ÇÖZÜM SÜRECİ NE OLACAK?

El-cezire/ Gonca Şenay

VAN 11.06.2015 11:03:15 0
ÇÖZÜM SÜRECİ NE OLACAK?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Siyasi araştırmacı Galip Dalay’a göre 7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan tablo çözüm sürecinin uzun bir süreliğine derin dondurucuya kaldırılmasına neden oldu. Prof Dr. Vahap Coşkun ise süreç açısından en ideal çözümün “AKP-HDP” koalisyonu olduğu görüşünde.
7 Haziran seçimlerinde seçmen hiçbir partiye tek başına iktidar imkânı vermedi. Şimdi “Nasıl bir Hükümet kurulacak?” sorusu kadar, “Yeni dönemde çözüm süreci ne olacak?” sorusuna da yanıt aranıyor. “Ne olacak?” sorusunun yanıtı, eğer kurulabilirse, bunun nasıl bir koalisyon olacağına bağlı olarak değişiyor.
Gündemde 4 senaryo var. AK Parti’nin CHP, MHP ya da HDP ile koalisyon yapması. Ya da CHP ile MHP’nin azınlık hükümetine HDP’nin dışarıdan destek vermesi. Bunlardan ikisi yani AK Parti ile HDP’nin koalisyon yapması ya da CHP-MHP azınlık hükümetine HDP’nin dışarıdan destek vermesi en zayıf ihtimâller olarak değerlendiriliyor.
“Süreç için en ideali, AKP-HDP koalisyonu”
Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahap Coşkun, süreç açısından en idealinin AKP-HDP koalisyonu olduğunu söyledi. Demokratikleşme ve çözüm sürecine ilişkin belli bir programda uzlaşılması durumunda HDP’nin Hükümet’e dışarıdan destek verebileceğini belirten Coşkun, bu durumda sürecin ilerlemeye devam edeceği görüşünde. Coşkun’a göre sürecin ilerleyebilmesi için bir diğer seçenek ise AK Parti-CHP koalisyonu.
“AK Parti ile CHP arasındaki koalisyonda da çözüm sürecini yürütmek mümkün olabilir. Bu durumda HDP’nin sürece ilişkin konularda destekleyici olması beklenebilir. Büyük bir koalisyonun kurulması her zaman zordur çünkü iki büyük parti, hükümet içinde yer edinme konusunda ön almak isteyeceklerdir ancak böyle bir koalisyon olursa avantajı şu olacaktır: Topluma bu süreç içerisinde atılması gereken adımların daha rahat anlatılması kabul edilmesi imkânı doğacaktır. Yüzde 70’lik bir toplum desteğinden söz ediyoruz. HDP’yi de kattığımızda yüzde 85’ lik bir destek. Böyle bir koalisyon çok rahatlıkla adım atılmasını sağlayabilir. Sürecin hızlı ilerlemesi için bazı işlerin mecliste yapılması gerekir. İşin meclis boyutu var, ve bu koalisyon daha etkili olabilir bu durumda. Bu saatten sonra herhangi bir şekilde PKK ile Öcalan ile görüşmeden bu süreci yürütmenin imkanı yoktur. Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz İmralı ile görüşmeyiz partiyle görüşürüz” demişti, bunun yolları bulunabilir. Fiili olarak görüşmeden bu süreci yürütmenin imkânı yoktur.”
Vahap Coşkun, olası bir AK Parti-MHP koalisyonunun ise çözüm sürecinin sonu olacağı görüşünde. “Eğer AK Parti, MHP’nin pozisyonunu değiştirmeden koalisyona giderse ortada çözüm süreci kalmaz. Ben bunun gerçekleşebileceğini düşünmüyorum.” diye konuşan Coşkun, verilen sözlere rağmen HDP’nin Ak Parti ile ortak hükümet kurması durumunda ise masaya daha güçlü bir HDP’nin oturacağını söyledi.
Prof. Dr. Vahap Coşkun, HDP’nin dışarıdan destek vereceği CHP-MHP koalisyonuna ise ihtimâl vermiyor.
“Süreç dondurucuda”
Al Sharq Forum Araştırma Direktörü, aynı zamanda SETA siyaset araştırmacısı Galip Dalay ise seçim sonuçlarının Türkiye’nin önüne üç seçenek çıkardığını söyledi. Dalay’a göre bu üç seçenek de “Süreci derin dondurucuya kaldıracak” nitelikte.
“Mesela “İzleme Heyeti” olacaktı ama şimdi hükümetin kurulması dahi çok muammalı bir durum. Bu süreçte çözüm sürecine dair herhangi bir pozitif durumun gelişeceğini düşünmüyorum. Kürt siyaseti bence bu süreçten kârlı çıktı ama süreç bekleme odasına alındı. Buradan eskiye dönüşün olacağını da sanmıyorum. Benim görebildiğim kadarıyla Türkiye siyasetinde nasıl belirsizlik varsa çözüm sürecinde de olacak.”
Dalay bu süreçte Ak Parti’nin ilk tercihinin MHP ile koalisyon olacağını düşünüyor.
“Şu anda ilk tercih edilen MHP. Onun ilk şartı da çözüm süreci. Bunun sürece ivme kazandırmayacağı aşikâr. CHP ile koalisyonu ihtimal dahilinde görmüyorum ama böyle bir koalisyon kurulursa bu sürece ivme kazandırır. CHP’nin ortaya sürece ilişkin bir direnç koyacağını sanmıyorum. Üçüncü seçenek de AK Parti erken seçimi tercih edecek. Ben çözüm sürecinde somut adım atılacağını düşünmüyorum. Hatta epeyce bir süre bir adım atılmayacağını düşünmüyorum. Şu anda süreçte ilerleme ancak HDP ile azınlık hükümeti çerçevesinde anlaşma olursa olur. Ama bunu da HDP’nin de AKP’nin de tercih edeceğini düşünmüyorum.”
Matematiksel olarak koalisyon kurması mümkün olan partilerin, seçim beyannamelerindeki sürece ilişkin bölümlerin karşılaştırması
AKP-CHP;
AKP; Kürt sorununa çözüm süreci beyannamede ayrı bir başlık ya da alt başlık olarak yer almadı. Ancak sürece vurgu “Temel hak ve özgürlükler” alt başlığında yapıldı. Bir restorasyon projesi olarak…
Başbakan Davutoğlu’nun dijital ortamdan baskıya giderken ‘düştüğünü’ söylediği çözüm süreci bölümü daha sonra basılı beyannameye eklendi.
AKP demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını yeni anayasa ile taahhüt altına almayı vaat etti, çözüm sürecinin “dönemsel bir mesele olmadığı” vurguladı. “AK Parti olarak, 7 Haziran’dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız çözüm sürecini kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz.”
Beyannamede çözüm sürecinde nihai hedefin silahın tamamen gündemden çıkarılması olduğu vurgulandı, iç güvenlik paketine atıfta bulunuldu.
 
