'Biz Kürtler hepsini biliyoruz, gölge etmeyin'

Yeni Yüzyıl gazetesi yazarı akademisyen ve entelektüel Prof.Dr. Atilla Yayla, gazetesindeki bugünki köşesinde, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın küstah sözleriyle ilgili Kürt gazeteci Mehmet Çek'in okkalı cevabını yayınladı.

VAN 15.06.2018 17:51:37 0
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

İşte Atilla Yayla'nın HDP'li Pervin Buldan'ın AK Parti'ye oy veren Kürtler ile ilgili alçak sözlerine çok okkalı ve uzun uzun cevap veren Kürt gazeteci Mehmet Çek'in sözlerini köşesine taşıdığı o yazı;

Yıllardır siyasî hayatı gözlemlerim. Oyumu seçmen olduğum hemen her seçimde kullandım. Desteklediğim ve desteklemediğim partiler oldu. Bir partiye takılıp kalmadım. Birden çok oy verildiği zamanlarda ayrı ayrı beş partiye mührü bastığımı hatırlarım.

Hiçbir zaman bir parti adamı olmadım. Partilerin gerek idarî, gerekse fikrî hiyerarşisi bana hep tuhaf göründü. Oyumu hiç tam olarak desteklemekten dolayı bir partiye vermedim. Oy verdiklerim benim için en doğru olmaktan ziyade ehveni şerdi. Ayrıca, zaman zaman stratejik olarak oy verme yoluna da gittim. En çok rahatsız olduğum partinin önünü kim kesebilecekse onu tercih ettim.  Partilere asla abartılı umut bağlamadım. Siyasetin iyilikleri yanında kötülükleri de olduğunu aklımdan hiç çıkarmadım.

Elbette beni hayal kırıklığına uğratan partiler oldu. Ama hayatımın hiç bir döneminde hiç bir partiden HDP’den olduğu kadar büyük hayal kırıklığı yaşamadım. 2015’te bu partinin barajı geçmesini istedim. Arkaik sosyalist fikirlerine, iki yüzlülüğüne, Stalinist bir terör örgütüyle bağlarına rağmen bunu istememin sebebi Meclis’te adıyla sanıyla bir Kürt partisinin olmasının Kürt meselesinin çözümünde ciddî bir düzlem değişikliğinin gerçekleşmesine yardımcı olmasını ummamdı. Beklentilerime göre HDP Meclis’te güçlü bir grup kurunca PKK terörü iyice açığa düşecekti. HDP PKK’ya “Dur bakalım, ben Kürtlerin her sorununu siyaseten dile getirebilir ve siyasî çözüm arayabilirken sana ne oluyor” diyecekti. Olmadı. Daha doğrusu tersi oldu; HDP PKK’ya teslim bayrağını çekti. Onun insanlık dışı eylemlerine, cinayetlerine, katliamlarına karşı açık ve net bir tavır alamadı. PKK’nın hiçbir cinayetini kınayamadı. Şiddeti ‘amasız’, ‘fakatsız’ dışlayamadı.

İşte bu kafadaki HDP'nin eş başkanlarından Pervin Buldan bir sosyal medya mesajında AK Parti’ye oy veren Kürtlerin damarlarındaki 'Kürt' kanını sorgulamaya kalkışmış. Hiç şaşırmadım. Onun muadilleri de benzer sorgulamaları başkaları açısından sık sık 'Türk' kanı için yapıyor.

Gazeteci MEHMET ÇEK AK Parti'ye oy veren Kürtlerin damarlarındaki 'Kürt' kanını sorgulayan Pervin Buldan'ın bu ırkçı tavrına okkalı bir cevap vermiş. Bugün bu cevabı okuyucularımla paylaşmak istiyorum:

----------------------------------------------------------------------

Sözünü ettiğiniz Kürtlerden biri olarak soruyorum, Pervin hanım; Kürtler niçin AK Parti’ye oy vermemeli?

