Ak Parti kongresinin üç anlamı

Ergün Yıldırım

VAN 19.08.2018 12:19:07 0
Ak Parti kongresinin üç anlamı
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

Ak Parti, 6. Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Erdoğan’ın yaptığı konuşma, Ak Parti’nin geldiği aşama ve temsil ettiği siyaset hakkında önemli ip uçları veriyor. Büyük coşkuyla, çeşitli toplumsal kesimler ve çeşitli siyasal partilerin katılımıyla gerçekleşti.


Kongrede HDP’nin olmaması, Erdoğan’ın HDP’ye yönelik yaptığı eleştiri ve ortaya koyduğu mesafeyi gösteriyor. Terörle işbirliği yapan bir parti algısına sahip Erdoğan. HDP, bu tutumundan vazgeçmedikçe de bu mesafe devam edecek. Aslında bu mesafe aynı zamanda demokrasi ile paradoksal ilişki içinde yer alan HDP’ye karşı devletin aldığı tutumu yansıtıyor.

Kongrede Erdoğan’ın selamlama tarzı, Ak Parti’yi tanımlaması ve mevcut krizle ilgili değerlendirmesi gibi üç başlık öne çıktı. İlk defa geniş toplumsal kesimleri kucaklayan bir selamlama yapıldı. Fakirler, çiftçiler, tarlada çalışan kadınlar, emekçiler, zenginler, tüccarlar, akademisyenler, şehit aileler, askerler…Türkiye’nin toplumsal kesimlerini tamamen kapsayan bir selamlama bu. Bunlar tek tek ifade edildi. Böylece Türkiye’nin sosyolojine dokunan bir Ak Parti ruhu yansıtılmaya çalışıldı. Ak Parti’nin önünde bekleyen en büyük tuzakların başında yer alan oligarşileşme ve kibirleşme durumları halka dokunarak aşma tutumu gösterildi. Halkla beraberlik dili kullanıldı. Yine parti teşkilatlarının çeşitli düzeylerde kongreye çağrılması ve selamlama da hatırlanması da dikkat çekici. Partideki tavan- taban birliği ve dayanışması siyasetin en önemli omurgası. Her parti bunu koruyarak ayakta kalabilir. Politbüro benzeri oluşumlar ya da parti içi oligarşi ise en büyük tehditler. Erdoğan’ın selamlama konuşması ve kongreye katılımcılarda teşkilat mensuplarının çeşitli düzeyler de çağrılması bu açıdan önemli.

‘Ak Parti nedir?’ sorusunun sorulması ve cevabının verilmesi oldukça dikkat çekici. Bu soru Ak Parti ile ilgili oluşan belirsizliğin giderilmesi ve onun ne olduğunun yeniden hatırlatılması manasına gelmektedir. Yoksa durup dururken, neden bir varlık, bir siyaset teşkilat yeniden tanımlansın? Ak Parti nedir sorusuna verilen cevap, Ak Parti’nin anlam dünyasını da ortaya koyuyor. Bu cevap bir tanımlama ve yorum yapıyor. Ak Parti’yi Müslümanlık tarih bilinci üzerinden okuma çabasıdır bu. Dünya İslam’a göre Hz. Adem ile başlar. Erdoğan da siyasal doğuşunu oraya dayandırdı. Sonra Hz. Muhammed’in hicretine atıfta bulundu. Hicret İslam’ın Mekke’den Medine’ye taşınarak varlık kazanması tarihidir. Fetih bir doğuştur. Ak Parti de bu doğuşla özdeşleştirildi. Arkasından Anadolu’ya İslam’ı taşıyan Alparslan ifade edildi. Sonra Osmanlı ve II. Abdülhamit, Çanakkale, Kut’ul Amare, Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele’den bahsedildi. Son olarak Menderes ve Özal’ın demokrasi mirası vurgulandı. Böylece belli tarihi olaylar, şahsiyetler ve mekanlar üzerinden giderek Ak Parti’nin anlam dünyası hem dini hem de milli bir konsepte yerleştirildi. İslam ile başlayıp, Müslüman Türklerin Anadolu’ya girişi ve arkasından Osmanlı, Cumhuriyetin kuruluşu ve demokrasi mücadelesine gönderme yapıldı.

Ak Parti Erdoğan’ın gözünde bu tarihi nehrin siyasi akışında sürüp gelen varlık görülmekte. Din, millet, mücadele ve demokrasi temaları öne çıkmakta. ‘Ak Parti nedir?’ sorusu en net biçimde onun kurucusu ve genel başkanı tarafından tanımlanarak verildi.

Son önemli tema ise “meydan okuyacağız” denerek işlendi. ABD Başkanı Trump’un son çıkışlarını ve dolar üzerindeki manipülasyonları saldırı olarak değerlendiren Erdoğan, milletle beraber buna meydan okuyacaklarını açık bir biçimde ifade etti. Erdoğan’ın siyaset tarzı her zaman “meydan okumaya” dayanıyor. Belediye başkanlığı için de meydan okumuştu, içeriye atılırken de meydan okumuştu, partisi kapanırken de meydan okumuştu. Ankara’ya yerleşirken de müesses nizama meydan okumuştu. Ancak “meydan okuyucu siyaseti”, Arap Baharı ile beraber küresel bir niteliğe dönüştü. Dünya beşten büyüktür söylemi ve İsrail Devlet başkanına “one minute” tepkisi bunu göstermekte.

Ak Parti, Adalet ve Kalkınma Partisi demektir. Doğduğu tarihi dönemde en fazla bu iki olguya ihtiyaç vardı. Adalet, siayasetin en anlamlı yönü. Kadim ilkemizdir. Onsuz bir siyaset sadece kudret ve menfaat üretir. Bu nedenle Ak Parti her zaman adalet talebini önemsemeli ve ona kulak vermeli. Fakir yaşayabiliriz ama adaletsiz asla.

YENİ ŞAFAK