Ahlaki kural ve erdemliliklerden uzak bir aile,

'Sizin hayırlılarınız, kadınları için hayırlı olanlarınızdır.'

VAN 1.12.2015 21:06:37 0
 Ahlaki kural ve erdemliliklerden uzak bir aile,
Tarih: 01.01.0001 00:00
 İÇİ BOŞALTILAN EV…

Teknolojinin tüm toplumu sardığı bu dönemde en fazla içi boşalan yer bizim için en önemli sığınma barınma sevgi şefkat ve merhamet yerleri olan evlerimiz oldu. Dolayısıyla İnsanoğlunun medeniyete ulaşmasının merkezi, topluma, milletlere dönüşmesinin temeli hiç şüphesiz aileden geçtiği nerdeyse unutuldu.

Oysa her bireyin ve toplumların kendilerine has özelliklerin içinde barındırıldığı, mahremiyeti olan ev içinde barındırdıklarıyla aileyi oluşturmakta, aile ise devleti oluşturmaktadır. Bu manada devlet büyük bir aile, aile ise küçük bir devlettir.

 Maneviyattan yoksun, ahlaki kural ve erdemliliklerden uzak bir aile, içerisinde barındırmakta olduğu bireyleri iflasa götürdüğü gibi, içinde bulunduğu topluma da rahatsızlık verir hastalıklara yol açar. Bilindiği üzere Aile kuramı anne-baba ve çocuklardan oluşmaktadır.

Bu bireylerin birbirlerine karşı olması gereken saygı, sevgi ve muhabbet oluşturulmazsa, sırf değişim adına başkalarına benzeme gibi bir yarış içerisinde olunursa bu var olan aile bağlarını tamamen ortadan kaldırır. Ki, günümüz toplumlarında büyük ölçüde bu hastalık tüm ailelere sirayet etmiş durumdadır.

Vahşi kapitalizm. Daha fazla üretim sağlamak için aile müessesesine de el atarak orayı da iflas ettirmiştir.  Aile içerisinde bireyler arası rekabeti körükler çalışmalar yaparak işe eşlerle başlamış.

Esasta eşler arasında hiçbir değer ifade etmemesi gereken üstünlük kavramını aile içerisine bir fitne olarak sokup eşleri birbirlerine karşı kışkırtmaya çalışmış ve bunda da büyük oranda başarılı olduğu gözlenmektedir.

Aile mutsuzdur, aile yıkıktır çünkü eşleri birbirlerine alternatif olacakları bir ortam oluşmuş. Kadın mı üstündür, erkek mi?..

Aslında yaratılış gerçeği olan maneviyatta, böyle bir dünyaya sahip olanlarda bu sorun hiçbir zaman olmadı olamazda. Çünkü onlar iyi biliyor ve inanıyorlar ki, ikisi birbirlerini tamamlayan değerlerdir. Biri olmayınca diğeri, diğeri olmayınca birinin hiçbir anlam ifade etmeyecek. Eşler arasındaki dengeyi kurabilmek ve yaşatabilmek için fıtrattan(yaratılış) gelen anlayış ve gerçek bunlardır.

1- Bir ailede kocanın başlıca görevleri: hanımı ile güzel geçinmek, onu korumak, onun nafakasını (geçim ihtiyaçlarını) karşılamak, kendisine doğruluktan ayrılmamaktır. Hz. Peygamber(sav)bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Sizin hayırlılarınız, kadınları için hayırlı olanlarınızdır."

2- Kadınların başlıca görevleri: Kocasının dine uygun olan emirlerini tutmak, onun namus ve şerefini korumak, bulunduğu hale kanaat etmek, israftan kaçınmak, ev hanımı olacak bir şekilde bulunmaktır. Mutlu bir şekilde yaşamanın yolu budur.

3- Çocukların ana-babalarına karşı başlıca görevleri: Onlara saygı gösterip itaat etmektir. Kendilerinin hayatına sebep olan, kendilerini yıllarca sevgi ve şefkatle kucaklarında beslemiş bulunan ana-babalarına karşı "öf bile demeleri doğru değildir.

Ana-babasına bakmayan, onların dine uygun emirlerini dinlemeyen, onların ihtiyaç zamanlarında yardımlarına koşmayan bir çocuk, hayırlı evlat olma şerefinden yoksun kalır, toplum içinde yararlı olmaktan çıkar, hem de Yüce Allah'ın azabını hak etmiş olur. 

4- Ana-babanın çocuklarına karşı görevleri: Dünyaya gelmelerine sebep oldukları bu yavrularını güçleri yettiği kadar beslemek, terbiye etmek ve okutup bir kazanç yoluna koymaktır.  Baba ile ana, çocuklarına karşı eşit hareket etmeli, onları okşamak ve gözetmek hususunda eşit tutmalıdır ki, bir kırgınlık ve bir çekememezlik duygusu meydana gelmesin.

Ana ile baba, çocuklarına yumuşak davranmalı, kendilerini isyana götürmeyecek şekilde onları terbiye etmeye çalışmalı ve onlara karşı güzel bir fazilet örneği olmalıdır. Dokuz yaşına giren çocuklarını yataklarından ayırmalı, on üç yaşına girdikleri zaman namaz kılmayan çocuklarını namaz kılmaya teşvik edici tutum ve davranışlarda bulunmalı, namazı çocuklara sevdirmelidir. Evlenme çağına girmiş olan çocuklarını evlendirmelidir.

5- Kardeşlerin birbirlerine karşı başlıca görevleri: Birbirini sevmek, birbirine yardım edip saygı ve merhamet göstermektir. Kardeşler arasında pek kuvvetli bir bağ vardır; bunu daima korumalıdır. Hele büyük kardeşler, baba ve ana yerindedirler. Bunlara karşı büyük bir saygı göstermelidir. 

Maddî bir yarar yüzünden birbirine düşman kesilen kardeşler, iyi ruhlu kimseler sayılamazlar!..

Birbirine tutkun olan kardeşler, hayatta daima başarı sağlarlar.  Bunlardan yoksun olan ailelere hâkim olan aile anlayışı tele vole anlayışı olacaktır bu da o ailenin çökmüşlüğünden başka bir şey getirmemektedir.

Böyle bir ailede sevgiden ziyade şöhret hastalığı yatmakta, böyle bir ailede çocukları topluma iyi bir şekilde kazandırmanın aksine kısa yoldan nasıl kazanca itebilirim anlayışı yatmaktadır. Gerek toplumsal bazda gerekse aile bazında reçete yazılmıştır. Reçeteyi yazan ise hekimlerin hekimi olan Allah’tır. Aile fertlerine düşen ise sadece riayet ve yaşamaktır.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.