- İnkar ve asimilasyon politikalarını sonlandırdığı için mi?
- Anadillerinin önündeki engelleri kaldırdığı için mi?
- Okullarda her sabah "Türk’üm!" diye bağırtmaya son verdiği için mi?
- Kamuda Kürtçe personel, Kürtçe hizmetler, Kürtçe tercüman ve Kürtçe çağrı merkezleri devrimleri için mi?
- Anadilde propaganda hakkını getirdiği için mi?
- İlk defa milli eğitim müfredatında Kürtçe seçmeli ders uygulamasını başlattığı için mi?
- Özel okullarda Kürtçe anadilde eğitim hakkı için mi?
- Çocuklarımıza anadilimizden isim vermenin önündeki yasakları kaldırdığı için mi?
- Yerleşim birimlerine Kürtçe orijinal isimlerinin iadesi hakkı için mi?
- Kürtçe kurslar, anaokulları, kreş hakları için mi?
- Türkçe dışındaki dillerde yayınla ilgili sınırlamayı kaldırdığı için mi?
- Devlet televizyonundan 24 saat Kürtçe yayın için mi?
- Kürtçe oyunlar sahnelenmesinin önündeki engeller kaldırdığı için mi?
- Kürtçe edebiyatın önde gelen eserlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yayınlanmaya başlanması için mi?
- Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından Kürtçe tiyatro oyunları sahnelenmeye başlandığı için mi?
- Üniversitelerimizde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açıldığı, Kürtçe enstitüler kurulmasına izin verildiği için mi?
- Cezaevlerindeki insanlara yakınlarıyla anadillerinde konuşma hakkı tanındığı için mi?
- Mahkemelerde anadilde savunma hakkı tanındığı için mi?
- Parti kapatmaları sona erdirip, problemsiz, adeta devlet destekli bir siyasi hayat garantisi sağladığı için mi?
- Yasaklı Kürtçe harfleri serbest bıraktığı için mi?
- Türk Dil Kurumu tarafından Türkçe-Kürtçe, Kürtçe-Türkçe sözlükler hazırlandığı için mi?
- Parti kapatmaları sona erdirdiği için mi?
- Köy yakmaları, köy boşaltmaları, faili meçhulleri tarihe gömdüğü için mi?
- Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bütün devlet kurumlarının internet sayfalarından Kürtçe duyurular başladığı için mi?
- Kürtçe Kur'an-ı Kerim meali basılıp dağıtılmaya başlandığı için mi?
- Din ve inanç özgürlüğü güvence altına alındığı için mi?
- Yıllar sonra yayla ve meraların kullanımına ilişkin yasaklar kaldırıldığı için mi?
- Problemli yıllarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kaybetmişlere yeniden vatandaşlık hakkı verildiği için mi?
- Geçmiş yıllarda terör nedeniyle veya terörle mücadele sonucunda zarar gören kişilerin zararları karşılandığı için mi?
- İşkence ve kötü muamele sıfırlandığı için mi?
- Bölgede ‘mele’ler (yerel din adamları) devlet tarafından ‘din görevlisi’ olarak istihdam edildiği için mi?
- Kılık kıyafet üzerinde yasaklar kaldırıldığı için mi?
- En büyük zararını Kürtlerin gördüğü derin ve paralel yapıları bitirdiği için mi?
- Şehirlerin girişlerinde “Hun Bi Xer Hatin Bajare Me” tabelalarıyla karşılandığımız için mi?

En önemlisi de bugün bölgede sağlanan müthiş huzur ve güven ortamı için mi?

Esnafın zor durumda kaldığı devri kapatıp yerine ekonomik canlılığın olduğu, yatırımların yapıldığı, fabrikaların açıldığı, bölgede turizmin geliştiği, yaşam kalitesinin arttığı bir devri açtığı için mi?

Niçin AK Parti’ye oy vermeyecek Kürtler?

90 yıllık ihmal edilmişliğin, devlet eliyle geri bırakılmışlığın öcünü alır gibi devletin bütün imkanlarını seferber edip güneydoğuya on yılda binlerce yeni okul, yüzlerce yeni hastane, binlerce kilometre otoyol, parklar, sosyal tesisler, barajlar, tüneller, köprüler, havalimanları diktiği için mi?

Niçin AK Parti’ye oy vermeyecek Kürtler?

2002'den itibaren tanıştıkları sosyal devlet sayesinde kavuştukları işsizlik maaşı, engelli maaşı, yakacak ve barınma yardımları, şartlı eğitim yardımı, bedava ders kitapları, yaşlı bakım aylıkları, dul maaşları, muhtaç asker çocuğu yardımı, öksüz ve yetim yardımı, doğum yardımı, dağıtılan sosyal konutlar, evde sağlık hizmetleri için mi?

Niçin AK Parti’ye oy vermeyecek Diyarbakırlı misal?

