Önümüzde duran görev Yeni Türkiye’nin inşası ise, eski Türkiye’nin, müesses nizamın kurumlarının değiştiğini, en azından değişeceğini kabul etmemiz gerekir.
Ordu… eski düzenin temelini oluşturan en önemli kurum idi…
Değişti mi? Evet. Değişti.
MİT… Sadece değişmekle kalmadı, yeni devletin ortak aklı haline geldi. Yalnızca bir istihbarat örgütü değil, aynı zamanda gelecek öngörüsü yapan bir kuruluşa dönüştü. Ahmet’i, Mehmet’i, Ayşe’yi, Fatma’yı izlemeyi bıraktı, Yeni Türkiye için yol haritası çizmeye başladı…
Yargı… Henüz değiştiğini söylemek erken olur.
Köşk.. Recep Tayyip Erdoğan ile yeni döneme hazırlanıyor…
Siyaset… İktidar partisi değişti…
Toplumda büyük değişim var. İkinci Dünya Savaşı’nın dayattığı soğuk savaş zihin dünyası ve örgütlenmesi iflas etti…
Değişmeyen 3 şey var.
CHP…. Koç Grubu… Hürriyet…
Vehbir Koç devlet ile çatışmazdı. Uyum içinde çalışırdı. Mirasçıları neden devlet ile uyum içinde değiller?
Aynı soru Hürriyet için geçerli…
Müesses nizamın sembol ismi Hürriyet Devlet gazetesi diye bilinirdi.
Asıl politikayı temsil eder, iktidarın yol alışı oradan takip edilirdi.
Şimdi Hürriyet Devlet’e ayak uyduramıyor. Karşısındaymış izlenimi veriyor.
CHP için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Devleti kuran parti olarak kendini tarif ediyor. Devlet partisi olarak tanınıyor.
Toplumun değişimine ayak uydurmak, ona önderlik etmek yerine eski yapıyı savunuyor. Değişen devleti, yerinde tutmak için çırpınıyor.
Devlet değişirken o devleti savunan CHP neden değişmiyor?
Hayat (seçimler) her defasında CHP’yi yalanlıyor. Politikasının yanlış olduğunu gösteriyor. Yine de CHP değişmemek için direniyor.
Eylül ayında düzenlenen kurultay CHP için bir fırsat olabilirdi.
Hürriyet ve Koç mevcut durumdan hoşnut olmadıklarını belli ediyor. Henüz somut adım atmasalarda değişim için cılız birkaç sinyal veriyorlar.
Aslında üçü de birbirine bakıyor.
İçine düştükleri durumdan memnun değiller. Değişmek istiyorlar, duydukları sancıları saklamıyorlar…
Acı çekiyorlar, lakin kurtulmak için çaba harcamıyorlar.
Biri adım atsa, diğeri onu takip edecek.
O cesaret hiç birinde yok.
CHP bunu yapabilirdi.
Genel Başkan olmasa bile Deniz Baykal ya da bir başkası çıkıp, tarihiyle yüzleşebilir, parti için yeni bir gelecek çizerdi.
Yapmıyorlar.
Neden?
Yuvayı terk etmekte zorlanan yavru kuş gibi davranıyorlar. Mahallenin dışına çıkmaya cesaretleri yok.
40 yıldır yaşadıkları mahallede, aynı komşularla, aynı esnafla yüz yüze olmanın rahatlığını tercih ediyorlar.
Oysa şöyle bir başlarını kaldrısalar, görecekler…
Kurdukları devlet çoktan değişti…
Yerine çağdağ, modern, toplumu ile barışık bir devlet geliyor…
Yeni Devlet ile buluşmak yerine kaybolmakta olan eski devletin elinde kalan parçasına sıkıca sarılıyorlar.
Bilmiyorlar ki o parça Paralelcilerin ellerine tutuşturdukları bölümüdür devletin.
Bilseler, farketseler vazgeçecekler…
O gerçeği haykıracak bir yiğit yok ise CHP neden değişsin ki?
celalkazdagli@gmail.com