CHP; Dört yıl önce “Özgürlükçü demokrasi” başlığı altında ele alınan “Doğu ve Güneydoğu’da tam demokrasi” alt başlığı ile ele alınan konular 2015 seçim bildirgesinde bu kez “Kürt sorunu” başlığı altında değerlendirildi. CHP, AK Parti hükümetinin başlattığı çözüm sürecine ilişkin görüşlerini çözüm süreci ifadesini kullanmadan şöyle anlattı:
“CHP Kürt sorununa kapsayıcı demokratik yurttaşlık anlayışından hareketle yaklaşacaktır. Her türlü  şiddet ve baskıyı sona erdirerek, sorunu müzakere ve siyaset yoluyla çözeceğiz. Kürt sorununun çözüm yerinin TBMM olmasını sağlayacağız. TBMM’de temsil edilen tüm siyasi partileri çözüm için bir araya getirerek süreci geniş bir toplumsal uzlaşma ile yürüteceğiz. Kürt sorununu CHP çözer.”
 
AKP-MHP
AKP; Kürt sorununa çözüm süreci beyannamede ayrı bir başlık ya da alt başlık olarak yer almadı. Ancak sürece vurgu “Temel hak ve özgürlükler” alt başlığında yapıldı. Bir restorasyon projesi olarak…
Başbakan Davutoğlu’nun dijital ortamdan baskıya giderken ‘düştüğünü’ söylediği çözüm süreci bölümü daha sonra basılı beyannameye eklendi.
AKP demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını yeni anayasa ile taahhüt altına almayı vaat etti, çözüm sürecinin “dönemsel bir mesele olmadığı” vurguladı. “AK Parti olarak, 7 Haziran’dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız çözüm sürecini kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz.”
Beyannamede çözüm sürecinde nihai hedefin silahın tamamen gündemden çıkarılması olduğu vurgulandı, iç güvenlik paketine atıfta bulunuldu.
 
