlar bir kentte bile birlikte yaşayamıyorlar. Ama biz gittiğimiz yerlerde sofralarımızda herkesle aynı düşüncede olmayan insanlarla birlikte oturuyoruz. Bir cumhurbaşkanı adayı olarak gittiğimiz yerlerde örtülü, aşı açık, köylü, işçi, işveren de var. Bu devletten ceberut anlayıştan herkes bıkmış. Halk kendi başkanını seçerken buna dikkat ederek oy kullanırsa, Türkiye de değişim başlayacak. Çankaya’da başkan olalım devleti ele geçirelim demiyoruz, aksine devleti ellerinden alalım halk yönetsin diyoruz. Bizim herkese de tüm STK herkesi ilgilendiren yasalar çıkarılırken, kimse sizi dikkate almazlar. Yürüyüş yaparsınız miting yaparsınız, çok büyük baskı oluşturursanız belki bir iki maddede yumuşama olur ama sizin ne düşündüğünüz önemli değil. Ben bir Kürdüm, Kürt halkının içinden çıktım, Kürt halkının mücadelesinin içinde yaşadım, ama bu dezavantaj değil, avantajdır. Birinin ezilmemesi gerektiğini o zulmün içinde öğrendim. Dilin yasak olmasının ne demek olduğunu burada öğrendik. Bu yangın yerinin içinde çıkan bir siyasetçi olarak ezilenleri en çok biz temsil ederiz. “ dedi.

KPSS, MGK VE YÖK KALDIRILMALIDIR

KPSS’nin mutlaka kaldırılması gerektiğini savunan Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Cumhurbaşkanının buna yetkisi yoktur. Ama anayasa mahkemesine Danıştay’a götürebilir. KPSS'nin kaldırılması için elimden ne gelirse yaparım. Atanamayan öğretmenlerin sorunları var. Yıllardır atanmayı bekleyen öğretmenlerimiz var. Her hafta neredeyse seslerini duyurmak için eylem yapıyorlar. Ama devlet şu anda 300 bin civarında polis alma kararı verdi. Memleketin öğretmenleri işsiz durumda ama kendisi polis alıyor. Çünkü halk bilinçleniyor ve bilinçlenince ne yapacak polis alacak. Engelleri kardeşlerimizin sorunları var. Biz yokmuş gibi davransak da, hepimizin boynunun borcudur. Her evde bir engelli var ve hepimiz bir engelli adayıyız. Bize uzakmış, sorunları bizim sorunumuz değil gibi davranamayız. Kendi yeniden inşa ederken bileceğiz ki orada engelliler de yaşıyor. Engelliler tüm imkanlardan yararlanabilmeli, siyasete katılabilmeli. Bizden eksiklerinin olmadığını göstermeliyiz. Cumhurbaşkanının rektör atama yetkisi kaldırılmalıdır. Öğrencilerde rektör seçimlerinde oy kullanabilmelidir. Yüzlerce trilyonlarla seçim çalışması mı olur. Cebinden kuruş çıkmıyor. Devletin imkanlarıyla tüm çalışmalar yapılıyor. Devletin velisiyle iş adamlarını çağırıp zorla bağış yaptırıyor. İnanılmaz para güç sevdası var. Allah onu ıslah etsin ama bizde ıslah olması için oy vermeyelim.
Demirtaş’ın konuşmasının ardından kendisine sarılan yaşlı bir kadın baygınlık geçirdi. Demirtaş’ın elindeki su ile ayıltmaya çalıştığı yaşlı kadın ardından hastaneye kaldırıldı.
Demirtaş daha sonra Van’dan ayrıldı.