1’nci, 2’nci, 3’üncü (?)Abdulhamîd ve ilginç tesbitler..

Selahaddin E. ÇAKIRGİL

VAN 12.02.2018 09:36:44 0
1’nci, 2’nci, 3’üncü (?)Abdulhamîd ve ilginç tesbitler..
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Sütunumuzu iki gündür vefatının 100. Yılı münasebetiyle Sultan 2. Abdulhamîd’le ilgili konulara ayırdık. Ancak, 600 küsur yıllık bir sistemin en hassas dönemini 2-3 makaleye sığdırmanın imkânsızlığı da açıktır. 

CumhurbaşkanıTayyib Erdoğan ve tarihçi Prof. İlber Ortaylı’nın bu konudaki görüşleri de çok önemli olduğundan bu konuya biraz daha değinmek gerekti. 

Elbette, bu arada halkımızca hemen hiç bilinmeyen bir de Birinci Abdulhamîd var ki, 2’nci’den söz ederken, kısaca bu Birinci ve hattâ 3. Abdulhamîd’den de söz etmek gerekiyor. 

***

Önce, ‘2.Abdulhamîd’i anlamak’ isimli proğramda Tayyib Bey’in evvelki akşam söylediklerini kısaca aktaralım. Diyor ki: ‘…Birileri ısrarla bu ülkenin tarihini 1923'ten başlatmaya çalışıyor. Birileri inatla bizi köklerimizden, kadîm değerlerimizden koparmaya gayret ediyor. (…) -İlber Ortaylı hocamızın ifadesi ile- dünyanın ‘son evrensel imparatoru’olarak kendi damgasını vuran Sultan Abdulhamîd ülkemizde yıllarca görmezden gelinmiş ve karalanmaya çalışılmıştır.

Bazılarının gözünde o, 33 yıllık -sözüm ona-istibdat rejiminin başıdır. Hattâ, Sultan’ın hakkını teslim edecek bir kaç tesbit bile Cumhuriyet düşmanı diye suçlanmaya yeterli görülmüştür. Sultan Abdulhamîd’e  yönelik bu bağnaz bakış açısının marjinal bir kesimde hâlâ da devam ettiğini görüyoruz.

Halbuki, Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'nın da devamıdır. Elbette sınırlar, yönetim biçimleri, yönetime esas belgeler değişmiştir ama öz aynıdır, ruh aynıdır, hattâ devlet kurumlarının pek çoğu aynıdır. Bu bakımdan Sultan Abdulhamîd'i, devletimizin son 150 yılına damgasını vuran en önemli, en vizyoner, en stratejik zihne sahip şahsiyetlerden biriolarak görüyoruz.’

***

Evet, bir asrı aşkın zamandır ‘kızıl sultan’ diye suçlanan 2. Abdulhamîd hakkında Tayyib Bey’in bu sözleri bir ‘Cumhurbaşkanı’ olarak söylemesi çok önemli. 

Hatırlayalım ki, Ecevit, başbakanlıktan ayrıldıktan sonra, biraz tarihle meşgul olunca, son PadişahVahdeddin’le ilgili olarak kemalist tarihin, kitlelerin beynini, ‘vatan haini, vatanı satan sultan’ diye yıkamasını hedefleyen yaklaşımına karşı çıkmış ve ‘Vahdeddin’in hataları olabilir, ama, asla bir vatan haini değildi..’ demiş; ama, bu sözler, eski C. Başkanı Demirel’e aktarıldığında, o, ‘Cumhûriyet rejimi bu tartışmayı henüz kaldıramaz..’ diyerek yalanın devamından yana bir tavır takınmıştı. 

***

2. Abdulhamîd konusunda tarihçi İlber Ortaylı’nın görüşleri de -çok gecikmeli olsa bile-önemli.. Nitekim, aynı proğramda, ‘Siyaset adamlarının birçoğu için kesin ve tek renkli hüküm vermek çok zordur. Başarıları ve başarısızlığıyla Sultan II. Abdulhamîd Han devri, modern Türkiye’yi oluşturan bir parçadır.’ diyen Ortaylı, 2. Abdulhamid’i,Avrupa devletleri arasında (…) Alman İmparatorluğu’nun kurnaz başbakanı ve o imparatorluğun tarihindeki yegâne diplomatı olan Bismarck’la baş eden bir tek odur. Muhakkak ki dirayetli bir padişahtı. İsmi sadece imparatorluğun içinde değil imparatorluk dışında yaşayan Türk ve Müslüman halklar için de bir umut ışığı olmuştur.’ diyordu. 

*** 

Sözün sonunda, biraz da Birinci ve Üçüncü Abdulhamîd’den söz edelim. 

  

I.Abdulhamîd, 2. Abdulhamîd’den 102 yıl önce, Rus-Osmanlı Savaşı sırasında taht’a geçmiş ve çok ağır şartları olan ‘1774- Küçük Kaynarca Andlaşması’nı imzalamak zorunda kalmış ve başta Kırım olmak üzere bir çok vatan toprağı terkedilmişti. 1788’deki ‘Rus- Osmanlı Savaşı’ da yenilgiyle sonuçlanınca, bu hassas Padişah, derin teessür içinde, bizzat kaleme aldığı bir ‘Hatt-ı Humâyun’da, ‘Bu kadar Müslüman erkek, kadın, küçük ve büyüğün kâfir elinde kalması beni mahzûn eyledi. Yâ Rabb! Sen Mâlik’ül-mülksün. Senden niyazım, ölmeden bu beldeleri tekrar Müslümanların eline geçtiğini bana göster!’ diye yazmış ve o üzüntü içinde dünyaya vedâ etmişti 

*** 

Pekiy, 3. Abdulhamîd kim? 

Öyle birisi yok.. ‘100-120 yıl önceki hadiseler -zaman, mekân ve kişiler farklı olsa da-, aynı çizgide gelişiyor ve Tayyib Erdoğan bugün bir 3. Abdulhamîd durumundadır, direniyor..’ diyen tarihçi Prof.İhsan Süreyya Sırma hocamızın bir benzetmesi o..