Blackwater geldi böyle oldu!

Abdurrahman Dilipak

VAN 9.01.2018 10:30:39 0
Blackwater geldi böyle oldu!
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Amerika yapınca “hayırdır inşallah”, biz yapınca “ne oluyor, haddine mi!” Meral Akşener’in SADAT ile ilgili iddialarını okuyunca aklıma bu örnek geldi.. Blackwater ne oluyor sahi. Lejyon nasıl bir kurumdu? Herhalde izci kampı değil bunlar. “Tretoryal Savunma Birlikleri” nasıl bir olay! ABD’nin tek “Şerif”i “Şerif Hüseyin değil, bir de “Sherif”leri var, tabii Moldova’nın futbol takımı Sherif i saymazsanız. 

Birleşik Devletler’de “şerif” denilen kişi yeminli bir kolluk kuvvetidirŞerif kelimesi kral adına bir papaz veya ilçe’de barışın “din”in muhafaza edilmesinden sorumlu bir kraliyet görevlisi olarak anlaşılır. Bu kelimenin batıdaki karşılığının Arapça’daki “Şerif”, “soyluluk” ya da “şerefli / soylu” tanımı ile batıdaki Şerif farklı anlamlar taşır.

Blackwater’in başındaki adam Trump’a çok yakın biri.. Blackwater geldi BAE’de bir ofis açtı.. Arap yarımadasındaki VIP’in koruması bu özel güvenlik şirketi tarafından yapılıyor. Sarayın içindiler ve bütün saray entrikalarını biliyorlar. Artık onlar yakalarını onların ellerinden kurtaramazlar. Bu adamlar, kasaplarının bıçağını yalayan koyunlara benziyorlar. Kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar. Celladına aşık Stockholm sendromu hastalarına benziyor sanki. 

Blackwater ABD istihbaratı ile ilişkili bir şirket. Arap dünyasında iş yapacaklarsa İsrail ve İngiltere olmadan bu işler olmaz.. Bu işin İsrail ayağında Dahlan var. Mısır ve Almanya da bu işin içinde.. Arap yarımadasında bir iş çevirecekseniz Suudiler olmadan olmaz. Mısır da olur icabında. Bu işler aslında BOP planı ile birlikte gündeme gelmişti. 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidar yapıları değiştirilecekti ama! “Arap baharı” da onun için planlanmıştı aslında.. “One minute”, “Mavi Marmara” sonrası ipler koptu. Gezi, MİT operasyonları, MİT TIR’ları, Hendek operasyonları, 17/24 darbe sürecinde yaşanan ne varsa bu yeni senaryoya göre masaya yatırıldı. Suudiler, BAE, Mısır ve İsrail arasındaki derin ilişkilerin arkasında da bu isim var. Tabii Katar krizinin arkasında da..

2015’de Malezya’daki yatırım fonlarından hortumlanan 66 milyon dolar BAE Washington Büyükelçisi Yusuf Uteybe’nin banka hesabından çıkmış. Wall Street Journal, dışarıya sızdırılan maillerden yola çıkarak Uteybe’nin ticari ortağı Sharer Awartani ile Malezyalı finansör Jho Low’un zaman zaman bir araya geldiğini yazdı. İşe bakar mısınız, bu sızdırılan haberlerde Katar’ın El Cezire kanalı aleyhine 100 milyon dolarlık dava açan eski çalışanı Muhammed Fehmi’nin dava açmadan önce Yusuf Uteybe’den 250 bin dolar aldığı iddia edildi.

3 Haziran’da BAE Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe’ye ait olduğu öne sürülen yayınlanan e-postalarda Büyükelçi’nin, Yahudi lobisi tarafından desteklenen “Demokrasiyi Savunma Vakfı“ ile yakın ilişki içinde olduğu ve Türkiye ile Katar’a karşı ortak politikalar geliştirmeye çalıştıkları iddia edildi.

