Battal, Van YYÜ’nün dününü ve bugününü anlattı

İki dönemdir Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü yapan Prof. Dr. Peyami Battal, üniversitenin dünü ve bugünü ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

SİYASET 18.02.2019 10:12:21 0
Battal, Van YYÜ’nün dününü ve bugününü anlattı
Tarih: 01.01.0001 00:00

Yerel seçim öncesi herkesin belediye seçimlerine odaklandığı süreçte, kentte bir taraftan da yeni rektörün kim olacağı konuşuluyor. Önümüzdeki aylarda ataması yapılacak olan rektörlük ataması konuşulmaya devam ederken halen rektörlük görevini yürüten Prof. Dr. Peyami Battal, üniversitenin son iki yılını anlattı.

Üniversitedeki değişimden, deprem sürecinde yapılanlardan, başardıklarından ve görev verilirse önümüzdeki süreçte yapmak istediklerinden söz eden Peyami Battal, kente dair de önemli açıklamalar yaptı. Kendi rektörlük sürecini değerlendiren Battal, “Allah’a şükür Vaniçin büyük hizmetler yaptık. Yaptığımız işler için her zaman en iyisini yapmak istedik. Yeni süreç için şunu söylemek istiyorum. Biz Van’ı seviyoruz. Ve Van’ı sevmenin bir ibadet olduğuna inanıyorum. Bu bir vatandaşlık vazifesidir.” Dedi. Geçmişte olduğu gibi yine Vanlılık ruhuna vurgu yapan Battal, bunun kentin geleceğinin en önemli parçası olduğuna vurgu yaptı. Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, göreve geldiği günden bu yana yaptıkları çalışmaları, deprem sürecini ve sonrasını ve de hayalini kurduğu çalışmaları  anlattı. Bir çok ismin rektörlük ile anıldığı süreçte üniversitenin son iki dönemini anlatan Battal, göreve başladıklarından bugüne yaşanan değişimi gazeteniz aracılığı ile anlattı.

BATTAL: KAMPÜSTEKİ BÜTÜN BİNALARI GÜÇLENDİRDİK

YYÜ’de iki dönemde önemli çalışmaları hayata geçiren Rektör Battal bu anlamda depremin görev süreçlerindeki en önemli süreçlerden birisi olduğunu söyledi. Konuşmasına deprem süreci ile başlayan Battal, rektörlük görevine başladıktan 6-7 ay kadar sonra depremin yaşandığını dile getirdi. Battal, “Dolayısıyla arka arkaya iki büyük deprem olunca bizim ilk göreve başladığımızda ortaya koymuş olduğumuz projelerin tamamı revize ettik ve tamamen başka bir noktaya doğru geldik. Depremde hiç kimsenin tahmin etmediği bir güçlü performans ortaya koyduk. O dönemleri çok iyi biliyorsunuz, üniversite dağılır, üniversiteden bir şey olmaz, üniversite artık ayağı kalkamaz gibi ifadeler kullanılırken biz dedik ki hayır üniversiteyi biz yetkin bir şekilde ayağı kaldıracağız ve bu üniversite güçlü çıkacak depremden.”

ETKİN BİR ÇALIŞMA SERGİLEDİK

“Bu kapsamda etkin bir mücadeleye başladık, sorunlarımızı ortaya koyduk, sorunlarımızı nereden, nasıl takip edeceğimizi de bildiğimiz için bunları biz liste haline getirip ilgili yerlere yazmak suretiyle takibini yaptık. Temel olarak depremde bizim birinci öncelikli sorunumuz bütün binalarımızın güçlendirilmesi gerekiyordu zira iki bin yedi yılında deprem mevzuatı çıktığı için bizim binalarımızın tamamı hemen hemen iki bin yedi yılından önce projelendirilmiş ve yapılmış. Dolayısıyla yaklaşık üç yüz bin metre kare kapalı alana yakın bir alanı biz güçlendirdik. Bu dile kolay. Bunu yapmak çok kolay bir olay değil. Onu zahmetini, sıkıntısını biz biliriz. Onları projelendirdik ve hepsini şuan ayakta bulunan Kampüsteki bütün binaları güçlendirdik.” Şeklinde konuştu.