MHP; MHP’nin seçim beyannamesinde “Terörle mücadele” başlığı altında ise “Terörle müzakereye derhal son verileceği” vurgulandı.
Beyannamede “terörü sona erdirme hedefi” doğrultusunda atılacak adımlardan biri ise, “Halkla ilişkiler ve toplumsal bilinçlendirme faaliyetine önem verilecek” olarak tanımladı. Bu doğrultuda devletle vatandaşın kucaklaştırılacağı, sosyal yapı üzerindeki bölücü, ayrıştırıcı etkilerin yok edilmesinin sağlanacağı ve ayrıca ihtiyaç duyulan yasal ve idari düzenlemelerin yapılacağı, ülke güvenliğinin bugüne kadar olduğu gibi sadece belli teşkilatların görevi olarak algılanmayacağı topyekûn bir mücadelenin söz konusu olacağı belirtildi.
Yerel yönetimlere ve özerklik tartışmasına da seçim beyannamesinde yer verildi. Yerel yönetimler ile ilgili bölümde “Hizmet yönünden yerel yönetimin federasyon ve benzeri bölgesel yönetimlere dönüştürülmesine izin verilmeyeceği” belirtildi.
 
AKP-HDP
AKP; Kürt sorununa çözüm süreci beyannamede ayrı bir başlık ya da alt başlık olarak yer almadı. Ancak sürece vurgu “Temel hak ve özgürlükler” alt başlığında yapıldı. Bir restorasyon projesi olarak…
Başbakan Davutoğlu’nun dijital ortamdan baskıya giderken ‘düştüğünü’ söylediği çözüm süreci bölümü daha sonra basılı beyannameye eklendi.
AKP demokratik hak ve özgürlüklerin korunmasını yeni anayasa ile taahhüt altına almayı vaat etti, çözüm sürecinin “dönemsel bir mesele olmadığı” vurguladı. “AK Parti olarak, 7 Haziran’dan sonra da ülkede birlik ve kardeşliği tesis etmeyi amaçlayan ve dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız çözüm sürecini kararlıkla sürdüreceğiz. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz.”
Beyannamede çözüm sürecinde nihai hedefin silahın tamamen gündemden çıkarılması olduğu vurgulandı, iç güvenlik paketine atıfta bulunuldu.
HDP; HDP beyannamesinde demokratik özerklik ve anadilde eğitim vurgusu yapıldı.
 
CHP-MHP-HDP
CHP; Dört yıl önce “Özgürlükçü demokrasi” başlığı altında ele alınan “Doğu ve Güneydoğu’da tam demokrasi” alt başlığı ile ele alınan konular 2015 seçim bildirgesinde bu kez “Kürt sorunu” başlığı altında değerlendirildi. CHP, AK Parti hükümetinin başlattığı çözüm sürecine ilişkin görüşlerini çözüm süreci ifadesini kullanmadan şöyle anlattı:
“CHP Kürt sorununa kapsayıcı demokratik yurttaşlık anlayışından hareketle yaklaşacaktır. Her türlü  şiddet ve baskıyı sona erdirerek, sorunu müzakere ve siyaset yoluyla çözeceğiz. Kürt sorununun çözüm yerinin TBMM olmasını sağlayacağız. TBMM’de temsil edilen tüm siyasi partileri çözüm için bir araya getirerek süreci geniş bir toplumsal uzlaşma ile yürüteceğiz. Kürt sorununu CHP çözer.”
MHP; MHP’nin seçim beyannamesinde “Terörle mücadele” başlığı altında ise “Terörle müzakereye derhal son verileceği” vurgulandı.
Beyannamede “terörü sona erdirme hedefi” doğrultusunda atılacak adımlardan biri ise, “Halkla ilişkiler ve toplumsal bilinçlendirme faaliyetine önem verilecek” olarak tanımladı. Bu doğrultuda devletle vatandaşın kucaklaştırılacağı, sosyal yapı üzerindeki bölücü, ayrıştırıcı etkilerin yok edilmesinin sağlanacağı ve ayrıca ihtiyaç duyulan yasal ve idari düzenlemelerin yapılacağı, ülke güvenliğinin bugüne kadar olduğu gibi sadece belli teşkilatların görevi olarak algılanmayacağı topyekûn bir mücadelenin söz konusu olacağı belirtildi.
Yerel yönetimlere ve özerklik tartışmasına da seçim beyannamesinde yer verildi. Yerel yönetimler ile ilgili bölümde “Hizmet yönünden yerel yönetimin federasyon ve benzeri bölgesel yönetimlere dönüştürülmesine izin verilmeyeceği” belirtildi.
HDP; HDP beyannamesinde demokratik özerklik ve anadilde eğitim vurgusu yapıldı.
- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/cozum-sureci-ne-olacak/#sthash.7w7jZY1h.dpuf