Bölgede Yaşayanların Adaptasyona İhtiyacı Var

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr.Mehmet Ruhi Köse, çözüm süreciyle birlikte çatışmaların son bulması sonrası insanların barış ortamına adaptasyonunun sağlanması

VAN 14.05.2013 12:02:37 0
Bölgede Yaşayanların Adaptasyona İhtiyacı Var
Tarih: 01.01.0001 00:00

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mehmet Ruhi Köse, çözüm süreciyle birlikte çatışmaların son bulması sonrası insanların barış ortamına adaptasyonunun sağlanması gerektiğini söyledi.

YYÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ruhi Köse, 30 yıldır devam eden çatışmalı süreç ve başlatılan çözüm süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çatışmalı süreçte kazananın olmadığını belirten Prof. Dr. Köse, "Bu süreçte binlerce insan hayatını kaybetti. Binlerce insan yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Süreç boyunca maddi ve manevi anlamda önemli kayıplar yaşayan yüz binlerce insan, yaşadıkları bu kayıplara ek olarak gittikleri yerlerde önemli sosyal ve psikolojik sorunlar yaşadılar. Bu çatışmalı süreç, söz konusu insanlar için büyük bir travmadır" dedi.

'ÇATIŞMALI SÜREÇ YAŞAM TARZINI YARATTI'

Uzun yıllar süren çatışma ortamının bölgede kendine has farklı yaşam tarzları oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Köse, yetkili kurum ve kişilerin yeni süreç ile birlikte oluşabilecek sorunları minimize edebilecek politikalar geliştirmesi gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Köse, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yetkili kurumların günübirlik çözümler yerine, bölgedeki nüfusu sağlıklı biçimde önümüzdeki yarınlara nasıl götürüleceği yönünde ciddi kafa yorması gerekiyor. Bu 30 yıl, kendi yaşam tarzını yarattı. Bu süreci yaşayan insanlar sürecin yaratmış olduğu koşulları kanıksayarak zorunlu olarak bu koşullar çerçevesinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Barış süreciyle birlikte geçmiş 30 yılın yaratmış olduğu kendine has olumsuz özellikleri yavaş yavaş arkada bırakılarak yeni ve daha sağlıklı döneme geçilecektir. Savaş ortamının devamından çıkarı olan veya bu ortamın devamından dolayı varlıklarını sürdürebilen kişiler elbette ki yeni sürece direneceklerdir. Yeni süreç yoluna çıkan söz konusu karşı duruşları ve engelleri aştığı ölçüde başarıya ulaşacaktır. Silaha dayalı şiddet, temel mücadele biçimi olmaktan çıktıktan sonra yerini daha sivil daha ekonomik, kültürel, ideolojik tarzda bir yaşama bırakacaktır. Barış süreci sonucunda oluşacak olan yeni bağlam sadece Türkiye'nin kendisiyle sınırlı değil belki de Ortadoğu'daki diğer ülkeleri de içine alan yeni sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal oluşumlara da zemin hazırlayacaktır."

'BÖLGE HALKI KÜLTÜREL ŞOK YAŞAYACAK'

Bölge halkının bu çatışmalı sürece bağlı olarak yıllardır ekonomik olarak geri kaldığını da vurgulayan Prof. Dr. Köse, "Bu süreç boyunca bölge insanı oldukça önemli ekonomik sorunlar da yaşadı. 30 yl boyunca yaşanan çatışma süreci bölgeyi ekonomik anlamda oldukça geri bıraktı. Bölgede yaşanan zorunlu göç ile birlikte köyler boşaltıldı ve insanlar kentlere gitmek zorunda kaldı. İnsanlar göç edip yerleşmiş oldukları yerlerde yaşam koşullarını daha iyiye götürmek anlamında ciddi sıkıntılar yaşadılar. Son zamanlarda dikkatler hep 'silahlar sussuna' odaklanmış durumda. Ama silahların susmasından sonra yani sivil bir yaşama geçildikten sonra insanlar bu sivil yaşam içerisinde nasıl konumlanacakları oldukça önem arz etmektedir. Bölge insanı geçmiş süreçten dolayı daha duygusal bir yapıdayken, yeni süreçle ile birlikte daha rasyonel bir düzene tabi olacaktır. insanlar o eski duygusal sadakatlerinin giderek bir anlama gelmediğine tanıklık edeceklerdir. Yani bölge halkı bir bakıma hızlı bir değer değişimi ve kültürel uyum sorunu yaşayacaktır" dedi.

'SÜREÇTE KULLANILAN DİL ÇOK ÖNEMLİ'

İnsanların yeni sürece sıkıntısız ve sorunsuz geçişini sağlamanın önemine de değinen Prof. Dr Köse konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu savaşın her iki taraftan da kazananı olmadı. En çok kaybedeni oldu. Bu en çok kaybedenlerin, yeni koşullara adaptasyonunu sağlamak ve durumu onlara izah etmek anlamında süreci yönetenlere çok önemli iş düşmektedir. Türkiye'nin çeşitli illerinde çocuklarını, eşlerini yitirmiş binlerce aile var. Bunlar şu anda şunu soruyorlar; 'Peki neden? Bu nedenle 'Akil İnsanlar' projesini önemli buluyorum. Buna ek olarak Türkiye'nin farklı bölgelerinde daha ciddi ve kapsamlı etkinliklerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Kitlelere yeni sürecin izah edilmesi, anlatılması ve kitlelerin uyum sağlamaları yönünde çalışmaların yapılması gerekmektedir. İçinde geçtiğimiz günlerde bölge insanı barış sürecine pek olumsuz tepki göstermemektedir. Olumsuz tepkilere kısmi de olsa daha çok batıda tanıklık ediyoruz. Bu tepkilerin giderilmesi, kaygıların ve tasaların yerini umutlara bırakacak şekilde çalışmaların yürütülmesi gerekmektedir. Bu süreçte kullanılan dili oldukça önemli buluyorum. Kullanmış olduğunuz dil aracılığıyla toplumu çok barışçıl da yapabilirsiniz, oluşacak barış iklimine zarar da verebilirsiniz. Barışın inşası, insanlarla empati kurmayı öğretebilmekte saklıdır. Çünkü bu ülkedeki 30 yıllık süreç boyunca insanlar büyük travmalar yaşadılar."

GÖ-(FE/AK) - Van