“HİÇ BİR ÖĞRENCİMİZ MAĞDUR OLMADI”

Deprem sürecinde öğrencilerin mağdur olmaması için yurtlarla bizzat ilgilendiklerini kaydeden Battal, “Zira öğrencilerimizi hızlı bir şekilde eğitim ve öğretime geri döndürmemiz gerekiyordu. Eğer öğrencilerimiz mağdur edersek, bu hem bizim açımızdan ciddi bir sorun olacaktır, hem veliler açısından ciddi bir sorun olacaktır ve öğrencilerimiz açısından ciddi bir sorun olacaktır bu yüzden biz öncelikli olarak bütün binalarımızı güçlendirip, yeni binalar yapmamız lazımdı ve yurtları güçlendirip yeni yurtlar yapmamız lazımdı ayrıca personelimizi de burada tutabilmek içinde yeni lojmanlar yaptırmamız lazımdı ve personelimizin de özellikle akademik personelinde buradan dışarıya gitmesi daha kolay olduğu için deprem döneminde maaşlarına da ilave, zam yapılması gerekiyordu. Bu söylediklerimizin tamamını biz gerçekleştirdik. Ve buna ilaveten yeni binalar yaptık. Tabi bir de o dönemde binalarımızın projelendirilip yapılması aşamasında öncelikle bizim prefabrik binalarda yapmamız lazımdı. Bu prefabrik binaları da biz hızlı bir şekilde yapmak suretiyle dersliğe dönüştürdük ve öğrencilerimizi o derslik prefabrik binalarda almak suretiyle öğrencilerin eğitim ve öğretiminin aksamamasını sağladık. O dönemde bizim 17-18 bin civarında öğrencimiz vardı. Hiç bir öğrencimiz mağdur olmadı.” Dedi.

BATTAL: ENDER GÖRÜLEN BİR DURUM ORTAYA KOYDUK Battal,

“Biz Şubat ayında üniversiteyi başlatmak için karar almıştık senato da çok hızlı bir şekilde planlamış olduğumuz projeleri uygulamalara koyunca gruplar halinde almak suretiyle ilk grubumuzu biz 26 Aralık’ta aldık. Ve ondan sonraki süreçte de biz çok güçlü bir şekilde, hızlı bir şekilde binalarımızı güçlendirip, yeni binalar yapmak suretiyle öğrencilerimizi geri döndürmeye başladık. Tabi o dönemde belki Türkiye’de çok ender görülen ve görülebilecek bir durum daha ortaya koyduk. Konteynır yurtlar yaptık, konteynır lojmanlar oluşturduk, konteynır hastaneler oluşturduk ve bunlara bağlı olarak da insanların mağduriyetini gidermiş olduk. Öğrencilerimizi konteynır yurtlarda da belli bir süre barındırdık, yine konteynır lojmanlarımız vardı yaklaşık bin civarında, lojmanlar ve konteynır yurtlarımız yaklaşık 1300-1400 civarındaydı. Bunlarda hem öğrencilerimiz, hem personelimizi, akademik idare personellerimizi barındırdık.” Diye belirtti.

“KURUMSALLIĞI ÖNE ÇIKARDIK”

Yaptıkları tüm işlerin öğrencilerin mağdur olmaması için yaptıklarını söyleyen Battal, “Öğrencilerimizin mağdur olmaması için gecemizi gündüzümüze katarak yapmış olduğumuz çalışmaların bir bölümüydü. Daha sonraki süreçte ise biz 500 ilave lojman yaptırdık, bütün lojmanları güçlendirdik, yine kamu ve kuruluşlarına o ikili ilişkilere bağlı olarak yeni derslikler, prefabrik derslikler yaptırdık, yeni atmış beş civarında da değişik büyüklükte lojmanlar yaptırdık. Bunlarla beraber bizim deprem döneminde özellikle yeni binalarımızı tasarladık, projelendirdik onların da projelerini kalkınma bakanlığı tarafından desteklenmek suretiyle onlarında hemen hemen şuan da tamam bitmiş oldu. Ama her şeyden öte şunu rahatlıkla söyleyebilirim, biz deprem döneminde kesinlikle üniversitemizi sadece depremle ilgili alanda tutmadık. O dönemde normal üniversitelerde ki bütün yazışmalar neyse akademik idare yapılması gereken neyse hiçbir evrakımız aksamadan devam ettirdik biz. Yazışmaları devam ettirdik, kurumsallığı devam ettirdik ve bu süreci biz normal üniversitelerden daha erken bitirmiş olduk. Bu kadar da kurumsallığı öne çıkardık.” Şeklinde konuştu.

