CİZVİT CEMAATİ VE CEMAATLERİN DÜNYASI

Atilla YAYLA

VAN 30.06.2015 13:29:58 0
CİZVİT CEMAATİ VE CEMAATLERİN DÜNYASI
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Cemaatleri anlamaya çalışırken Türkiye ve İslam dini ile sınırlı kalmaya mecbur değiliz. Cemaatler sadece Türkiye’ye ve Müslümanlığa özgü bir vaka değil. Hristiyan dünyasında da tarikatlar ve cemaatler var… Seküler cemaatler de var ve bunlar şiddetle karşı çıktıkları dinî cemaatlerle çok benzeşmekte.
 
Türkiye’nin sosyolojik yapısından yeterince haberdar olan herkes bu ülkenin büyük ölçüde bir cemaatler federasyonu olduğunu bilir. Bunu söylerken sadece klasik anlamda dinî cemaatlerin çok ve yaygın olmasını kastetmiyorum. Seküler cemaatler de var ve bunlar şiddetle karşı çıktıkları dinî cemaatlerle çok benzeşmekte. Geçen yılbaşı gecesi televizyonları tarayarak yaptıkları programlara bakıyordum. Bir ara Ulusal Kanal’da yayınlanan yılbaşı özel yayınına tesadüf ettim. Kanal tabanının geceyi nasıl algıladığını anlamak amacıyla kumanda cihazını elimden bıraktım. On beş dakikalık bir gözlem her şeyi kavramama yetti. Kanal geceyi bir cemaat toplantısı havasında kutlamaktaydı. Katılımcıların bir kısmı kravat ve takım elbise ile oraya gelmişti ve oturma düzeni eğlenceye değil seminere uygundu. Sadece sunucular değil şarkı türkü söyleyen sanatçılar da bildik ulusalcı mesajları vererek iman tazelemekte ve herkes birbirini “gaza” getirmekteydi.

