AMERİKA 15 TEMMUZ’U SÜRDÜREBİLİR Mİ?…

SURİYE’NİN YAKASINI JAPONYA’DAN TUTARLAR, DÜNYA SAVAŞINA NEFER YAZARLAR…

VAN 31.08.2016 11:45:43 0
AMERİKA 15 TEMMUZ’U SÜRDÜREBİLİR Mİ?…
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Suriye krizi ABD’nin ‘yönetebileceği’ hacmin üzerindedir artık. İmkân ve kabiliyetlerini aşmıştır. Dahası, olası/olağan partnerlerinden de yardım alamıyor. 15 Temmuz’a başını çevirecek denli duyarsızlaşmasının bir(inci) sebebi, Türkiye’nin Suriye’ye olası hamlesinin ayağını kırmaktı. Tutmayınca, Türkiye’yi izlemekten başka şansı kalmadı. Şimdi de ‘büyük planı’ için yaptığı ‘yatırımları’ korumak için Türkiye’ye hem iç denge sopası gösteriyor hem de Suriye’de “yön” tayin ediyor…
Yenişafak/Nederet ERSANEL
Washington, Türkiye’nin Suriye’de yürüttüğü askeri harekâta resmi açıklamalarla ‘sınır’ çizdi; ‘Aşağı gitme, sağa git’. Güneydoğu için de uyarı yayınladı ve diplomatik misyon ailelerinin ayrılmasını tekrar tavsiye etti. Bu iki Amerikan uyarısını ilintilendirebilirsiniz.
Ama topyekûn pas geçilen şu gerçeği atlamadan; Suriye krizi ABD’nin ‘yönetebileceği’ hacmin üzerindedir artık. İmkân ve kabiliyetlerini aşmıştır. Dahası, olası/olağan partnerlerinden de yardım alamıyor.
15 Temmuz’a başını çevirecek denli duyarsızlaşmasının bir(inci) sebebi, Türkiye’nin Suriye’ye olası hamlesinin ayağını kırmaktı. Tutmayınca, Türkiye’yi izlemekten başka şansı kalmadı.
Şimdi de ‘büyük planı’ için yaptığı ‘yatırımları’ korumak için Türkiye’ye hem iç denge sopası gösteriyor hem de Suriye’de “yön” tayin ediyor…
Suriye’yi mikro parseller üzerinden okuyanlara itirazım yok. Kıymetli bilgiler alıyoruz ilgili gazeteci ve akademisyenlerden. Eyvallah.
Ama.. Öyle okunmaz.
Masaya oturulduktan sonra-daha-kıymetlenecek o bilgiler.
Peki masayı ve zoraki misafirlerini anladık mı?
SURİYE’NİN YAKASINI JAPONYA’DAN TUTARLAR, DÜNYA SAVAŞINA NEFER YAZARLAR…
Burada beraber yazdık-okuduk üst düzey Çin amiralinin Şam’a gelip hem Esad hem Ruslarla görüşmeler yaptığını. (20/08.) Takiben, Hindistan Dışişleri Bakanı’nın nadir görülen biçimde Suriye’ye koşup Şam yönetimiyle temaslarda bulunduğunu. (24/08)
Daha karıştıralım akılları; Moskova Cuma günü Japonya’ya Halep’teki Rus misyonuna katılması için davette bulundu! (‘Russian defense ministry invites Japanese counterparts to join mission in Aleppo’, 26/08, TASS.)
Hani argoda ‘adamın aklını almak’ diye bir deyim var ya.. Japoncası yaşandı diyebiliriz. Rusya ve Japonya, 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra barış antlaşması bile yapmamış iki ülke. Teknik olarak savaş halindeler. İki savaşan ülke, küresel kaos kazanına atılmış bir başka ülkede ortaklık mı yapacak?
Bazı küresel okumacıların yorumuyla; ‘Tokyo’nun bu davet karşısında nutku tutuldu, cevap bile veremedi.’