BATTAL: ÜNİVERSİTEMİZİ ÇOK GÜÇLÜ HALE GETİRDİK

Battal şu ifadelere yer verdi: “Rektörlüğe başladığımız dönem demiştik ki, üniversitemizin kurumsallığını ön plana çıkaracağız. Bakın depremle baş ederken şunu söyleyin, üniversitemizin kurumsallığı da çok ön plana çıkmıştır. Yine biz depremle baş ederken biliyorsunuz bizden öteden beri çok ciddi sayıda öğretim üyesi dışa gitmektedir, diğer üniversitelere gitmektedir. Bu konuda da biz alt yapımızı hızlı bir şekilde güçlendirmek suretiyle akademik ve eğitimle ilgili Türkiye genelin de ki üniversitelerle karşılaştırıldığı zaman üniversitemizi çok iyi bir noktada tutmayı da başardık. Yani gerek araştırma alt yapısı açısından, gerekse öğretim alt yapısı açısından da üniversitemizi çok güçlü hale getirdik. Daha sonra ki süreçte depremi çok az daha doğrusu hiç sıkıntı yaşamadan atlattıktan sonra biz yeni binalarımızı fiziki mekânlarımıza yönelmiş olduk.”

“GELECEKTEKİ ELLİ YILLIK SORUNU ÇÖZDÜK”

Kampüste peyzaj çalışmalarının daha önce çok az olduğunu söyleyen Battal, “Şimdi kampüsümüze gelen ve kampüsümüzü gören herkes kampüsümüze hayranlıkla bakıyor ve bu hayranlığını gizleyemiyor. Bizden giden akademik idare personellerimiz geri geldiği zaman kampüsümüzün bu kadar güzelleşmesini gıptayla takip ettiklerini söylüyorlar. Kampüsümüzün en önemli sorunlarından bir tanesi de, bitkilerimizi sulama sorunuydu. Çünkü değişik bitki ektiğiniz zaman sulamanız gerekir. Bu su sorununu da gelecek elli yılda ki su sorununu çözmüş olduk. Bu dile kolay ve basit gelir insanlara ama gelecekteki elli yıllık sorunu çözdük. Yine kampüsümüzdeki ana aksımız yeterli değildi çünkü yayalarla, araçlar aynı yolu kullanıyorlardı. Orada çok ciddi sorun yaşıyorduk. O ana akstaki yolumuzu tamamen yayalaştırdık ve bir çevre yolu yaptık biz.” Şeklinde konuştu.

BATTAL: ÖZ GELİRLERDE ÜNİVERSİTENİN BİR GELİRİ ARTTI

Battal şu ifadeleri kullandı: “Bu çevre yolu zannediyorum Türkiye’de bir ya da iki kampüste var. Bu da çok güzel hem kampüsümüzü rahatlattı, hem de kampüse ayrı bir fonksiyon katmış oldu. Yine kampüsümüzde bizim yapmış olduğumuz en önemli çalışmalardan bir tanesi de alt yapı ve üst yapıda ki yani kanalizasyon hattı ve üst yapıda ki kaldırımlar, yeşillendirme, ağaçlandırma hemen hemen kampüse ayrı bir görüntü kazandırmak suretiyle bitmiş oldu. Bundan sonra artık ilave rötuşlar durumunda kalacak. Yine kampüsümüzde bizim işletmelerimiz özellikle işletmelerimiz oldukça etkin bir şekilde arttırıldı.”

O PROJE BATTAL’IN GÖZBEBEĞİ

Yapımı tamamlanan spor kompleksinin Türkiye’de tek olduğunu söyleyen Battal, “Projemim çok şık bir proje. Aynı zaman da yanında müstecire vermiş olduğumuz hamam, havuz, sağuna işte değişik sportif faaliyetlerin yapılabileceği her türlü imkânlara sahip orası. Dolayısıyla orası uluslararası düzeyde voleybol, basketbol gibi müsabakaların yapılabileceği bir spor salonu. Uluslararası sporcular çalışıyorlardı bu spor salonunda burada yapılacak müsabakalar için. Onlara sorduk hocam dediler, böyle bir spor kompleksi biz görmedik diye. Dolaysıyla üniversitemizin artık fiziki açıdan bir sorunu kalmadı şunu da ilave etmek istiyorum, şuan itibariyle üniversitemizin eğer geçtiğimiz yıl ileri bir tedbir uygulanmasıydı, üç ya da dört projemizde başlamış olacaktı, o projelerde başlayıp, bittiği zaman ve onların bütçeden parası çıkarılmış, bütçe kanununda ödenekleri çıkmış yine projeleri tamam sadece şuan da Sayın Cumhurbaşkanımız start verirse ihaleler yapılıp başlayacak bunlar bittiği zaman üniversitemizin artık fiziki sorunu yüzde doksan beş civarında çözülmüş olacak.” Dedi.

