Star Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Amerika’nın Gülen grubunu kollayıp kollamayacağını sorarken, paralel örgüt yöneticilerini terletecek sorular sordu.
İşte Taşgetiren’in yazısı:
Başlıktaki soruya cevap verebilmek için bazı sorular soralım: - Amerika Camia’yı niçin kollar?
- Ne kadar süre kollar?
- Camia’yı kollamak için Hükümeti feda eder mi?
- Türkiye - Amerika ilişkilerinde Camia’nın konumu ne kadar belirleyici olur?
- Barak Obama ile Tayyip Erdoğan arasında bir mesafe oluşmuşsa, bunda en önemli etken Camia’nın konumu mudur, ya da Camia Türk - ABD ilişkilerinde nasıl bir kıymet-i harbiye değerine sahiptir?
Camia kaynaklı yayınlar, Tayyip Erdoğan’ı, dışardan, Amerika’dan ve Avrupa’dan“dövdürme” niyeti taşıyor. O medya dilinden bunu okumak zor değil. Ama acaba bu Amerika - Avrupa tavrı, Camia’yı savunmaya mı yönelik yoksa, Türkiye ile başka alanlardaki hesaplaşmanın bir uzantısı mı?
Bence yazının başında sorduğum sorular, Camia tarafından doğru cevaplandırılmalı. Oradaki en önemli soru da, “Amerika Camia’yı niçin kollar?” sorusudur.
TBMM başkanı Cemil Çiçek’in bir sözünü not etmiştim:
- Hiçbir yabancı güç sağmayacağı ineğe yem vermez.
Yani o sorunun kesin cevabı şudur:
Camia, şu veya bu tavimde Amerikan çıkarlarına hizmet edecek bir rol üstlenecekse, Amerika buna inanıyorsa, ona
Bu
Şimdi gelelim Türkiye realitesine:
Mahalli seçimler yapıldı ve Tayyip Erdoğan seçimden net skorla başarılı çıktı.
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var ve en favori aday Tayyip Erdoğan.
Önümüzdeki yakın gelecekte AK Parti’nin zaaf göstereceği ve yerine muhalefetin şu veya bu kanadının, Camia’nın da desteği ile iktidar olabileceği ihtimali son derece zayıf. Yani yakın gelecek, başında dil - söylem farklılıkları bulunan simalar olsa bile, yine AK Partili yılları
Türkiye, varolduğu coğrafyanın en etkili gücü ve Amerika’nın bu coğrafyaya ilişkin bir hesabı varsa - gelecekte de olacaksa, bunu Türkiyesiz planlaması mümkün değil.
O zaman Amerika, Türkiye ile ilişkilerini, halk oyu ile gelmiş bir siyasi kadroya mı endeksler, yoksa doğduğu ülkede “paralel yapı” suçlamasına muhatap olan ve takibata maruz kalan bir yapı ile mi sürdürür?
Amerika’nın herhangi bir ülkede böyle “aykırı” yapılara
Soralım:
Acaba Camia, böyle bir koruma - kollama, göz yumma tarzında müsamahaya ne der?
Camia, kendi ülkesi ile sorunlu olmaya ne kadar tahammül eder?
Bağlı insanlarını ne kadar gözaltında bulundurma riskine katlanır?
Tarih içinde Amerika’nın kolladığı bir hareket notu ile anılmayı içine nasıl sindirir?
O soruyu hatırlayalım:
Amerika Camia’yı kollarsa niçin kollar?
Hangi Amerikan projesinin içinde anlamı vardır Camia’nın?
Amerika “Bunlar benim eğitim açığımı kapatıyorlar, onun için onlara şükran borçluyum” zihniyeti ile mi hareket eder?
Türkiye ile problem yaşayıp, küresel yatırımları Amerika’dan idare etmek, Camia’ya güvenli bir karargah imkanı sağlar mı? Böyle bir yapının İslam coğrafyasındaki karşılığı ne olur?
Amerika’nın pazarladığı bir “İslam liderliği, mehdiyyet, hilafet” imajı nasıl bir şeydir?
Obama küserse Tayyip Erdoğan’ın hali nice olur?!
AB Brüksel’den zılgıt verirse falan...
Tayyip Erdoğan titrer ve kendine döner!!!
Ve Camia bayram eder!!!
Öyle mi?
Neyin bayramı olur bu ki?