15 Temmuz Gecesi Sela ve Ezan Fikri Kimindi, Ne Tür Etkileri Oldu?

15 Temmuz darbe girişimine dair mecliste kurulan araştırma komisyonunda “O gece sela ve ezan okunması fikri kimindi” sorusunun peşine düşülmüş. Bunu köşesine taşıyan Hasan Öztürk de sela ve ezan okunması ile bunun etkilerine dair bir

VAN 13.11.2016 11:25:07 0
15 Temmuz Gecesi Sela ve Ezan Fikri Kimindi, Ne Tür Etkileri Oldu?
Tarih: 01.01.0001 00:00

Hasan Öztürk’ün Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan “15 Temmuz Gecesi Sela ve Ezan Fikri Kimindi” başlıklı yazısının konuyla ilgili bölümü şöyle:

Öğrendim ki 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda “O gece sela ve ezan okunması fikri kimindi” sorusunun peşine düşülmüş. Komisyon üyesi Mehmet Erdoğan eski Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz'e şöyle sormuş:

“15 Temmuz gecesinin en önemli buluşu sela okunmasıydı herhalde. Bugünkü teknolojide, televizyonlar, sosyal medya vesaire varken bu sela fikrinin hemen, akşamın erken saatinde kimin aklına ilk geldiğini ve bunun nasıl gündeme geldiğini gerçekten merak ediyorum.”

Lekesiz'in cevabı, “Bu ortak aklın bir sonucu. Konuya ilişkin değerlendirmeler yapılırken arkadaşlarımızdan, daire başkanlarımızdan falan birisinin fikri. Genel kabul görmesi sonucunda da Diyanet'le irtibat kuruldu…” oluyor.

Size bugüne kadar biraz da hicap duyarak yazmadığım ama bugün için yazılması gerektiğine inandığım doğruları aktarmak istiyorum.

15 Temmuz'u bir medya mensubu, bir gazeteci ve televizyoncu olarak yaşadım.

O gece “Selalar okunsun, ezanlar okunsun” fikrinin nereden çıktığını biliyorum.

“Sela ve ezan fikri” Ülke Tv Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çelik'e aittir. Zira o gece saat 22.30 sularında kendisiyle yaptığım telefon konuşmasında, şöyle bir kanaat oluştu: “Mutlaka medya grubu olarak milleti bu darbe teşebbüsüne karşı harekete geçirmeliyiz. En etkilisi de sela ve ezan okunsun diye ekrandan çağrılar yapmaktır. Çünkü bu milletin ortak değeri bayrak ve ezandır.”

Bunun üzerine darbe gecesinin daha ilk saatlerinde ve henüz Cumhurbaşkanımızın sesi kulaklarımıza ulaşmamışken, Ülke Tv canlı yayınında ilk çağrıyı biz yaptık, Turgay Güler ile birlikte.

Hatta Turgay Güler kardeşim, çağrıyı defalarca tekrarladı dakikalarca.

Bu arada bizzat ben Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez beyefendiye ulaştım. Kendisi yayınımıza katıldı ve yine ekrandan Türkiye'deki bütün din görevlilerini “sela ve ezan okumaya” davet etti.

Bir şey daha söyledi o yayında: “Zaten yayına bağlanmadan önce tüm din görevlilerine bir yazı ile sela ve ezan okunması talimatı verdik…”

15 Temmuz gecesi kara bir geceden aydınlık bir sabaha evrilmişse bunda birçok faktör var. Bu faktörlerden en etkilisi Cumhurbaşkanımızın “Milletimi sokaklara, meydanlara, havalimanlarına davet ediyorum” deyip, yola çıkması ve millet ile buluşmasıdır.

İkinci büyük faktörse bence milletimizin aziz evlatlarının minarelerden okunan sela ve ezana kulak vermesidir.

Ve hamdolsun, bu muazzam etkileşimde karınca kararınca katkımız olmuştur.

***

Sela ve ezanın okunmasının nasıl bir etki oluşturduğuna ilişkin iki örnek vermek istiyorum.

Bir: 15 Temmuz gecesi darbecilerin İstanbul'da saldırdıkları yerlerin başında Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Binası geliyordu. Bu binanın hemen arkasında tarihi ve manevi değeri yüksek iki cami var. Hırka-ı Şerif ve Mesih Ali Paşa.

İşte bu iki caminin minarelerinden bizlerin çağrıları sonrasında okunan ezan ve selalar sonrasında Fatihliler Vatan Emniyet Binası'na aktı. Öyle ki Akşemsettin, Keçeciler, Sarıgüzel, Kocasinan, Balipaşa ve Fevzipaşa Caddeleri insan seline döndü.

İki: Darbe atlatıldıktan iki gün sonra o gece 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde olan dostlarımdan biriyle konuşurken şöyle dedi:

“Epeyce bir kalabalık köprünün hemen girişindeki Hazreti Ali Camii'nin etrafında toplanmıştık. 'Birbirimize ne yapacağız' diye soruyorduk. Köprüye yürüyüp yürümeme konusunda tereddütler yaşıyorduk. Harekete geçmek için bir neden, bir şey bekliyorduk. Birden Hazreti Ali Camii'nin minaresinden selayı duyduk. Ardından ezan okunmaya başlandı. Hepimize bir can geldi. Tekbir getirmeye başladık. Oluktan boşalırcasına köprüye doğru yürüyüşe geçtik.”

Darbeyi Araştırma Komisyonu üyesi Mehmet Erdoğan'ın “Sela ve ezan fikri kimindi” sorusuna katkı vermek istedim.

Bendeki bilgiler de bunlardır.

Arz ederim…