28 Şubat 1997 yılında

Arkadaşlarımız suçsuzdurlar

VAN 26.08.2016 11:12:05 0
28 Şubat 1997 yılında
Tarih: 01.01.0001 00:00
 28 ŞUBAT MAĞDURLARINDAN HAKLI TALEP

28 Şubat Türkiye siyasi tarihine bir kara leke olarak düştü. Bu tarihten sonraki süreçte ülkede hak hukuk denen kurallar ayaklar altına alındı. Özellikle İslami hassasiyet sahibi Müslümanlar hedef seçilerek mağdur edildiler.

Türkiye tek partiden çok partili demokratik sisteme geçişten sonra sürekli hale gelen demokrasiye ve mevcut anayasal düzene(ki, mevcut anayasal düzen de başlı başına bir darbe anayasasıdır) darbe yoluyla müdahale girişimleri geleneğini sürdürmüştür. En son örneğini halkın direnişiyle püskürtülen 15 Temmuzda bir kez daha yaşadık.

Darbe süreçlerinde hak adalet ve hukuk kurallarının hepsi darbeciler tarafından rafa kaldırılır işlemez hale getirilir ve keyfiyet başlar. 28 Şubat sonrasında başlatılan linç kampanyalarıyla oluşturulan algılarla Laiklik teraneleri içinde mütedeyyin insanlara karşı başlatılan karalama kampanyalarıyla irticai faaliyetler anti laiklik gibi safsatalarla birçok insanın geleceği karartıldı.

Yine bu süreçte İslami hassasiyete sahip insanların ibadetlerinden mütevazı hayatlarından okudukları kur-an'dan verdikleri kur-an hadis fıkıh gibi derslerden dolayı istedikleri gibi bir gençlik çıkmayacağını bildiklerinden o dönemde birçok Müslümanın canını yakıp geleceklerini karartarak en güzel yıllarını zindanlarda tutsak olarak geçirmelerine sebep oldular.

O dönemde insanlar giyim kuşamlarından, mezhebi düşüncesinden, okuduğu imam hatip okullarından hatta kendi tarlasında ürettiği sigara tütünde dolayı hapse atıldı. Başına tekke taktığı için, hanımı kızı başörtülü olduğu için, parmağında gümüş yüzük taşıdığı için, camilerde cemaat namazlarına katıldığı için, askeri garnizonlarda balolara katılmadığı için birçok insan irticai faaliyetlerde bulunma suçlamasıyla ellerine kelepçeler vuruldu, hapislere atıldı.

Üç beş insan bir arada oturup birlikte kur-an okuyunca şeriat devleti kurulacak diye işkenceden geçirilip hapse atıldılar. İşte bütün bunlar kitabına uydurulan kanunlarla yapıldı. Artık Türkiye'de şartlar değişti artık ve bütün bu mağduriyetliklerin ortadan kaldırılması için yine kanunla yeniden yargılanma yolu açılmalı ve serbest bırakılmalılar.

Van’da 28 Şubat sürecinde mağdur aileler adına girişimde bulunan ve seslerini devleti yönetenlere ulaştırmak için mücadele veren gurup Van'da bulunan STK'ları ziyaret ederek mağdurların yeniden adil şekilde yargılanmaları için çalışma yürütüyorlar.

Gurup “Arkadaşlarımız suçsuzdurlar bizlerin devletimizden isteği çıkarılan yasalardan bizlerin de tabi tutulmasıdır. Ergenekon ve Balyoz sanıkları gibi bizim de yakınlarımızı çıkarın mahkemelere FETÖ’nün savcıları değil devletin gerçek savcıları bizleri de yargılasın cezamız eğer az ise bize daha fazla ceza versin, eğer fazla ise indirsin veya bizim yakınlarımızın suçları yoksa bıraksınlar. FETÖ/PDY savcılarının verdiği kararlar yok sayılsın. Allah rızası için yakınlarımızı yeniden yargılasınlar biz af istemiyoruz. Yeniden yargılanma istiyoruz” diyorlar.

28 Şubat 1997 yılında halkın oylarıyla iktidar olmuş bir yönetimi kendi oluşturdukları algılarla yönetimden uzaklaştırmakla kalmayıp binlerce İslami hassasiyeti olan Müslümanı zindanlara doldurarak binlerce ailenin mağdur olmasına sebep oldular.

AK Parti iktidarıyla birlikte ülkede birtakım alanlarda yapılan iyileştirmelere rağmen içerideki Müslümanlara yönelik "ki tamamına yakının kumpaslarla zindanlara atıldığı ortaya çıkmasına rağmen" bir iyileştirme yapılmamış/yapılamamış olması büyük bir üzüntü ve hak kaybı olarak ortada durmaktadır. Adalet bakanlığının bu konuya bir an önce el atıp mağdurların yeniden yargılanmalarının yolunun açılması için çalışma yapması lazım.

Hak adalet ve hukuk kurallarının olmadığı durumlarda keyfiliğin hüküm sürdüğünü söylemiştik. Bu anlamda 28 Şubat sürecinde hukukun birçok alanda askıya alındığı keyfi uygulamaların yapıldığı bir süreç olduğu ayan beyan ortadadır. Halka özellikle mütedeyyin insanlara istemedikleri bir yaşam tarzını zorlayarak dayatarak baskıyla ikna odalarıyla kabul ettirilmeye çalışılması bu sürecin ana karakteri olduğu bilinmektedir.

Mağdurlar af değil adil yargılanma istediklerini her defasında ilan ederek durumlarını izah etmeye çalışmaktadırlar. Artık ülkeyi yönetenler kumpaslarla İslami hassasiyete sahip Müslümanların nasıl mağdur edildiklerini biliyorlar. Dolayısıyla bu insanların mağduriyetliklerinin giderilmesi ailelerini bu azaptan kurtulmaları için süratle harekete geçilmesi kamuoyunun en fazla beklediği konular arasında olduğu bilinmeli ve yeniden yargılanmanın yolu açılmalıdır.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.