1 Eylül ve Lozan’da çizilen sınır

Celal Kazdağlı

VAN 1.09.2014 11:29:39 0
1 Eylül ve Lozan’da çizilen sınır
Tarih: 01.01.0001 00:00
 23 Nisan 1920’de açılan Meclis için hep “yeni” derler, “ilk Meclis” diye söz ederler.

Oysa Osmanlı’nın Meclis-i Mebusan’ıdır, Ankara’da açılan o ilk Meclis.

Meclis-i Mebusan İstanbul’da son toplantısında “Misak-ı Milli” sınırlarını çizmiş, “bu topraklardan geri adım atılmayacağını” ilan etmişti. O yüzden 1920’nin Mart ayında işgal kuvvetleri İngilizler tarafından çalışmasına son verildi.

O Meclis’in Ankara’ya gelebilen mebusları ile Ankara’da Meclis toplandı.

Eksik kalan milletvekillerinin yerine başta Mustafa Kemal olmak üzere yenileri seçildi.

O Meclis’in hedefiydi Misak-ı Milli sınırlarını korumak. Suriye’nin kuzeyi, Dicle boyunca Irak’taki Musul vilayeti o sınırların içindeydi.

O ilk Meclis Türk’ü, Kürt’ü, Ermeni’yi, Rum’u, Arap’ı, Arnavut’u, Boşnak’ı içinde barındırıyordu.

Osmanlı’da var olan herkes o Meclis’te var idi. Milli Kurtuluş mücadelesini o Meclis verdi.

Lozan anlaşması imzalanmadan önce o ilk Meclis dağıtıldı. Yapılan seçimlerde ikinci Meclis kuruldu.

İkincisi birinci Meclis’ten çok farklıydı.

Lozan’da dayatılan sınırları kabul etmek durumunda kaldı.

Misak-ı Milli sınırları Lozan’da çizilenler değildi.

Lozan sadece toprak sınırlarını belirlemedi.

Daha tehlikeli olan bir şey yaptı.

Zihinleri sınırladı.

Türkiye’yi yöneten insanların zihin dünyasına ket vurdu.

“Zinhar” dedi, “çizilen sınırların dışında kalan şeyleri düşünme. Yasak.”

Mübadele; bizler Balkanları, Bosna’yı, Rumeli’yi, Ege Adaları’nı düşünmeyelim diye yapıldı.

“Bak” denildi, “oralarda neyin var neyin yok ise getirdik. Unut oraları.”

Bize acımızı bile unutturdular.

Yetmedi, “Doğu ile” dediler ilgilenmeyin “Biz sizi Avrupa’nın bir parçası yapacağız.”

Önce Hilafeti kaldırdılar... İslam Ümmeti ile milletin bağı kesildi...

Ardından “şapka” devrimi yaptılar. “Fes size eskiyi hatırlatıyor, şapka ile Batı’yı hatırlayın” talimatıydı bu.

Yetmedi... Alfabeyi değiştiriverdiler.

Sadece İslam Ümmeti ile değil tüm geçmişimizle, tarihimizle bağımız kesildi.

Ermeni ve Rum’dan sonra Kürt’ü de yok sayma dönemi başladı.

Laiklik, din özgürlüğü değil İslam’ın özgürce yaşanmasının önüne konulan bir engel olarak uygulandı.

Serbest Kalan Zihin Dünyası

Lozan sonrası başlayan bu gidiş, ikinci dünya harbinden sonra “Soğuk Savaş” ile iyice pekiştirildi.

Gladio-NATO düzeni zihinlere bir kat daha sınır çekti.

Suriye hattına döşenen mayınlar ve örülen tel örgü ile bize ne söylenmek isteniyordu?

Şimdi “Yeni Türkiye ne” diye soruyorlar.

Yeni Türkiye Suriye sınırındaki mayınların sökülmesi, tel örgülerin kaldırılmasıdır.

Yeni Türkiye zihin dünyamızın esaretten kurtuluşudur.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması Lozan’da kafamızın içine örülen tel örgülerin kaldırılmasıdır.

Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olması Türkiye’nin, Lozan’da çizilen sınırın dışında ne bıraktı ise onunla haşır neşir olmasıdır.

1 Eylül 1914 Osmanlı’yı tasfiye eden savaşın başladığı gündür.

O mağlubiyet Lozan’da zihnimize sınır çizilmesi ile sonuçlandı.

1 Eylül 2014’te Meclis’te okunan program Lozan’da zihnimize konulan hududun kaldırıldığının ilanıdır.

Bu 100 yıl sonra gerçekleşen zihin ihtilalidir.

Ruhumuza, beynimize, tarihimize, kültürümüze, aşkımıza, bu millete artık hudut konulamaz.

celalkazdagli@gmail.com