KOBİ’lere yeni bir nefes

Levent Yılmaz

SİYASET 12.01.2019 11:23:30 0
KOBİ’lere yeni bir nefes
Tarih: 01.01.0001 00:00

KOBİ’lere yeni bir nefes

Spekülatif kur atağı ve hızlı yükselen enflasyonla birlikte işletmelerin finansmana erişiminde oldukça sıkıntı çektiği bir süreci yaşadık. Özellikle Ağustos ayındaki spekülatif kur atağının hemen ardından Eylül ayında açıklanan Yeni Ekonomi Programı ile başlayan “ekonomide dengelenme” süreci neticesinde ortaya çıkan atmosfer gündemin yeniden, üretim, istihdam ve ihracat olmasını sağladı. Bu kapsamda geçtiğimiz Perşembe günü açıklanan KOBİ Değer Kredisi Paketi’nin maddi boyutunun yanında algısal öneminin de çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

KOBİ’LERE DESTEK NEDEN ÖNEMLİ?

KOBİ’ler yani küçük ve orta büyüklükteki işletmeler Türkiye ekonomisinin can damarı olma özelliğine sahip. KOBİ Stratejisi Eylem Planı (2015-2018) verilerine göre; Türkiye’deki toplam işletmelerin %99,9’unu KOBİ’ler oluşturuyor. Öte yandan; KOBİ’lerin toplam mal ve hizmet satın alışları içerisindeki payı, %65,5 iken üretim değerindeki payı, %56,2’dir.

KOBİ’lerin maddi mallara ilişkin brüt yatırımdaki payı %53,2 iken çalışanlar sayısı içerisindeki payı %75,8’dir. KOBİ’ler ülkemizde toplam katma değerin %55’ini, toplam satışların %65,5’ini, ithalatın %39,9’unu, ihracatın %59,2’sini oluşturuyor. Yani KOBİ’ler aslına bakarsanız dış ticaret fazlası vererek ödemeler dengesine katkı sağlıyor. Ancak toplam yatırımların %50’sini sağlayan KOBİ’lerin kredilerinin bankacılık sektörü toplam kredileri içerisindeki payı sadece %26 gibi oldukça düşük bir oran olarak karşımıza çıkıyor.

Esnek üretim yapıları sayesinde şoklara daha dayanıklı bir yapıya sahip olan KOBİ’lerin en önemli sorunlarının başında finansmana erişim ve yüksek finansman maliyetleri geliyor. Bu bakımdan son açıklanan ve 13 bankanın içerisinde yer aldığı KOBİ Değer Kredisi paketi özellikle yüksek finansman maliyetlerinin olduğu böyle bir dönemde altın değerinde önem taşıyor.

Toplam büyüklüğü 20 milyar TL olan pakete göre; yıllık cirosu 25 milyon TL’nin altında olan KOBİ’ler 6 ay anapara ödemesiz 36 ay vadeli KGF destekli bu krediye aylık 1,54 faiz oranı ile ulaşma imkânı yakalıyor. Bu destekten faydalanmak isteyen imalat ve ihracat sektöründeki firmalara verilecek üst limit 1 milyon TL, diğer sektörler için üst limit ise 500 bin TL olarak belirlenmiş.

TİCARİ ALACAK SİGORTASI NE GETİRİYOR?

Öte yandan yılbaşından itibaren başlatılan “Ticari Alacak Sigortası” mekanizması da KOBİ’ler açısından büyük önem taşıyor. Bu mekanizma ile ticari satıcı firma konumundaki KOBİ ile ondan alım yapan alıcı arasında herhangi bir teminata bağlanmamış yurtiçindeki vadeli satışlardan doğan alacakların ödenmeme riskine karşı teminat sağlanmış oluyor. İlk etapta cirosu 25 milyon liraya kadar olan firmaların devlet destekli ticari alacak sigortasından yararlanabilmesi sağlanmışken ilerleyen aşamada cirosu 125 milyon liraya kadar olan KOBİ’lerin de sigorta kapsamına dahil edilecek olması reel sektör açısından son derece önemli bir sorunu çözmek için atılmış büyük bir adım olacak.

STAGFLASYONA KARŞI KOBİLER

Stagflasyon iktisadi literatürde bir ekonomide resesyon ile enflasyonun aynı anda görülmesi olarak tanımlanıyor. Stagflasyonist bir ortamda bir yandan ülkede işsizlik oranı artarken diğer yandan da fiyatlar genel seviyesinin de hızla yükseldiği görülür. Bu bakımdan her ne kadar halen yüksek olsa da yeniden iniş trendine giren enflasyonla birlikte KOBİ’lerin desteklenmesi işsizlik rakamlarının seyri açısından da önem taşıyor. Özetle KOBİ’ler üzerinden reel sektöre verilen destekler Türkiye’nin stagflasyonist bir ortama sürüklenmesini engellemek açısından son derece kritik ve teknik bir önem arz ediyor.