Şimdi dikkat: Ardan Zentürk 3 Temmuz 2017’de yazdığı makalede, “Son sözü baştan söyleyelim: 15 Temmuz, ABD ‘derin devletinin’ İsrail-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)-Suudi Arabistan üçgeninde şekillendirdiği bir darbedir, FETÖ unsuru kullanılmıştır” diyordu ve devam ediyordu: Kanlı işgal saldırısının ana karargahı, Washington merkezli Foundation for Defense of Democracies-FDD (Demokrasileri Savunma Vakfı)’dır. Bu vakıf, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Amerikalı siyonist işadamı ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun en büyük mali destekçisi Sheldon Adelson tarafından kurulmuştur. Başındaki adam, Bush dönemi noe-con başkan yardımcısı Cheney’in sağ kolu John Hannah’ı 2015’ten bu yana yakın takibe aldım, zaten kendisi de bize, 15 Temmuz’un gelişini, Foreign Policy’de 15 Haziran 2016’da yayınlanan ‘Erdoğan gibi bir sorunu nasıl çözersiniz’ yazısıyla duyuran bir şahsiyettir.”

Sahi CHP’li Aykan Erdemir’in bunlarla ne işi var. 

Zentürk diyor ki, “Net gerçek şu: ABD ‘derin devleti’ 2013 Mısır Darbesi’nin İsrail-BAE-Suudi Arabistan üçgeninde başarıya ulaşmasından FDD çatısı altında oluşan ilişkileri diğer ülkelere karşı da kullanma kararı aldı. Bu ittifakın ‘operatörü’ ise, halen BAE’de yaşayan ve Muhammed Dahlan isimli bir ‘Filistinli hain... ’ Kıdemli İngiliz gazeteci David Hearst 29 Temmuz 2016 tarihli yazısında, BAE’nin 15 Temmuz darbecilerine 3 milyar dolar para gönderdiğini bu paranın da Dahlan üzerinden servis edildiğini yazmıştı. Erdoğan son konuşmalarında ‘darbecilere kimlerin para gönderdiğini de çok iyi biliyoruz’ derken kuşkusuz MİT’in raporlarına dayanıyordu, aynı yola çıkar...(Bu arada, Haaretz de yazdı, BAE-Ürdün-İsrail üçgeni bu Dahlan’ı, Filistin’de yaşanacak bir darbe ile Mahmud Abbas’ın yerine geçirmeye karar verdiler, haberiniz olsun.)”

Bu batılılar ilginç insanlar. Osmanlı’yı Almanların kucağına itenler de onlar, sonra Arapları kışkırtıp, Osmanlı’nın başına bela edenler de. Ardından yeni Türkiye’yi selamlayanlar da. Bunların dostları yok, sadece çıkarları var. DAEŞ’i de bunlar örgütledi, PYD’yi de bunlar örgütledi. Sahi Meral Akşener bütün bunları görmüyor mu? CHP, HDP bunları görmüyor mu, bilmiyor mu? Blackwater’den hiç söz etmiyorlar ama SADAT’a saldırıyorlar.. Hani derler ya, “bana dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim

Yukarıdaki kaynakta ifade edilen bir husus daha var: “Aykan Erdemir, 2010-2015 arasında CHP milletvekili kimliği taşıyan bir FETÖ yakını. Küresel akıl tarafından FDD saflarına çekilmiş, yüksek ihtimal, işlevini, Kılıçdaroğlu’nun eski danışmanı, halen FETÖ’den tutuklu Fatih Gürsul’a emanet etmiş. Bu açıdan baktığınızda, Kılıçdaroğlu’nun 1.12.2013’te başlayan ABD gezisinin önemi var. Gezide kendisine eşlik edenler Aykan Erdemir ve -ZAMAN yazarlarından- emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu. Gezinin zirve noktalarından biri, 4 Aralık 2013’te FETÖ’nün ABD’deki çatı örgütü TAA’yı ziyaret etmesi, bu arada Erdemir de boş durmuyor, 3 Aralık 2013’te yine bir FETÖ kuruluşu olan Rumi Forum’da konferans veriyor. CHP’nin resepsiyonuna ise Michael Rubin davetli, ne sürpriz(!).” Evet, Aykan Erdemir ile halen ABD’de siyasi sığınmacı eski Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu’nun arasındaki derin ilişkinin sırrı da inşallah bir gün günyüzüne çıkar.

Bugün, Zentürk’ün haftalar öncesi yazdığı bir konuyu bugün tekrar gündeme getirmek istedim.. Selâm ve dua ile..