ABD’nin dostu olmak

Abdullah Şanlıdağ

VAN 14.08.2018 09:16:16 0
ABD’nin dostu olmak
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Ortadoğu siyasetinde benim çok hoşuma giden bir söz var: “ABD’nin düşmanı olmak korkunçtur, dostu olmak çok daha korkunç!”

60 yıllık NATO dostu ve müttefiki ABD, 15 Temmuz öncesinde Türkiye’yi gözden çıkardı. Özellikle Trump yönetimi (Trump da şaşkın, Evangelistler bastırıyor, Yahudi Lobisi ayrı tempo tutuyor, Pentagon bir başka terane, zengin aile sınıfları ise ayrı bir dert) Türkiye ile olan ilişkileri bir an evvel bitirebilmek için gayret gösteriyorlar. Daha önce de yazdım, bu işin tek sorumlusu papaz değildir. Papazı zaten tutukluyken ev hapsine mahkûm ettik. Yerli papaz Gülen de Pensilvanya’daki evinde değil midir? Nedir ABD’nin muradı? Biz IŞİD’in de terör örgütü olduğunu ve onunla mücadele ettiğimizi gördüğü halde neden ABD IŞİD’e karşı savaşta NATO müttefiki olan Türkiye yerine PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG güçleri ile müttefiklik yapacağını açıklayarak PYD/YPG güçlerine “ağır silahlar” gönderilmesi talimatını veriyor? Sevgili dostlar, yaşanılan bu büyük sorunu; IrakSuriye, IŞİDPKK ve PYD sorunu olarak açıklamak yeterli değil. Türkiye’nin bir terör sorunu olduğu bir gerçek. Lakin ondan çok daha büyük bir küresel sorunla karşı karşıya olduğumuzu asla unutmamalıyız. Nedir o sorun? Merhum Erbakan’ın ölünceye dek dilinden düşürmediği bir sözü vardı. Siyonizm’i kendisine baş düşman edinen Erbakan, “Büyük İsrail Devleti’nin kurulması için yeni haritalar ve planlar çizildiğini söylerdi hep.   Genişletilmiş Ortadoğu Projesinde Nil’den Fırat’a kadar uzanan topraklarda egemenlik planlanıyor. Bu projeye Türkiye de dahildir. Büyük fotoğraf bu maalesef. 

ABD tağutu Trump yaptırım uygulamaya devam ediyor. Twitter hesabında paylaştığı mesajla, Türkiye’den çelik ve alüminyum ithalatında gümrük vergilerini iki katına çıkardıklarını duyurdu. Gümrük vergileri çelikte yüzde 50’ye, alüminyumda yüzde 20’ye yükseltildi. İki bakanımızın mal varlıklarının dondurulması ve Brunson’ın serbest bırakılma talebiyle başlayan yaptırımlar, doların sürekli artış göstermesiyle devam ediyor. Tüm bunları tabii uluslararası toplum hayretle izliyor, geleneksel bir müttefikine bu şekilde davranan bir ABD yönetiminin diğer ülkelere nasıl davranacağını merak ediyorlar. Daha kritik soru ise şu: “ABD halen uluslararası toplumun güvenilir ve sorumlu bir üyesi olarak kabul edilebilir mi?

Türkiye ile arasını bozmaya çalışan ve hâlâ Almanya’daki Türklere ve buradan giden siyasetçilere yaptırım uygulayan Almanya Başbakanı Merkel’in, umarız aklı başına gelmiştir. Geçen yıl Sicilya adasında G7 grubu toplantısında “Müttefiklerinize tamamen güvenme çağı artık geride kaldı, son zirvede bunu daha derinden hissettim. Biz Avrupalılar bundan sonra kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz” diyen Merkel’i, ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı yaptırımlar karşısında ne düşündüğünü, doğrusu çok merak ediyorum. Bir de son yıllarda çok sayıda Kürd’ün hayatını kaybetmesi karşısında, 1970’li yıllarda Bağdat yönetimine karşı isyana girişen Iraklı Kürtlere destek sözü veren lakin bu sözünü tutmayan Washington’a, günümüz Kürtlerinin nasıl baktığını da merak ediyorum. PKK’nın kucağından kurtulup aldatıldıklarını anladıkları gün, Kürt kardeşlerimiz de ABD’nin prangasından kurtulmuş olacaklar. 

Trump, çok kısa sürede neler yaptı bir bakalım. 12 ülkenin uzun yıllar süren çabasıyla varılan Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) Trump’ın göreve başlamasından dört gün sonra geçersiz kabul edildi. ABD, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ve BM İnsan Hakları Konseyi›nden de ayrıldı. Aynı ABD yönetimi, Çin›le ticaret savaşına son vermek için müzakere süreci başlattı ve çok geçmeden Çin mallarına yeni ek vergiler koydu. Yetti mi? Vampir kana doyar mı? Kapitalist sömürmekten vazgeçer mi? Bunu iklim değişikliğiyle ilgili Paris Anlaşması ve İran nükleer anlaşması izledi. ABD, ticaret konusunda, Dünya Ticaret Örgütü başta olmak üzere, çok taraflı ticaret sisteminden kaçarak tek taraflı adımlar atıyor, kendi yasaları uyarınca ticaret ortaklarından ithal ettiği mallara cezalandırıcı amaçlar taşıyan gümrük vergileri uyguluyor. Hem Avrupa Birliği etkileniyor, hem de Kanada, Meksika, Rusya, Çin, Türkiye ve Hindistan dahil ABD’nin müttefikleri ve önemli ticaret ortakları bu uygulamalardan çeşitli ölçeklerde nasibini alıyor. ABD’nin 2019 mâli yılı savunma bütçesi 717 milyar doları bulmuş. Acaba bu bütçeyi, dünyanın kaç ülkesi bir araya gelse yakalayabilir? Mike Pence 2020 yılında “uzay ordusu” kurmak için Kongre’nin 8 milyar dolar ek destek sağlamasını istediğini duyurdu. Bu ne demek yahu! Uzay ortamını da militarize etmeye çalışan Büyük Şeytan ABD ne yapmaya çalışıyor? Demek ki 717 milyar dolarlık savunma bütçesi bile ABD’nin kendisini güvende olmadığını hissettiğini açık ediyor. Valla ABD’nin düşmanı olmak korkunç bir şey ama, inanın dostu olmak daha korkunç!