Caner Taslaman'dan önemli açıklama!

Prof. Dr. Caner Taslaman, sosyal medya hesabından önemli açıklamalarda bulundu. Taslaman, kendisi hakkında iftiraların asılsız olduğunu ve kendi görüşlerinin bazı kesimlerden neden farklı olduğunu gerekçeleriyle açıkladı.

VAN 12.11.2017 14:40:27 0
Caner Taslaman
Tarih: 01.01.0001 00:00
 15 yıldır kitaplarımla 10 yıldır da televizyon programlarım ve internet ortamlarıyla kesintisiz olarak düşüncelerimi paylaşıyorum. Bu aracılarla fikirlerimi milyonlarca kişiye anlatabildim. Bu süreç içerisinde bir kez bile...
 
1- Falanca adrese para vermeye davet etmedim; kitaplarımı ücretsiz verdim.
 
2- Falanca kişinin etrafında/yanında toplanmaya davet etmedim; herkesi Kuran gözlüğüyle değerlendirin dedim.
 
3- Falanca siyasi partinin yanında/karşısında olmaya teşvik etmedim; hep siyasetin dışında durdum.
 
Bu davranışlarım elbette rastgele değildi. Daha 1990'larda bu yönde kendi kendime aldığım kararlara dayanıyordu. Bugün böyle yapmakla çok iyi yaptığım, Kuran'ın mesajını anlatırken, mümkün olduğunca gereksiz zanların ve tartışmaların dışında kalabildiğim kanaatindeyim. Bu titizliğime ve yaptıklarımın bu kadar uzun bir süre milyonlarca kişinin gözü önünde olmasına rağmen bu işi "para götürmek" için yaptığımı, falanca şahısların "adamı/uzantısı" olduğumu, falanca siyasi parti için "çalıştığımı" söyleyen birçok iftiracı da oldu...Kınayanın kınamasından çekinmemek de imtihanımızın bir parçası değil mi?
 
Allah yolunda cihad ederler. Bu yolda hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. (Maide suresi, 54)
 
KİMDEN, HANGİ HUSUSTA, NİYE FARKLI DÜŞÜNÜYORUM?
 
1- ATEİSTLERDEN: Varlık anlayışının merkezine Allah’ı koymayan tüm anlayışları hatalı buluyorum. Evreni de insanı da ahlakı da anlamı da ancak ve ancak Allah’a atıf yapmakla anlamak mümkün. “12 Delil…” kitabım bu konuda cevap mahiyetindedir.
 
2- DİNSİZLERDEN/DEİSTLERDEN: Allah’ın varlığını anladıktan sonra Allah’ın insanlarla irtibat kurmadığını söylemek mantıklı değil. Kuran’la ilgili youtube daki videolarım bu irtibatın neden Kuran ile sağlandığını savunduğumu gösterecektir.
 
3- NEW AGEÇİLER DEN: Allah’ın varlığını ve Allah’ın Kuran ile irtibat kurduğunu (önceki iki maddeyi) anladıktan sonra kendi kafasına göre spritüal yaklaşımlar anlamsızlaşır. Küreselleşmeyle New Ageçi yaklaşımların yayılacağı kanaatindeyim. Bunların reenkarnasyoncu tip versiyonlarına cevabım youtube da.
 
4- MEZHEPÇİLERDEN: İslam’ı bir kimseye veya bir ekole mutlak olarak bağlanarak anlamanın yanlış olduğu kanaatindeyim. Fakat tarih içinde fikirlerini ortaya koyan her düşünürden elbette yararlanılabilir. Ama bir konuda bir düşünür, diğerinde öbürünün doğru olması mümkünken neden bir kişinin yorumlarına mutlak doğruymuş gibi bağlanalım? Üstelik bu bağlılıklardan dolayı Müslümanların birbirini tekfir etmesindeki rezaletten mutlaka kurtulmalıyız. “Allah sizi Müslümanlar olarak isimlendirdi” ayeti gereği “Müslüm(an)” isminden gurur duyuyorum ve bunun dışında Ehli Sünnet, Kurancı, Hanefi, Şii gibi her ilave ismi gereksiz görüyorum.
 
5- EHLİ HADİSTEN: Kuran ile mantık ile ve birbirleriyle çelişen birçok hadis barındıran hadis kitaplarına dinde verilen otoritenin çok büyük felaketlere yol açtığı kanaatindeyim. Bu felaket hem Allah’a hem Kuran’a hem Peygamberimize birçok iftirayı içinde barındırıyor üstelik. Recm, mürtedin öldürülmesi, Garanik kıssası, Allah’ın baldırını açması, Kuran’ın eksik olduğu, Peygamberimizin cinsel hayatı, levlake hadisi, çekirgenin balığın hapşırığından olduğu yüzlerce uydurmanın sadece bir kısmı. Hadislerin Kuran, mantık, içtutarlılık süzgeçlerinden geçtikten sonra siyerde kullanılması gerektiği kanaatindeyim.
 
6- EHLİ TASAVVUFTAN: Tasavvuf başlığında Allah sevgisi, zühd, içebakış ile ilgili ortaya konanlarla ilgili İslam’ın özüyle tam uyuşan değerli bir literatür var. Bunun yanında “tasavvuf büyüğü” diye adlandırılan bazı kimselerin bırakın Peygamberimizle, Allah ile bile görüştüklerine dair izahlar da var. Bu kimselerin abartılı, mantıksız din yorumlarını bazı kimseler adeta vahiy gibi değerlendiriyor. Tasavvuftaki bazı yaklaşımların İslam’ın nübüvvet anlayışını sulandırdığı ve asla kabul edilemeyeceği kanaatindeyim.
 
7- TARİHSELCİLERDEN: İslam’ın iç sorunlarının hepsinin çözümünün Kuran’da olduğu kanaatindeyim. Kuran’ın otoritesini artırmak hadislerin, mezheplerin, şeyhlerin otoritesini azaltmak bence çözüm. Kuran'a "Kitabullah" diyorsak, Kuran'a Allah'ın kitabına yakışan otorite ve güveni vermemiz lazım, yoksa dedğimiz ve pratiğimiz uymaz. Kuran'ı sadece tarihin belli bir dönemine sokan, Kurandaki kıssaları uydurulmuş masallar gibi değerlendiren yaklaşımların İslamın temel zeminine dinamit koyan yanlış yaklaşımlar olduğu kanaatindeyim. Bu konudaki detaylı cevabımı, önümüzdeki birkaç yılda yazmayı düşündüğüm kitapta vereceğim İnşallah.