Diyarbakır’da 94 yılda yapılmış 1.269 okulu 2.312’ye, öğretmen sayısını 9.282’den 20.813’e çıkarttığı için mi? Bedava dağıtılan 16.399 adet bilgisayar için mi? Diyarbakır’a 15.261 konut, 7 hastane, 10 lise, 14 ilköğretim okulu, 2 kreş, 42 spor tesisi, 3 sağlık ocağı, 2 aile merkezi, 9 cami, 15 ticaret merkezi, 1 pansiyon, 1 kütüphane, 4 kamu hizmet binası, 1 stadyum kazandırdığı için mi? Diyarbakır’da 90 yılda yapılmış 44 km otoyolu 392 km’ye çıkardığı için mi? Kiliselerden camilere, türbelere kadar vakıf eserlerini restore ettiği için mi oy vermeyecek Diyarbakırlı?

Niçin Erdoğan’a oy vermeyecek Kürtler?

Kendi siyasi hayatını riske ederek, memleketin önemli bir kısmını karşısına alarak inkâr ve asimilasyon politikalarını terk edip, herkes için yasal demokratik siyasetin kapılarını sonuna kadar açtığı, gerçekleştirdiği demokratik reformlarla kendilerini bambaşka bir statüye kavuşturup, doğu ve güneydoğu Anadolu’yu her anlamda bambaşka bir çehreye ulaştırdığı için mi?

Bunları sağladığı için AK Parti’ye oy vermeyeceğiz. Tamam.

Pekala, niçin size oy vermeliyiz, Pervin hanım?

- On binlerce ölüm için mi?
- 104 belediyeniz, 81 milletvekiliniz varken hala silahta ısrar ederek barış ve çözüm sürecini bombaladığınız için mi?
- Görüşme tutanaklarını yayınlayarak Oslo’yu, bir show uğruna Habur’u harcadığınız için mi?
- Her şey yolunda giderken birden bire Kobane’yi bahane ederek sokakları kana bulayıp, suçsuz, savunmasız, masum sivilleri, insanları linç ettirdiğiniz için mi?
- Sokaklarımıza hendekler kazıp, bombalar döşediğiniz için mi?
- Hastaneleri, okulları yaktığınız için mi?
- Evlerimizi başımıza yıktığınız için mi?
- Yüz binlerce Kürdü göç yollarına düşürdüğünüz için mi?
- Zorla kepenk kapattırmalarınız için mi?
- Zorla okul boykotlarınız için mi?
- Kadim değerlerimizin, 500 yıllık camilerimizin hunharca yakılıp yıkılmasına sebep olduğunuz için mi?
- İllegal mahkemeleriniz, illegal asayiş birimleriniz, haraç toplamalarınız için mi?
- Şehirlerin orta yerlerinde canlı bombalarla sivil katliamı yaptığınız için mi?
- Diyarbakır’da 3 yaşında bebeği 1.5 ton bombayla havaya uçurduğunuz için mi?
- Kürtleri Kobane’de, Afrin’de, Rojava’da, Şengal’de ateşler içinde bırakıp perişan ettiğiniz için mi?
- Akdeniz’de cesetleri kıyıya vuran Kürt çocuklar için mi?
- Dürümlü’de 15 köylüyü 16 ton bombayla havaya uçurduğunuz için mi?
- Amerika’nın taşeronluğuna soyunup sınırlarımıza dikildiğiniz için mi?
- Kilis’e, Antep’e, Urfa’ya roketatarlar yağdırdınız için mi?
- Dışarıda ABD, içeride CHP ile iş tuttuğunuz için mi?
- Kabe’ye, Peygambere hakaret edip, transseksüel buluşması düzenlemeyi başardığınız için mi?

Niçin, Pervin hanım? Niçin size oy vermeliyiz?

50 yıl Kürtleri insan yerine koyup nüfusa bile kaydetmemiş Esed rejiminin eteği altına girip, 50 yıl tavuk boğazlar gibi Kürt boğazlayan İran'a sığınıp, bu gezegende kanına girmediği tek bir mazlum millet olmayan Amerika’ya sırtını yaslayıp sonra Kürtlerin barış ve huzur içinde yaşadığı tek ülke olan Türkiye’ye saldırdığınız için mi size oy vermeli Kürtler?

Hadi canım siz de!

İran ya da Irak parlamentosuna yüzlerce Kürt vekilin girdiğine tanık olmuş mudur siyaset tarihi, Pervin hanım? Yahut o Salih Müslim denilen herif Esed'in karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çıkabilir mi? İnsan yerine koyup nüfusa bile kaydetmedi Esat onları! O ülkelerde Kürtler hiçbir zaman ‘hiçbir şey’ olamadılar.

Fakat bu tarafta?

Kürtlerin kendi kurdukları bir devletleri yok ama Türklerle beraber kurdukları ve huzur içinde yaşadıkları bir devletleri var: Türkiye Cumhuriyeti!

