ABD’nin PKK’dan kopuş stratejisi

Yahya BOSTAN

VAN 1.11.2018 09:37:49 0
ABD’nin PKK’dan kopuş stratejisi
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Geçtiğimiz hafta sonu yapılan 4’lü İstanbul Zirvesi’nin sembolü Erdoğan, Putin, Merkel ve Macron’un eşsiz boğaz manzarası önünde verdiği fotoğraftı. Bu zirve Suriye’nin geleceği için diplomasiye vurgu yapılması açısından oldukça önemliydi. O karede Başkan Trump’ın yer almaması Suriye konusunda ABD’nin oyun dışı kaldığı yorumlarına yol açtı. Ancak bunu söylemek için henüz çok erken. 

Çünkü ABD Suriye’nin kuzeyinde askeri varlığını sürdürüyor. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG ile işbirliğini koruyor. Terör örgütüne silah gönderiyor. Washington, Kaşıkçı cinayetini bile Suudi Arabistan’dan para koparıp Suriye’nin kuzeyine yatırmak için fırsat olarak kullandı. 

Peki, bu nereye kadar devam edecek? 

Washington’un müttefikleri ile başı dertte. Trump bir yanda Kaşıkçı kriziyle uğraşıyor. Cinayetin talimatını Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın verdiği ABD’de yaygın bir şekilde konuşuluyor. Konu ABD’de Trump’ı zor duruma sokan bir iç politika malzemesi haline geldi. 

ABD diğer yanda terör örgütü PKK ile kurduğu ilişkiyi yönetmeye çalışıyor. ABD-Türkiye ilişkilerinde görece düzelme var ancak terör örgütüne verilen destek stratejik ortaklık üzerindeki en büyük kambur. 

Washington ne yapacak? 

Münbiç’te Ankara’yı oyalamaya çalışıyor. Afrin’den sonra Türkiye ile hemen masaya oturarak bu konuda zaman kazandı. Diğer deyişle Ankara Münbiç’te diplomasiye bir şans verdi. Sonra? Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkça söyledi. “Artık Münbiç’te oyalanmak yerine enerjimizi Fırat’ın doğusuna çevirmekte kararlıyız” dedi. 

Sonucu geçtiğimiz günlerde gördük. Zor Mağar bölgesinde iş makinelerinin çalıştığı, teröristlerin yeni beton mevziler inşa etmeye başladığı tespit edilince düğmeye basıldı. Bu başlangıç vuruşuydu. Dün Ayn El Arab ile müdahale devam etti. Kaynaklara göre gerisi gelecek. 

“ABD’nin bu maliyeti daha fazla ne kadar taşıyacağı” önemli bir soru işareti. Kimi güvenilir kaynaklara göre Washington, terör örgütü ile kurduğu ilişkide maliyetleri düşürmek için bir çıkış arayışında. 

ABD’den gelen işaretlere göre plan şu: Önce terör örgütü YPG ile PKK birbirinden ayrılacak. YPG bir “Suriye örgütü” haline getirilecek. Sonra YPG diğer Kürt gruplar içinde eritilerek tedavülden kaldırılacak. Ya da Türkiye’ye böyle pazarlanacak. 

Bu plan da yeni bir oyalama taktiği olmasın? 

 

Afta vicdanları rahatlatacak formül 

Cumhur İttifakı yerel seçimlerde uygulanmayacak ancak Meclis’te devam edecek, bunu biliyoruz. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de MHP lideri Bahçeli bu konuda açık mesajlar verdi. Peki “şartlı tahliye ve denetimli serbestlik düzenlemesi” ne olacak? AK Parti konuyla ilgili çalışmasını sürdürüyor. Yapılan beyin fırtınalarında iki kriter ön plana çıkıyor. Bir: Bu düzenleme kamuoyunun vicdanını rahatsız etmeyecek bir dengede kurulacak. Bunun için çeşitli formüller üzerinde duruluyor. Bunlardan birisinin şahısların iki yıldan az işlenen suçlar için de cezaevinde yatması olduğu belirtiliyor. Bu ne demek? Mevcut durumda bir suçlu iki yıldan az ceza aldıysa cezaevine girmiyor. Eğer bu formül uygulanırsa iki yıldan az ceza öngörülse bile kasti suçlarda şahıslar cezaevine girecek. İki: “Af” konusunun her 10 yılda bir kamuoyu gündemine gelmemesi için kalıcı bir çözüm üretilecek. Bunun için şartlı tahliye koşullarının yeniden düzenlenebileceği belirtiliyor. Ancak henüz alınmış bir karar yok. Tüm bu seçenekler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacak ve AK Parti nihai kararını verecek.