Bunlar pragmatist(faydacı)dırlar.

Her türlü yalan dolana başvurarak kendilerinde olmayan özellikleri başkalarından kopyalayarak kendilerini anlatmaya çalışırlar. Olmadık taklaları “ev güvercinlerine bile şapka çıkartacak tarzda” atarlar. Kirlidir bunların dünyaları.

VAN 9.03.2015 18:53:06 0
Bunlar pragmatist(faydacı)dırlar.
Tarih: 01.01.0001 00:00
 HİPNOTİZE DÖNEMİ!..

Öncelikle şunu söyleyeyim, siyasete oynayan, siyasete girmek isteyen biri eğer belediye başkanı olmak istiyorsa belediye seçimlerinden hemen sonra, milletvekili olmak istiyorsa seçimlere en az bir veya iki yıl kala çalışmaya başlamalıdır.
Belediye başkanı olmak isteyen kişi, Seçimden hemen sonra belediyeyi adım adım takip etmeli, yapılan, yapılmayan tüm işleri takip ederek alternatif projeler üreterek halka kendini kanıtlamalıdır. Yapılması gerekenlerle yapılmayanların yapılması konusunda pür dikkat olmalıdır. Ki, halk kendisinin gerçekten de belediye konusunda bir şeyler yapabileceğine inanmalı desteğini vermelidir.
Vekil olmak isteyenlere gelince bunlarda seçim tarihinden en az bir veya iki yıl öncesinden çalışmalara katılmalı, partilileri teşkilatı yakından takip ederek diyalogunu en üst seviyede tutmalıdır. Siyaseten yetkili yerlere gelmek isteyenler doğal olarak siyaset alanında bulunanlarla koordinasyon içinde olmalı, kendini onlara tanıtmalıdır. 
Tanıtım olmayınca ortaya siyaset dışı ahlaksızlıklar, entrikalar, reklamlar vs. lerle kendini kabul ettirme dönemi başlamış oluyor, bundan da başarılı olabilmenin tek yolu vardır halk başta olmak üzere, teşkilatı ve karar vericileri hipnotize etmek!..
Seçim çalışmalarının aday adayı belirleme ilanıyla birlikte başlayan siyasi hipnoterapistlikte çıtayı göğüsleyenler olabildiği gibi, gerçektende hizmet etmek, bilgi ve birikimini insanların hizmetine sunmak için yola çıkanlar da vardır. Ancak siyasi geleneğimizde sadece iktidar partilerinde değil meclise girebilen veya giremeyen muhalif partilerde de aynı şey söz konusudur. 
Mevcut seçim sisteminden dolayı iki aylık bir süreçte aday adayı olanlar, aday olabilmek için STK’ları ve halkı ikna etmek zorundalar. Teşkilattakilere kendilerini tanıtmak, inandırmak güvendirmek zorundalar. Seçici kurula verecekleri mülakatta bütün maharet, beceri sergilemek onları hipnotize etmek zorundalar. 
Bütün bu zorunluluklar toplumsal karşılığı olanlar ve isimlik peşinde olanlar açısından pek fazla bir şey ifade etmez. Birincilerde yani siyasetten gerek teşkilatta gerekse tabanda karşılığı olanlar çünkü onlarda vefa vardır “verilse de olur, verilmese de olur” sadakatiyle vekâlet almak isterler. İkinciler ise en çok verilmemesine sevinirler “yani, verildiğinde eyvah diyenler” çünkü bunların dünyalarında sorumluluk alma gibi bir düşünce yoktur. Bunlar pragmatist(faydacı)dırlar. 
Mevcut ortamı kendilerine nasıl ranta dönüştürebiliriz anlayışı olduğu için bunlarda da sıkıntı olmaz. Ancak her şeye rağmen ben olayım diyenler hipnoterapiliklerini en iyi şekilde sergilemek, halkı, teşkilatı ve kurulu etkilemenin yollarını ararlar. 
Her türlü yalan dolana başvurarak kendilerinde olmayan özellikleri başkalarından kopyalayarak kendilerini anlatmaya çalışırlar. Olmadık taklaları “ev güvercinlerine bile şapka çıkartacak tarzda” atarlar. Kirlidir bunların dünyaları. 
Bunlar çıkarları için ne gerekiyorsa yapmaktan kaçınmazlar, siyasi yelpazeye göre davranır bu gün odakları siyasi yapının tam tersi bir partide yer almaktan da utanmazlar. Bakın şimdi sırf iktidar nimetinden faydalanmak için partinin merdivenlerinden içeri girerek ilk hipnotizeye nasıl başladıklarını görebilirsiniz. 
Kendilerini kendilerinde olanla değil hipnoz sistemiyle kabul ettirmeye çalışanlar genelde toplumda pek karşılığı olmayanlardır. Faydacı anlayışın hâkim olduğu böylesi sistemlerde her birey kendi hedeflerini kendi yandaşı olan bir iktidarla elde edebileceğinin farkında olduğu için kendisi gibi düşünmeyenlerle çıkarlarını korumak adına her türlü hipnoterapi içerisine girer. Hipnotize edilerek yapılan şekliyle siyaset ve siyasetçi toplumun beklediği adalet ilkesini icra edemediğinden “ki etmesi mümkün değil” ayık kafayla karar verilmemiştir bu sefer ikiyüzlü bir siyasetçi tavrı ortaya çıkıyor bu da toplumsal felaketten başka bir işe yaramayacaktır. 
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.