CHP Suriye'de Battıkça Batıyor

Amberin ZAMAN -

VAN 17.05.2013 13:04:40 0
CHP Suriye
Tarih: 01.01.0001 00:00
AK Parti’nin Suriye politikasını eleştirebiliriz. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir komşu devletin başındaki iktidarı silahlı unsurlara destek vererek alenen devirme faaliyetleri karşısında dehşete düşebiliriz. Yapılan yanlış hesaplar ve özgüven patlaması sonucu Suriye’deki iç savaşın Reyhanlı’da görüldüğü üzere Türkiye’ye bulaşıyor olmasını iktidarın bu politikalarına mal edebiliriz. Hatta silahlı muhalifleri bu denli himaye ederek Suriye’deki savaşı içinden çıkamaz hâle getirdiğini de iddia edebiliriz.

     Ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Beşar Esad’ı aynı kefeye koymak? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğan ile Esad arasında “sadece ton farkı olduğuna” dair açıklamasıyla bunu yaptı. Hem de tüm dünyanın gözleri önünde. Katıldığı Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu toplantısında. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri karşısında Türkiye’yi yakından tanıyan Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda kendisini tutamayıp “Politikaları eleştirilse de Erdoğan halkına yönelik savaş ve teröre devam eden Esad’la kıyaslanamaz” diyerek isyan etti. CHP Başkanı ile görüşmesini de iptal etti.

     Swoboda’nın açıklamalarına aynen katılıyorum. Evet, muhalifler arasında Suriyeli askerlerin başlarını kıtır kıtır kesen, sırf Alevi oldukları için masum insanları vahşice katleden her nevi barbar var. Suriye’ye şeriat getirmeye iman eden köktendinci militanlar var. Hıristiyan papazları, Şii imamları, yabancı gazetecileri, fidye karşılığı kaçıran Özgür Suriye Ordusu kılıklı fırsatçılar var. Ama ya Esad? Devlet başkanı olarak halkının güvenliğinden herkesten fazla sorumlu olan Esad ne yapıyor? Kemal Bey’in haberi olmamalı ki, Erdoğan ile Esad arasında sadece “ton farkı” olduğunu savunabiliyor. Oysa bir kaç dakika ayırıp Google’dan “Baniyas” yazıp “ara” tuşuna bassa karşılaştığı görüntüler ve makaleler belki fikrini değiştirir. Değiştirmeyeceğine ihtimal vermek istemiyorum.

     Mesela The New York Times’da 14 mayısta yayımlanan Anne Barnard ve Hania Mourtada imzalı yazıya göz atabilir. Yüreği kaldırırsa tabii. “46 cesedi sokaklardan toplayan Omer artık sayıları tutamaz oldu. Dört gün boyunca bir kaç aylık bebeğin yanmış cesedi, bir kadının karnından sökülen cenin, başında köpeğinin nöbet tuttuğu bir arkadaşının cesedini aklından çıkaramayarak dört gün boyunca ağzına yemek süremediğini söyledi.” Omar gibi görgü tanıklarına dayandırılan yazı geçtiğimiz günlerde Suriye’nin ağırlıklı olarak Nusayrilerin bulunduğu Tartus bölgesinde yer alan korkunç katliamı anlatıyor. Üç gün boyunca Esad rejimine bağlı güçler bölgede Sünnilerin yaşadığı Bayda köyü ve Banias ilçesini adeta kan banyosuna çevirmiş. Suriyeli aktivistler en az 322 kişinin katledildiğini söylüyorlar. 6000 nüfuslu Bayda’da en az 800 kişiden halen haber alınamıyor. Onlarca kadın, çocuk yakılarak öldürülmüş. Kimileri de sopalarla veya taranarak. Barnard’ın kişisel twitter hesabından paylaştığı görüntülerde kız olduğu anlaşılan minik bir bebek cesedinin resmi var. Elleri yumruk hâlinde, melek gibi yüzü gökyüzüne doğru bakıyor. Ama karnı siyahlaşmış. Bacakları ile ayakları tümüyle kömürleşmiş.

     Suriye’de iç savaş patlak verdiğinden bu yana Esad kadın çocuk demeden binlerce sivilin ölümüne sebep oldu. Ayaklanma patlak verdiğinden bu yana en az 120 bin Suriyelinin öldüğü tahmin ediliyor. Yani ayda ortalama 4800 kişi. Ve ne yazık ki bugüne dek fırsat buldukça Şam’a koşup Esad’la hükümeti çekiştiren CHP’liler bir kez olsun bu eli kanlı diktatörü doğru dürüst eleştiremediler. İmza attığı vahşeti doğru dürüst kınayamadılar. İktidarın Suriye politikasını eleştirirken böylesi çürük ahlaki bir zeminde durdukları için de asla inandırıcı olamadılar. Oysa Erdoğan’ın gün gittikçe artan otoriter eğilimleri karşısında hiç olmadığı kadar inandırıcı ve güçlü muhalefete ihtiyacımız var. Kemal Bey’in de daha ileri görüşlü ve demokrat danışmanlara...

     Tamam, Hatay’daki Arap Alevi azınlık Esad’ı destekliyor. Onlar da sizin seçmenleriniz ve bu desteğin temellerine bakmak lazım. Mezhep dayanışması elbette anlaşılır bir şey ama bir yere kadar. İnsan olan herkes önyargılarını bir an olsun kenara koysa Suriye’deki olup bitene baksa Esad’a sahip çıkması mümkün değil. Esad gitmeli. Türkiye’nin geliştirdiği maceracı politikalarla mı? Kesinlikle hayır. CHP’ye düşen, yapıcı çözüm önerileriyle ortaya çıkmasıdır. Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı Esad’a benzeterek en büyük haksızlığı Erdoğan’a değil her gün her dakika ölümle boğuşan ve bu acıların hafife alarak Suriye halkına yapmıştır. İktidarın olduğu kadar CHP’nin de Suriye politikasını gözden geçirme zamanı çoktan geldi ve geçiyor...

amberin.zaman@gmail.com

     TARAF