Barzani kaybederse Türkiye kaybeder

Erdal Şimşek

VAN 22.09.2017 09:11:47 0
Barzani kaybederse Türkiye kaybeder
Tarih: 01.01.0001 00:00
 15 Temmuz’dan önce Türkiye’ye yönelik yapılan en önemli operasyonlardan biri de “finansal operasyon”du. Emperyalistler, Borsa ve piyasa üzerinde yaptıkları spekülatif dalgalanma hareketlerinin yanısıra Türkiye’ye nakit para akışını da engellemek için tüm gayretleri ile bastırıyorlardı.

Türkiye’nin nakit akarlarından biri de Kerkük-Ceyhan petrol boru hattı idi. Bu hattan hem Türkiye’ye hem de dünyaya her gün on binlerce ton petrol akıyordu. Türkiye hem enerji ihtiyacını gidermede hem de aktif para ihtiyacını karşılamada bu boru hakkı kendince önemli katkılarda bulundu.

İkili ilişkilerimiz iyi

ABD, Türkiye’ye petrol ve nakit akışını durdurmak için Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Sayın Mesut Barzani’ye inanılmaz baskılar yaptı. Barzani, gelen baskılara göğüs gererek petrol ticaretini Türk bankaları üzerinden yaptı. Bununla da yetinmedi, sadece boru hattı üzerinden değil, kara yolu taşımacılığı yöntemi ile bir Türk şirketine imtiyaz vererek Türkiye’ye giden petrol miktarını daha da arttırdı.

15 Temmuz emperyalist işgal girişimine karşı dünyadan ilk ses Rus lider Sayın Putin ve Kürt lider Sayın Barzani’den çıktı. İki lider de Erdoğan ve Türkiye’nin yanında yer aldığını dünyaya deklare etti.

Bağdat hükümetinin suçu

Irak’ın bugün parçalanmışlığın eşiğine gelmesinin tek müsebbibi, İran’ın kuklası Bağdat hükümetleridir. Barzani ve Kürtleri dışlayabilecek her türlü adımları attılar.

Türkiye, haklı olarak Irak Türkmenleri konusunda hassas davranıyor. Fakat aynı hassasiyeti, “kardeşi olarak gördüğü” Kürtlere göstermiyor.

Peki, Türkiye’nin büyük hassasiyetler gösterdiği Türkmenler, Türkiye’ye aynı yaklaşımı sergiliyorlar mı?

Irak Türkmen siyasi ağalarının tamamı birer Rauf Denktaş gibidirler. Nasıl ki Denktaş, Türkiye’nin burnuna bir halka takıp Sayın Erdoğan dönemine kadar Türkiye’yi ayı gibi oynattıysa, Irak Türkmen siyaset kodamanlarının da oynadığı bu.

Türkiye, Başika’da Peşmerge’nin yardımı ile askeri üs kurduğunda ilk itiraz kimden geldi biliyor musunuz?

Tabi ki bazı Irak Türkmenlerinden.

Peki Başika kampına gelerek Türk askerini açık açık ölümle tehdit edenler kimlerdi?

Maalesef bunlar da bazı Türkmenlerdi. Bağdat hükümeti ile bir olup Türk askerinin Irak topraklarından çekilmesini isteyenler Barzani veya Peşmerge değil, yine bir kısım Türkmen gruptu.

Bugün Türkmen siyaset ağalarının ağası Erşat Salihi, Türkiye’yi Barzani’nin üzerine kimin adına kışkırtıyor sanıyorsunuz. Salihi, Sünni olduğu halde, tamamı katil, tecavüzcü sapık ve kriminallerden oluşan Haşdi Şabi’ye neden tabur tabur Türkmen gençlerinin katılmasını sağladı?

Türkiye Cumhuriyeti’nin dışarıdaki Türklere sahip çıkması sadece hakkı değil, görevidir. Dünyada nerede Türk varsa, Türkiye ona sahip çıkmak zorundadır. Lakin kendisine karşı kılıç kuşanan Türk’e boynunu mu uzatmalı? Tabi ki hayır.

Bunun tarihte birçok örneği vardır. Otlukbeli, Dandanakan Cem Sultan ve Şehzade Mustafa olayları bunun en müşahhas örneğidir. Son Türk imparatorluğu Osmanlı, kendine boyun eğmeyen Türk beyliklerini birdir bir oynayarak Anadolu’da birliği sağlamadı her halde.

Irak Türkmenlerinin Şii olanları bila kayd-ü şart, Tahran’a; Ayetullah Hamaney’e bağlıdırlar. Bu onların imanlarının bir gereğidir. Yani her ne olursa olsun Şii bir Türkmen, Sünni Türk’ü değil, Şii Ayetullah Uzma’yı yeğler.

İran-Barzani gerginliği

Güney Kürdistan’daki referanduma en çok İran’ın karşı çıkması gerekiyor aslında. Çünkü, Barzani, İran’ın hiçbir talebini yerine getirmedi bugüne kadar. Tahran’ın bütün davetlerini elinin tersi ile geri çevirirken, Türkiye’nin her davetini olumlu cevapladı. Hatta, bir dönem, Sayın Erdoğan, mahdumları Bilal Beyefendiden çok Neçirvan Barzani ile görüşüyordu.

Barzani, İran’a petrol boru hattının döşenmesine engel oldu. PKK’nın Türkiye’nin sınırı ve Erbil civarında örgütlenmesine engel oldu. PKK, Barzani bölgesinde değil KYB bölgesinde örgütlü.

İran’ın Erbil ve Duhok’ta Şii camisi açmasını engelledi. KDP’nin bölgesinde İran’ın bir gram etkisi yok. Sadece Talabani bölgesinde var. Barzani bölgesi sosyo-ekonomik olarak tamamen Türkiye’nin etkisinde ve bunu gönüllü yapıyorlar.

Irak’ın kuzeyinde Türkiye’ye karşı terör koridoru oluşturmaya çalışan KYB, GORAN ve PKK İran’ın bölgedeki tüm politikalarını eksiksiz yerine getirmeye çalışıyorlar. Ve ilginçtir bunlar da referanduma karşıdırlar.

Türkiye, şu soruyu kendine mutlaka sormalıdır: Nasıl oldu da ben uluslararası bir terör örgütü olan PKK ile nasıl aynı çizgiye düştüm.

Türkiye’nin bu çıkışından sonra referandumdan yüzde yüz evet çıksa da Sayın Barzani kaybetmiştir. Çünkü, PKK, GORAN ve KYB sonucu tanımayacaklardır ve bölgeyi terör vahasına çevireceklerdir. Bu terörist yapılanmaların ortakları olan Şii çeteler de Barzani’ye karşı saldırıya geçeceklerdir.

Sayın Barzani, Türkiye’nin bu sert tutumundan sonra referandumdan geri adım atsa yine kaybedecek. Bu sefer de prestij olarak zarar görecek yine terörist organizasyonların eline koz verilmiş olacak.

Bu referandumun sonucu ne olursa olsun, Türkiye’nin yanlış taktiklerinden dolayı tek kazançlısı İran olacak.

Keşke Sayın Barzani bu referandum tuzağına düşmeden önce, Sayın Erdoğan ve Türk devletinin “aklı selim”leri ile görüşseydi.

Ve son bir keşke, Sayın Erdoğan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, en zor zamanlarında bütün dünyaya göğüs gererek Türkiye’nin yanında yer alan “dar gün kardeşi” Barzani’yi kurtlar sofrasında yalnız bırakmasaydı.