Konuşmalardaki birkaç kelimeyi değiştirerek olaya tamamen dinî bir renk de vermek mümkündü. Bu olay bana bir cemaatler ülkesinde yaşadığımızı, cemaatlerin dinî veya lâdinî karakterli olduğunu ve ülkede bağımsız, zihnini başkalarının emrine vermemiş insanlar bulmanın ne kadar zor olduğunu hatırlattı. Önümüzdeki yıllarda cemaatlerle ilgili araştırmaların çoğalacağını sanıyorum. Cemaat olgusuna akademik ilginin artmasında, hiç kuşku yok ki, son zamanlarda yaşanan olaylarda bir cemaatin ana aktörlerden biri olmasının da tesiri var.
Tipik bir cemaat kimlerden oluşur? Cemaat üyelerinin ortak özellikleri nelerdir? Cemaat yapılanmalarının hiyerarşisi nasıl çalışıyor? Cemaatlere insanlar nasıl devşiriliyor? Bu insanlar nasıl bir eğitimden geçiriliyor? Cemaatlere tam manasıyla eklenmiş inşalar dünyaya nasıl bakıyor? Bu ve benzeri pek çok soru cevaplanmayı bekliyor. Ancak, ciddiye almaya değer bilimsel araştırmaların ve incelemeye konu yapılabilecek yeterli malzemenin ortaya çıkmasına daha zaman var. Bu yüzden, spesifik bir cemaatten çok genel olarak cemaat olayına bakmak şu an daha anlamlı ve yararlı. Dahası, cemaatleri anlamaya çalışırken Türkiye ve İslam dini ile sınırlı kalmaya mecbur değiliz. Cemaatler sadece Türkiye’ye ve Müslümanlığa özgü bir vaka değil. Hristiyan dünyasında da tarikatlar ve cemaatler var.
Hristiyan dünyasında, özellikle Katoliklik dünyasında birçok tarikat var. Bunların belki de en önemlileri Dominikenler, Fransiskenler ve Cizvitler. Bu tarikatlar Katolik Kilisesinin genel hiyerarşisine bağlı ve Vatikan’a sadık olmakla birlikte kendi işleyişlerinde bir özerkliğe sahip. En ilginç olanları ise, hiç kuşku yok ki, Cizvitler. Ali İsra Güngör’ün Tanrının Şövalyeleri: Cizvitler adlı kitabı (Çağlar Yayınları, 2004) Cizvitler hakkında çok başarılı bir çalışma. Bu eserden bazı bilgileri aktarmak istiyorum.
Güngör’ün aktardığına göre, Hristiyan dünyasında tarikatların ortaya çıkmasında Yahudiliğin ve eski Yunan felsefesinin büyük rolü var. Tarikat mistik bilgi tarzıyla Tanrısal bilgiye ulaşmayı, kurtulmayı veya Tanrı’da yok olmayı hedefleyen kurumlar için kullanılan bir terim. Başka bir deyişle bütün tarikatlar gnostik. Literatürde Cizvitlerden bir tarikat olarak da bir cemaat olarak da söz ediliyor. Bu yazının maksatları açısından iki terimi aynı anlamda kullanıyorum. Cizvitlerin kurucusu daha sonra Ignatius adını alan Basklı Inigo Lopez. Bu zat askerî eğitim almış, belli bir yaşa kadar kahramanlığa, eğlenceye ve kadınlara özel ilgi göstermiş. Bir savaşta yaralanıyor, tedavi görürken kaldığı evde sevdiği türden kitap bulamayıp kalitesi ve güvenilirliği tartışılır bir ruhanî kitap okuyor. Bu onu çok etkiliyor. Sonra daha ciddî dinî kaynaklara yöneliyor ve hayatını değiştirip kendisini Tanrının hizmetine adamaya karar veriyor. Bir cemaaat kurmak istiyor. Vatikan’dan izin alarak yola çıkıyor ve “İsa Cemiyeti’”ni kuruyor (27 Eylül 1540). Cemiyet muarızları tarafından kötüleyici anlamda Cizvitler diye adlandırılıyor ve zamanla bu adlandırma cemaat tarafından da benimseniyor.
Cizvitler her dinî cemaatte görülen özellikleri sergiliyor; ancak, bazı bakımlardan onlardan farklı. En önemlisi mutlak itaat ve sarsılmaz bir hiyerarşi. Araştırmacılar bunda Ignatius’un asker olmasının tesiri olduğuna inanıyor. Lider cemaatindekilerin “ölü gibi itaat”ini talep ediyor. Üyenin kendisinin cemaat tarafından cemaat için gerekli ve yararlı görülen yerde kullanılmasına gözü kapalı izin vermesi gerekiyor. Cemaat üyelerini titizlikle seçiyor ve birçok kademeden oluşan sıkı bir deneme sürecinden ve eğitimden geçiriyor. Bu eğitim teoloji yanına felsefe, fizik, matematik gibi konuları da kapsıyor. Üyeliğe alışta karakter özelliklerine de dikkat ediliyor ve tam üyeliğe giden süreçte adayların karakteri –zihni, duyguları, algılamaları– tam manasıyla şekillendiriliyor. Bekarlık ve fakirlik diğer tarikatlarda olduğu gibi temel esaslar. Cizvitler çok hareketli ve Hristiyanlığı yaymak için gittikleri bölgelerde mahallî kültürü misyon faaliyetleri için lisanına adapte ediyor (inkültürasyon). Güngör’ün işaret ettiği üzere, ”cemaatin yapısı ve iskeleti, otoritenin merkezîliği ve elemanların hareketliliği” Cizvitlerin çok etkili olmasını sağlıyor.
Cizvitler hem diğer tarikatlar tarafından düşmanca muamelelerle karşılaşıyor hem de bir ara Vatikan tarafından yasaklanıyor. Yasaklı olduğu dönemlerde yer altına iniyor ve yasak kalkınca normale dönüyor. Cizvitler bazı ülkelerden mallarına el konarak ağır şartlar altında sürülüyor. Bunun en önemli sebebinin “etkilerini ve nüfuz güçlerini kullanarak siyasî işlere bulaşmaları” olduğu söyleniyor. Cizvitler diğer bazı tarikatlardan çok daha küçük olmasına rağmen faaliyetlerinde başarılı oluyor. Özellikle ABD’de eğitimde önemli işlere imza atıyor. Aradan yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen Cizvit cemaati Ignatius’un gösterdiği yolda yürümeye devam ediyor. Cemaat aktif olmayı benimsiyor ve Ignatius’un “her şey sana bağlıymış gibi çalış, her şey Tanrı’ya bağlıymış gibi de dua et” düsturuna bağlı kalıyor.
Cizvitleri ve benzeri grupları inceleyerek Türkiye’deki bazı cemaatlerin yapısı ve özellikleri hakkında da bilgi edinmek mümkün görünüyor.
- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/cizvit-cemaati-ve-cemaatlerin-dunyasi/#sthash.7EJzwNIj.dpufYenişafak/Atilla YAYLA