BATTAL: DETAYLI DİYALOGLARI KURMAYA DEVAM EDİYORUZ

Van YYÜ’nün Türkiye’de önde gelen üniversiteler içerisinde olduğuna dikkat çeken Battal, “Ayrıca biz o dönem rektörlüğe ilk başlarken iki vurgu yapmıştık. Bir tanesi şehirle özleşeceğiz, biz rahatsız edilmek istiyoruz felsefesiyle başladık, bizi rahatsız edin lütfen birlikte çalışalım diye. Bize gelen oldu şehirden Sivil Toplum Kuruluşları, sanayicimiz ama gelmeyenlerinde biz kapısını çaldık. Çok proje ürettik ve projelerin hala devamı var, bitenler var ve bundan sonra yeni projelerimiz için görüşmelerimiz devam ediyor. Ben ilk toplantımı Sivil toplum kuruluşları ve muhtarlarla yaptım burada. Amacımız şuydu, üniversitemizin fildişi kulesinde olmadığını tamamen şehirle artık entegre olduğu mesajını yapmak için bunu yaptık ve başarılı olduk. Biz bölgede ki bütün kurul ve kuruluşlarla çok detaylı diyalogları kurmaya devam ediyoruz, bundan sonra da artık bu süreç başladı. Kimsede engelleyemez. Bölgemize hizmet edeceğimiz bir diğer konu ise çiftçi eğitim merkezimizdi. Bu sadece Van’a değil TRB2 bölgesini kapsayan bir çalışma. Bölgeden çiftçilerimiz buraya gelip eğitim alıyor. Teknokentimiz ve sürekli eğitim merkezimizde de kimsenin hayal edemeyeceği başarılar elde ettik.” İfadelerine yer verdi.

“CUMHURBAŞKANIMIZ TAKİDR EDERSE 3’ÜNCÜ DÖNEMDE BUNLARI YAPACAĞIZ!”

Görev süresince hayalini kurup yaptığı en büyük çalışmasının yurt dışına açılmak olduğuna dikkat çeken Battal, “Bizim üniversitemiz bölgede yurt dışındaki üniversitelerle en çok diyalog halinde olan üniversitelerden bir tanesi. En büyük haylim yurt dışında etkin olmaktı. İki büyük hayalim vardı. Bir tanesi üniversitemizin şubesini açmak diğeri ise sağlık turizmine yönelikti. İmkanlar oluşturmak suretiyle hastanemizin şubesini yurt dışında açmak diğer hayalim. Cumhurbaşkanımız taktir ederse 3’üncü dönemde bunu da gerçekleştireceğiz inşallah. Ya da bizden sonra göreve gelecek olan arkadaşımız bu alandaki çalışmaları devam ettirebilir. Devam etmesi gereken iki projemiz bunlar.”

DÖNER SERMAYEMİZ 70 MİLYONDAN 200 MİLYONA ÇIKTI!

“Bunların dışında Irak ve Ürdün’de tümer kurduk. Diğer hedefimiz Ürdün’e doktora kurmaktı. Gerekli yerlerle görüşmeler yaptık ve altı yapı çalışmaları bir noktaya kadar tamamlandı. Biz diğer hayalimiz köyünde istihdam projesi. Bu projemizde köyde yaşan insanlarımızı köylerinde sahip oldukları imkanlar çerçevesinde kendi arazisinde ekonomik düzeyini düzeltip köyünde kalmasına yönelik. Bu projeyi DAKA ile paylaştık. Ve birlikte çalışmalara başladığımızda Türkiye’de örnek bir proje olacak. Genel hatlarıyla 8 yıl içerisinde üniversitemiz gerek eğitim gerekse de bina açısından ortalama olarak yüzde 60 ile yüzde 3000-4000 düzeyinde bir ilerleme kat ettik diyebiliriz. Gelirimiz 3-4 milyondan 23 milyona çıktı. Döner sermayemiz 70 milyondan 200 milyona çıktı. Değişik kalemlerde büyüme yakaladık.” Diye konuştu.