Gölge etmeyin yeter.

Sonra bu lanet olasıca savaş, terör, göç, kan, sefalet Kürtlerin kaderi mi, Pervin hanım?

40 yıl sonra yeniden kavuştuğumuz bu güven ve huzur ortamı, Mardin’de, Hakkari’de yeniden sabahlara kadar kapı önlerinde, çay bahçelerinde güven içinde oturmak, Bingöl dağlarında, Diyarbakır bağlarında piknik yapabilmek bize batmış olabilir mi?

Daha ne kadar mahvedeceksiniz hayatımızı?

Barış ve huzur içinde, insanca yaşamak Kürtlerin de hakkı değil mi?

Sizin çocuklarınız, büyük şehirlerin merkezlerinde el bebek gül bebek büyür, özel kolejlerde, yurtdışında eğitim alırken; İstanbul sokaklarında dileniyor, Akdeniz’de boğuluyor Kürtlerin çocukları, Pervin hanım!

Yok, Pervin hanım, yok.

Kürtler, PKK ve HDP'li bir geleceğin ne olduğunun simülasyonunu, ‘çukur ve yıkım’ döneminde gördü. 6-7 Ekim olaylarında gördü.

Bu ülkede günahsız insanları, Kürt olmaktan başka günahı olmayan insanları, sırf istemediğiniz bir siyasi partide görev yapıyorlar diye, savunmasız, sivil siyasetçileri öldürdüğünüz için tekrar tekrar söylüyorum, Pervin hanım: DEVLET YENİ, SİZ ESKİSİNİZ.

Karşınızda size eski devletin reaksiyonlarıyla cevap veren bir devlet bulamadıkça çıldırıyorsunuz, onu da biliyorum.

Dedim ya, devlet yeni, siz eskisiniz.

Özyönetim saçmalığı adı altında cehenneme çevirdiğiniz Sur’da evlerin birinden bir bebek sesi geldiği için operasyon sekiz gün uzuyor, Zeytindalı operasyonunda - bölgeye gittim, gördüm - oynarken düşüp burnu kanayan bir tek Kürt çocuğa bile 3 subay koşuyor. Sırf bir tek sivilin bile burnu kanamasın diye onlarca şehit veriliyor. Devlet yeni, siz eskisiniz, Pervin hanım.

Kürtlere 80’li, 90’li yıllarda devletin yaptığı zulmün yüzlerce katını yapıyorsunuz. Akıbetiniz de o devlet gibi olacak inşallah. Biteceksiniz.

Siz ısrarla baltalarınızı toplumsal barışımıza, Türklerle birliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize vuruyor, hayatlarımıza silah ile, şiddet ile müdahale ediyorsunuz, Pervin hanım, ama biz Kürtler, elimizdeki en önemli, en vazgeçilmez şeyin bu vatan olduğunu, birlikte yaşama kültürümüz olduğunu ve buna sahip çıkmanın nasıl bir önem arz ettiğini herkesten çok daha iyi biliyoruz!

Ve nasıl ki, zamanında Kürt sorununu başımıza açan devlettir deyip o ceberut devletin bütün zalimliklerine karşı durduysak, şimdi de bizimle barışmış, son 15 yılda bizi ekonomik, siyasi, sosyal her anlamda bambaşka bir statüye kavuşturmuş, 90 yıl sonra inkar ve asimilasyon politikalarını terk ederek bize kardeşliği, huzuru, barışı tattırmış yeni devlete ve bütün bunların mimarı Erdoğan’a sahip çıkacağız.

Kürtler için artık tek sorun siz ve partinizsiniz, sizden çektiğimizi 90 yılda devletten çekmedik; yalnızca örgütünüze hakimiyet kurma adına geleceğimizi harcamaya kalkıştınız.

İşte bütün bu sebeplerden dolayı Kürtler, cesaretine ve niyetine çok güvendikleri Erdoğan’la DEVAM diyecekler.

Daha da önemlisi, ülkemiz çok zor koşullardan geçiyor, sizin de aleti olduğunuz uluslarötesi karanlık güç odakları bütün güçleriyle saldırıyor ve bugün her zamankinden daha çok Türk ve Kürtlerin birlikteliğine, kenetlenmesine ihtiyacımız var. Biz Kürtler ülkemizin bağımsızlığı ve istikbali söz konusu olduğunda tek vücut olmayı bilmiş bir milletiz.

İşte şimdi öyle bir zaman, DEVAM zamanı.

Düşün artık yakasından bu milletin, Pervin hanım; EDİ BESE