Eğer tam burada, ‘Suriye için Japonlar mı? Ne alaka?’ diyorsanız, artık önünüzde bambaşka bir harita açılıyor demektir…
BATAN ÜLKENİN MALLARI…
Ruslar bu teklifi, Çinlilerin Suriye ziyaretinin ardından yaptı. Türkçesi şudur; “Bu yaptığınızdan hoşlanmadık. Şam yolu bizden geçer”…
Vitrine bakarsanız, Suriye’deki Doğu-Batı çekişmesinde Rusların yanına Çin eklenmiş gibi görünebilir. Ama öyle değil. Bu vesileyle, bir başka garabeti de billurlaştıralım; Cenevre’de gerçekleşen Lavrov-Kerry görüşmesi tüm medyaya, “Suriye’de anlaşmaya yakınız” başlıklarıyla yansıdı. Tam öyle değil. Yansıtan yüzeyler göz yanıltır. “Türkiye-Rusya anlaştı” kadar garanti veremiyor kimse. Anlaşmazlık noktaları duruyor. G20’den sonra, belki…
Çin’in Suriye’den çıkarı ne?
Konuya vakıf doğu ve batı basın organlarında uzun uzadıya listeleniyor bunlar. Genel olarak ekonomiktir ve Suriye’nin istikrara kavuşmasının ardından ortaya çıkacak pastanın potansiyel paylarıyla ilgilidir. Özellikle de ‘enerji’ ile!
Suriye şu an istikrar vaat ediyor mu? Görünüşte hayır. Ama değişik var; Türkiye’nin artık Suriye’de olması ve dengeleri değiştirmesi. Çin hamlesinin meali bu.
Tüm bunlar, yani Ruslar’ın bozulması, Çin amiralinin Şam’a gelmesi, Tokyo’ya davet.. “Tesadüf” eden başka ne var? İyi ki not düşmüşüz (27/08); Türkiye-Çin nükleer anlaşması. Oldu mu size Suriye’de 3’üncü süper güç!
ABD, Rusya, Çin… İran artı, Şam, Bağdat, Barzani, Katar, S. Arabistan.. Af-Pak.. İsrail, Mısır. Ayrı ayrı güç kategorileridir. Türkiye? Sayılan ülkelerle aktüel ilişkileri hakkında birer cümle yazın. O zaman anlaşılır Ankara’nın hangi güç hiyerarşisinde olduğu.
Peki neden Japonya? O da haritanın büyüklüğünü ve önümüzdeki 5 yılın küresel kriz haritasını gösteriyor. Rusya Çin’e diyor ki, “senin için Pasifik ve ABD dengelerinde Tokyo ne ise, benim için Ortadoğu ve Akdeniz’de Şam odur”!
‘ENTER THE DRAGON’
Çin’in ABD ile hesaplaşmaya hazırlandığı yönündeki öngörüler iddiasını sürdürüyor ama Pekin söylem ve dış politikasını ‘barış ve esneklik’ üzerine kuran bir başkent. Fakat Suriye yeni bir aşamayı tetikleyebilir!
Ortadoğu’nun kumlarına politik ve belki askeri olarak ayak basmak, enerjiden pay istemek “başlangıç noktası” olabilir! Gücü yeter mi? Yeter. (‘Xi calls new PLA branch a key pillar‘, 30/08, ChinaDaily.) Çin’in Suriye’ye hava kuvvetleri konuşlandıracağı söylencesi almış başını gidiyor. Bu Rusları delirtecektir.
Çin, dünyanın ilgisiz coğrafyalarından Suriye’ye vaziyet eden tüm ülkelerin kullandığı mazereti kullanacak; DAEŞ’le mücadele. İyi de, Çin’le ilgisi ne? O da Türkiye açısından bir başka, ‘buyur buradan yak’ sorunu. Pekin şu cümleyi kuracak; “DAEŞ’in Çin’deki Uygurlarla bağlantısı var”!
Gelelim Şam’a. ‘Rusya’yı bırakmaz’ mı dersiniz, yoksa Rusya’ya bağımlılığını azaltabilir mi?..
Ya da Rusya Şam’ı bırakır mı?
Yeni ABD-İran-Hindistan rakip üçgenini ve eş-zamanlı temaslarının perde arkasına yer kalmadı.
Sonraki yazıya kalsın ama…
İnsan, şu ABD seçim süreci hiç bitmese istiyor. Çünkü böyle giderse, Türkiye’nin boğazından yakaladığı süper güç sayısı artacak…