BATTAL: VAN TÜRKİYE’NİN OLMAZSA OLMAZIDIR

Vanlılık konusuna dair açıklama yapan Battal, Van’ın güçlenmesi için Vanlılık ruhunun hakim olması gerektiğine vurgu yapan Battal, “Vanlılık ruhu Van’ın önemini kavrayan, geleceğe emin adımlar atmak için gayret sarf eden Van’ı seven ve Vanlılar gülen ağlayan, Van için taşı taş üstüne koyan kimseler için önemlidir. Dolayısıyla bizim gibi Van’a yıllarını vermiş kimse ruhen, zihnen ve bedenen Vanlıdır. Ben Vanlıyım diyen en güçlü Vanlı’dan daha çok Vanlıyım. Ben birçok kimseden daha çok Vanlı ve samimi olduğumu ifade etmek istiyorum. Zira ben Vanlılık ruhu ile beraber hep şunun altını çizdim. Van Türkiye’nin olmazsa olmazıdır. Türkiye’nin denge noktasıdır. Bunu hiç kimse ne ifade edebilir nede ne anlama geldiğini çok fark edebilir. Bunun arkasına düşen ve gündeme getiren kişiyim ben. Rektörlük görevine gelmeden öncede buradaki Bardakçı TOKİ’yi yaptıran kişi benim.” Dedi.

“VANLILIKLA İLGİLİ ÖNEMLİ TESPİTLER ORTAYA KOYAN BİR İNSANIM”

Battal konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Asıl olan Vanlılık ruhudur. Vanlılık ruhunun Van dışında Türkiye’ye kavratılması gerekiyor. Van’a aidat duygusunu anlatmak önemlidir. Ülkede olan herkesin Van’a niçin sahip çıkılması gerektiğini insanlara anlatmamız gerekiyor. Van’ın sıcaklığını kavradıktan sonra Vanlılık ruhunu kavramamız çok normal. Bunun için biz şimdi fahri Vanlılık beratı oluşturuyoruz. Çok güzel bir proje bu. Bunu vali beye de ilettik ve DAKA ile birlikte ortak bir proje olacak. Van denizi ile birlikte dünyada korunması gereken bir kent. Van’a sahip çıkmak dünyada yaşayan her insanın görevidir diyorum. Van diğer kentlerden çok farklılık arz eden bir kent konumundadır. Ben Van’a ömrümü verdim. 29 yıldır ben Van’dayım. Vanlılıkla ilgili önemli tespitler ortaya koyan bir insanım. Şimdi bu noktada Vanlılıkla ilgili Van’a iki taşı taş üstüne koymayan bir insanın, Van’a büyük yatırımları ve destekleri olan bir insanın Vanlılığını tartışırsa ben üzülürüm. Benim Vanlılığımı tartışmak onların hakkı değil. Hiçbirinin ne yetkileri nede yetenekleri var. Vanlılığı tartışacaksa Van’da iki taşı taş üstüne koyan bir kişi olması lazım.”

BATTAL: HER ZAMAN EN İYİSİNİ YAPMAK İSTEDİK

Battal son olarak şunları söyledi: “Biz şimdi Teknokent’te 3 fabrikanın yapımına başladık. Bizim derdimiz Teknokent üzerinden istihdam oluşturmak. Derdimiz Vanlı hemşerilerimizin gelip iş bulması. Bu istihdamın oluşması ile birlikte Van’da tüm dünyaya ihracatla açılan bir firma olacak. Bizzat kendim buna öncülük ettim. Birçok firma içinde Ankara’da girişimlerde bulunan bir insanım. Sivil toplum kuruluşlarının da sorunlarına çözüm bulan bir insanım. Biz kapılarımızı herkese açtık. Biz rahatsız edilmek istiyoruz. Allah’a şükür Van için büyük hizmetler yaptık. Yaptığımız işler için her zaman en iyisini yapmak istedik. Yeni süreç için şunu söylemek istiyorum. Biz Van’ı seviyoruz. Ve Van’ı sevmenin bir ibadet olduğuna inanıyorum. Bu bir vatandaşlık vazifesidir. Bu konuda bir şey söylenecekse duygularımız dikkate alınarak söylensin lütfen.”

 ŞEHRİVAN RÖPORTAJ: MERAL YILDIZ – YUNUS EMRE AYKAÇ